"anlaşmaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصفقة
        
    • اتفاق
        
    • الاتفاق
        
    • صفقة
        
    • الإتفاق
        
    • تسوية
        
    • لاتفاق
        
    • لإتفاق
        
    • العقد
        
    • التفاوض
        
    • للتفاوض
        
    • تفاهم
        
    • المعاهدة
        
    • إتّفاق
        
    • التفاهم
        
    Evet, anlaşmaya uydum. O da uydu, görüldüğü gibi. Open Subtitles حسناً ، نفذت الصفقة وهى أيضاً ، على ما يبدو
    Evet, anlaşmaya uydum. O da uydu, görüldüğü gibi. Open Subtitles حسناً ، نفذت الصفقة وهى أيضاً ، على ما يبدو
    Umut edelim de bir anlaşmaya varsınlar ve bizi bir süre serbest bıraksınlar. Open Subtitles دعنا نأمل أنهم يمكنهم التوصل إلى اتفاق وان يتركونا لحالنا لفترة من الوقت.
    Çok geçmeden konumunuzu tekrar düşünmenizi ve anlaşmaya uygun bir şekilde düzeltmenizi umuyoruz. Open Subtitles نأمل أن تعيد النظر في منصبك من دون تأخير وتعديله ليتوافق مع الاتفاق
    Adamı korkutarak anlaşmaya ikna ettirebilirsem bu çok da kötü sayılmaz. Open Subtitles ذلك ليس سيء، لو إستطعت إخافة هذا الفتى للحصول على صفقة
    Hey, Ben anlaşmaya çalışıyordum. Şansın varken, yapmama izin vermeliydin. Open Subtitles كنت أرغب في الإتفاق كان يجب عليكِ الذهاب، عندما واتتكِ الفرصة لذلك
    Bir anlaşmaya varmak istiyorum. Görüşmelerimizde sana pek bir şey vermedim. Open Subtitles أريد التوصل إلى تسوية تركتك بمعلومات قليلة سابقاً
    Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını, ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa, ailenin yararına olacağını söyledi. Open Subtitles قال أنك كنت صعباً فى المفاوضات لكن لو حصلوا على بعض المساعدة و عقدوا الصفقة بسرعة فذلك سيكون فى مصلحة العائلة
    İstediğin yolu seç. Yeter ki anlaşmaya var. Open Subtitles فلتختار اي من الطرق التي تروق لكَ فلتُتِمْ الصفقة فقط
    Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa ailenin yararına olacağını söyledi. Open Subtitles قال أنك كنت صعباً فى المفاوضات لكن لو حصلوا على بعض المساعدة و عقدوا الصفقة بسرعة فذلك سيكون فى مصلحة العائلة
    anlaşmaya vardık gibi görünüyor. Bu işi tamamlamak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles . يبدو أن لدينا اتفاق هنا . اتطلع الى فعلها
    Bu oyunda muhtemelen bir anlaşmaya varamayacaklar. TED في اي حالة من الممكن أن يرفضوا ولا يتتوصلوا إلى اتفاق.
    Ancak bazen siz toplu bir anlaşmaya daha çok yaklaştıkça sonuç daha güvenilmez hâle gelir. TED لكن في بعض الأحيان، الأقرب كونك من البدء في الحصول على اتفاق تام، الأقل موثوقية حينها هي النتائج.
    Kendimize oldukça azimli bir görev verdik: kazandıktan sonraki dünyayı açıklayan kısa bir ifade üzerinde anlaşmaya varma. TED وقد أعطينا أنفسنا مهمة طموحة: الاتفاق على بيان قصير يصف العالم بعد فوزنا.
    Weigert ile Valinin arasındaki anlaşmaya göre... tamamen özerkim. Open Subtitles بحَسبِ الاتفاق التي عقدتهُ وايغيرت معَ الحاكِم لدي حُكم مُطلَق
    Yaşıyorsa bile, benimle anlaşmaya yanaşmayacaklar, çünkü polis işe karıştı. Open Subtitles حسنا، حتى لو كان، أنهم لن صفقة معي لتشارك الشرطة.
    Dinleyin bu benimle burada bir anlaşmaya yapmakla alakalı değil. Open Subtitles اصغٍِ الامر لا يتعلق بي هنا ، لمحاولة عقد صفقة
    anlaşmaya göre borcuna karşılık, arazinin üçte birini bize devredecekmişsin. Open Subtitles ـ الإتفاق كان على أن تُسلم لنا ثلث أرضك لتفي دينك
    Evlat... bu aile çok büyük acılar yaşadı, ve bu bayanın anlaşmaya varmak istediği hissine kapıldım. Open Subtitles يا بني هذه الأسرة قد مرّت بالكثير و أشعر أن هذه المرأة تريد تسوية
    Bu nedenle bizim hükumetimiz, özellikle ortak paydanın anlamı endüstri anlaşmaya varmak olduğunda ortak fayda ile ortak paydayı karıştırmamalıdır. TED لذلك يجب على حكوماتنا عدم الخلط بين الصالح العام والأرضية المشتركة، خصوصاً عندما تعني الأرضية المشتركة الوصول لاتفاق مع الصناعة.
    Evet, bizim de aramız bozuktu ama daha sonra anlaşmaya vardık. Open Subtitles نعم , الأمور كانت سيئة بيننا لكن توصلنا بعدها لإتفاق
    Orayla ilgili bir teklif aldık. Ve anlaşmaya varıldı. Open Subtitles لقد قبلنا عرضاً لشراءه وقد اقترب العقد من الانتهاء
    Her halükârda bize 9 ay boyunca günbegün aralıksız pazarlıklara mal oldu, sonunda bu yıkımı önleyecek anlaşmaya varmak. Bu sadece iki sene önceydi. TED ولكن على أية حال، استغرق تسعة أشهر من التفاوض اليومي دون توقف أخيرا للحصول على الاتفاقية الموقعة لمنع هدمه، وكان ذلك قبل عامين فقط.
    Beni buraya anlaşmaya yollamış adamlardan sorumluyum. Open Subtitles أنّي مسؤول عن رجال الذين أرسلوني إلى هنا للتفاوض.
    Onunla öylece anlaşmaya varmadım, ona aşık oldum. TED لم أصل فقط إلى تفاهم معه، ولكنني وقعتُ في حبه.
    Yaklaşık on haftadan beri, bazı nedenlerden dolayı onlar da anlaşmaya ulaşamadılar. Open Subtitles منذ تقريباً عشَر أسابيع إنقضت هو ليس من العادل على ما أفترض أن المعاهدة لسبب ما وصلتهم
    Benim zamanımda genellikle bir anlaşmaya varırdık. Open Subtitles في أيّامي السابقة، كنا عادة نتوصّل إلى إتّفاق ما.
    Papa, iyi niyetli insanlar arasındaki anlaşmaya güvenir. Open Subtitles البابا يثق في التفاهم بين الرجال ذوي النوايا الحسنة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more