Yukarı ve uzağa gitme hissi verir, Ama yine de aşağı inecek olsanız nasıl ineceğiniz konusunda bir fikriniz olmaz. | TED | إنه يمتلك ذلك الحس بالصعود إلى بعيد ومع ذلك لا تفكر مطلقاً بكيفية ترحلك إذا كنت تحديداً تذهب إلى الأسفل |
Hala gündüz sayılır Ama yine de karanlık yolcuların ışığını yutuyor. | Open Subtitles | الوقت نهار وفقاً للساعة ومع ذلك فظلام الليل يخنق نور الشمس |
Hayır, Ama yine de. Çok küçük ve önemsiz bir varlığım vardı. | Open Subtitles | كلاّ، لكن مع ذلك ما زلت موجوداً بهذا الوجود الغير مهم والصغير |
Ama yine de Mavi Trenin Pulman vagonunda yolculuk yapıyorsunuz. | Open Subtitles | ورغم ذلك, فقد سافرت فى الدرجة الأولى فى القطار الأزرق |
Pencereden çöp atmaya bayılır, Ama yine de çok titizdir. | Open Subtitles | تحب رميّ القمامة من النافذة، ومع ذلك فهي لطيفة للغاية |
Her kuralı çiğneyebilirdi ortağını tehlikede bırakırdı Ama yine de o bir kahramandı. | Open Subtitles | بإمكانه كسر كلّ قاعدة، يترك شريكه في خطر، ومع ذلك يكون هو البطل. |
Hayal kırıklığına uğramıştım, Ama yine de birkaç yılda bir filmi izliyordum. | Open Subtitles | كنت محبط جداً من الفيلم ومع ذلك كنت أشاهده كل بضعة سنوات |
Ama yine de o şeyin kıçına Coors Light Up soktu ve pişirdi. | Open Subtitles | ومع ذلك قام بصنع الحشوة و طبخ ذلك الشيء و وضعه داخل الشوّاية |
Evet Ama yine de. Bir gençler topluluğu kötü kararları mı destekler? | Open Subtitles | حسناً, لكن مع ذلك جماعة من الرجال يساندون بعضهم بشأن القرارات الخاطئة |
İğne ve hastane kokuları içeren bir plan gerçi Ama yine de heyecanlıyım. | Open Subtitles | رائعة ، تنطوي على حقن وروائح مستشفى لكن مع ذلك نوعا ما جميلة |
Onun en yakın bakıcısı halam, ona göz kulak olmak için geceleri ayakta kalarak cidden çok çabaladı Ama yine de çoğu zaman onu yatağından ayrılırken yakalayamıyordu. | TED | عمتي، راعيته الأساسية، كافحت حقًا لتبقى مستيقظة ليلًا لتراقبه، ورغم ذلك تفشل غالبًا في ضبطه يغادر الفراش. |
Ama yine de şu anda seni istiyorum. Yüzündeki öfkeden, yanağındaki ateşli kandan dolayı. | Open Subtitles | ورغم ذلك, فى هذه اللحظة أريدك بسبب غضبك المرسوم على وجهك |
Ama yine de üç gün uzaklaştırılma cezası aldım, çünkü para hiç bulunamadı. | Open Subtitles | لكن مازلت سأحصل على ثلاثة أيام اجازة لأن المال لم يظهر إطلاقاً |
Ama yine de dinlemiyor. Yoluna çıkan herşeyi yıkıp geçer o. | Open Subtitles | لكن ما زال هو الرعد الذي يمزق كل شيء في طريقه. |
Aslında, bilim insanları bu durumun farkındaydı Ama yine de bu Natalia'nın Kuzey'deki örneği nasıl bulduğunu tam olarak açıklamıyor. | TED | عرف العلماء كل ذلك بالفعل، لكن لا يزال يصعب تفسير كيف وجدت ناتاليا واحدا في أقصى الشمال. |
Gördüğünüz gibi bu da başka türlü, oldukça ruhani Ama yine de çok sıkı bir kontrol. | TED | هذا نوع مختلف، روحانى للغاية ولكن مع ذلك تحكمى بشكل راسخ |
Ama yine de, sevgiline arka çıkmalısın, ne olduğu önemli değil. | Open Subtitles | لكن مازال ، أن ترجع الي صديقتك بغض النظر عن هذا |
Ama yine de bizim için, Foreman, Amerika'yı temsil ediyordu. | Open Subtitles | 'ولكن لا يزال ، بالنسبة لنا ، تمثل فورمان الأمريكية. |
Belki öyle Ama yine de Jerry alıcı, ben de vericiyim. | Open Subtitles | ربما ، ولكن مازال جيري هو الذي يأخذ وأنا التي تعطي |
Bir erkeğin değişmeyeceğini, hele senin gibi bir erkeğin hiç değişmeyeceğini biliyorum Ama yine de bir şeylerin bir parça değişmesini istiyorum. | Open Subtitles | انا اعلم انك لا تستطيع تغيير رجل وبالتأكيد لا تستطيع تغيير رجل مثلك ولكن مازلت أريد |
Ama yine de, bir iki arkadaşım olabilirdi. | Open Subtitles | ولكن ما زلت أستطيع امتلاك صديقة أو اثنتين |
Evet, Ama yine de bütün bu internet şeysini aptalca buluyorum. | Open Subtitles | نعم , لكن ما زلت أعتقد بأن مسألة الانترنت هذه غبية |
Ben onun karşısında kaybettim Ama yine de en iyi dostum oldu. | Open Subtitles | أنا خسرت ضده ، و لكنه لا يزال يعتبر أفضل صديق لي |
Kelle avcılığı yapıyor, bilirsin Ama yine de fırsat buldukça odama ışınlıyor kendini. | Open Subtitles | إنه يراوغ صائدي الجوائز الأشرار، كما تعلمين لكنه مازال ينتقل لغرفتي، كلما استطاع |