| Belki çocuk ve ailesiyle anlaşmak için bir yardımı olur. | Open Subtitles | انظر، ربما هذا سيساعد الصبي وعائلته على التعامل مع المشكلة |
| Belki onunla anlaşmak zorunda kalırım ama seninle anlaşmak zorunda değilim. | Open Subtitles | ربما يتوجب علي التعامل معها, ولكن لا يتوجب علي التعامل معك |
| Ve Hava Kuvvetlerine katılma nedenim uzaylı yerleşimleriyle anlaşmak için değildi, yani... | Open Subtitles | و التفاوض مع مستعمرة غرباء ليس من الاشياء التى انضممت من اجلها للقوة الجوية. |
| anlaşmak istediğinde tekrar gel. | Open Subtitles | حسناً لا صفقه, عد عندما تريد التفاوض |
| Görüyorsun, davacılarından 95'i anlaşmak için beni aradılar bile. | Open Subtitles | كما ترى ، 95 من مدعينك قاموا بالإتصال بي .من أجل التسوية |
| Dava kapanmadan önce anlaşmak için bir şansımız var ama kapanıyor ve kapandığı zaman onlara ayı bile teklif etsek boş. | Open Subtitles | لدينا فرصة لتسوية هذا قبل أن يظهر هذا للعيان لكن الوقت يمر وإن لم نقم بهذا فعرض القمر عليهم لن يكون كافياً |
| Bizimle anlaşmak istemesinin nedenini de anlıyorum, çünkü yaklaştığımızın farkında. | Open Subtitles | وأرى لما يود عقد اتفاق لأنه يعرف أننا قادمون إليه |
| Vazgeçtim. Bu günlerde onunla anlaşmak oldukça zor. | Open Subtitles | إننى أستسلم ، من الصعب على التعامل معه هذه الأيام |
| Yeni sahibiyle anlaşmak, senin için birşey farkettirmeyecek. | Open Subtitles | فهذا لن يُمثل فارق بالنسبة اليكَ في التعامل مع المالك الجديد |
| Hayır, anladım. Bu anlaşmak için zor bir durum. | Open Subtitles | لا، أتفهّم ذلك، قد يصعب التعامل مع هذا الأمر. |
| Sizin gibi zalimlerle anlaşmak yerine ölmeyi yeğlerler. | Open Subtitles | سيفضلون الموت عن التعامل مع أمثالكم من الهمجيين |
| anlaşmak istediğinde tekrar gel. | Open Subtitles | حسناً لا صفقه, عد عندما تريد التفاوض |
| Tekrar anlaşmak isteyen var mı? | Open Subtitles | هل هناك احدا اخر يريد التفاوض ؟ |
| Lobos'la konuştum, anlaşmak istiyor. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى لوبوس وهو يريد التفاوض |
| Henneberg sendikalarla anlaşmak için Dascalu'yu bu işin dışında tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يريد "هينيبرغ" أن يبقي "داسكالو" خارج الأمر حتى يستطيع التفاوض مع الاتحادات المهنية. |
| Biraz önce 5 milyondan 100 milyona çıktın şimdi de neden anlaşmak istemediğimi mi soruyorsun? | Open Subtitles | أنت فقط ذَهبتَ مِنْ 5 مليون إلى 100 مليون وأنت تَشْكّك لم لا أُريدُ التسوية |
| anlaşmak istemiyordu ben de diğerini yaptım. | Open Subtitles | هو لَمْ يَبْدُ الرغبة ليَعمَلُ التسوية لذا أنا عَمِلتُ الرد الثاني |
| Dinle, müvekkilim... anlaşmak istiyor, Rudy. | Open Subtitles | إستمع إلي عميلي يريد التسوية يا رودي |
| anlaşmak bizim için gittikçe daha zor olmaya başladı. | Open Subtitles | كان من الصعب علينا إيجاد حلول لتسوية النزاعات |
| Hep, zeki bir bayanla anlaşmak daha kolaydır diye düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما اعتقدت انة من السهل عقد اتفاق مع سيدة ذات دهاء |
| Ori, bizimle anlaşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرنا أوري بأنه مستعد لعقد صفقة |
| Buraya, muhtemelen Bay Odin Rossi ile ilgili anlaşmak için geldiniz. | Open Subtitles | ولكنك لم تضعنى فى السجن أنت هنا من أجل عقد صفقة وأنا أعتقد أنها تتعلق بالسيد "أودين روسى" |
| Bunu arkanda bırakmanın en hızlı yolu şu an anlaşmak ya da temyizin sonuçlanması beklersin, öfken dinmez- | Open Subtitles | أتفهم هذا ولكن أسرع طريقة لتجاوز هذه الأزمة هي القبول بالتسوية الآن وإلا فإن أمامكِ سنوات من الاستئناف |
| Sence gerçekten Kabine Sophia ile anlaşmak için seni zehirlediğime inanır mı? | Open Subtitles | أحقّاً تعتقد أنّ الوزارة ستصدّق أنّي سمّمتك لعقد اتّفاقٍ مع (صوفيا)؟ |
| Bin papel harcamak mı yoksa benimle nakitte anlaşmak mı istersin? | Open Subtitles | و تنفق ألف دولار , أم أم تعقد صفقة لتحصل على نقودك مني , خذ قرارك |