| O insanlardan öte amaçlarımız önemli. | Open Subtitles | مغزى أهدافنا يتجاوز هذه الأهداف بحد ذاتها. |
| Yalnızca barışçıl amaçlarımız olduğunu ve tek istediğimizin barış içinde yaşamak olduğunu bildiklerini sanıyorduk. | Open Subtitles | كنا ننعتقد أن الأمريكيين ،يدركون سلمية أهدافنا وأن كل ما أردناه هو أن نعيش في سلام |
| Kısa vadeli amaçlarımız biraz daha az hırslı. | Open Subtitles | سامحينا , ولكن أهدافنا المباشره إلى حد ما أقل طموحا |
| Onu asimile edip kendi amaçlarımız için yetiştirebileceğimize eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة بأننا قادرون على إخضاعها و تدريبها لتُنفّذ أهدافنا |
| Ama artık amaçlarımız çeliştiğine göre yeniden anlaşma yapma vakti geldi. | Open Subtitles | لكن بالنظر لاختلاف أهدافنا الآن يبدو الوقت مناسبا لإعادة التفاوض |
| Tüm amaçlarımız hala aynı. | Open Subtitles | إخلاء في الحال جميع أهدافنا ستبقى نفسها |
| Bize amaçlarımız hakkında hiç bir direktif verilmedi. | Open Subtitles | لم نتلقى أي توجيهات حول طبيعة أهدافنا |
| amaçlarımız farklı olsa da yöntemlerimiz aynı. | Open Subtitles | برغم إختلاف أهدافنا, لكن غايتنا واحدة |
| amaçlarımız Bay Weiss aşağı yukarı aynı. | Open Subtitles | أهدافنا أقل بكثير مما إعتقدنا |
| Carl Carlson artık amaçlarımız için çalışabilecek bir aday olmayabilir. | Open Subtitles | (لربما لم يعد (كارل كارلسون المرشح المناسب لتحقيق أهدافنا |
| Bizim ayrı amaçlarımız neler acaba? | Open Subtitles | وماذا تكون أهدافنا الخاصة؟ |
| Çünkü amaçlarımız kesişiyor Duke. | Open Subtitles | لأن أهدافنا مشتركة دوك |
| amaçlarımız değişmedi. | Open Subtitles | أهدافنا لم تتغير |
| Dünyalarımız farklı Gibbs; ama amaçlarımız aynı. | Open Subtitles | عوالمنا مختلفة، Gibbs؛ أهدافنا... نفس. |