Çocukları olduğu gerçeği kafasına dank ettiğinde sorumluluk alması gerektiğini anladı. | Open Subtitles | عرف أن لديه أطفال، وأنه لا بد أن يكون مسؤولاً تجاههم |
Geçen sefer, yardımcı pilotum bir şeyler olduğunu anladı galiba. | Open Subtitles | بالمرة الأخيرة اعتقد بأن مساعدي عرف بأن هنالك شي يحدث |
Ona öğretmeye çalıştığım her şeyi anlamayabilir, ama bunu anladı. | Open Subtitles | ربما لا يفهم كل ما أعلمه له ولكنه يفهم هذا |
Baban anladı. Sloane'un tuzak kurduğu gerçeğini o fark etti. | Open Subtitles | لقد كان والدك.لقد اكتشف الحقيقة, أن سلونى كان يقوم باختبارنا. |
Swarm şebekesinin haritasını çıkardığımı anladı ve bir virüs gönderdi. | Open Subtitles | الحشد إكتشف بأنّني كنت أخطّط له الشبكة والبصاق خارج فيروس. |
Fakat bir süre sonra seni bir daha geri alamayacağını anladı. | Open Subtitles | ولكن في النهاية أعتقد أنها أدركت أخيرا انها لن تسترجعك أبداْ |
Gözyaşlarına boğuldum, bunu ondan gizlemeye çalıştım ama anladı. | TED | انفجرت بالدموع التي لم أستطع التحكّم بها، حاولت إخفائها ولكنّه عرف ذلك. |
Hiçbirimiz, ne siviller ne de itfaiyeciler o gece ne olduğunu anladı. | Open Subtitles | ولا واحد منا سواء كان مدنى أو رجل إطفاء عرف ماذا حدث فى تلك الليله |
Cinayetler haberlere çıkınca onu yok etmeye geleceğimi anladı. | Open Subtitles | أعتقد أنه عرف هذا عندما رأى فى الأخبار حالات القتل القادمة له |
-Sen ölüsün piçkurusu. -Hayır, o anladı tamam. | Open Subtitles | ستموت أيّها السافل لاتقتله؛ إنه يفهم ذلك |
Magua anladı ki beyaz adam kadınlarının köpeği. | Open Subtitles | هل تفهم؟ ماجوا يفهم بأن الرجل الأبيض كلب نسائه |
Dünyadaki herkes vücudunu sevdiğini anladı. | Open Subtitles | وبالمناسبة، العالم كله يفهم أنك معجب بجسدك |
Cord da nelerin döndüğünü anladı, peşlerinden gitti fakat her şey için çok geçti. | TED | كورد أخيرًا اكتشف بما يحدث وأسرع إليهم، ولكنه كان متأخرًا جدًا |
Neyse, ailesi onun gay olduğunu anladı. Buna dram diyebilirsin. | Open Subtitles | بعد ذلك اكتشف اهله انه شاذ جنسيا وتستطيع ان تقول انها دراما.. |
Birkaç ay sonra anladı ki burası bir suç örgütünün görünen yüzü. | Open Subtitles | عمل لبضع شهور ثم إكتشف أن هذا الملهي هو غطاء لمنظمة إجرامية |
Kızın ailesi anladı ki, herhangi birisi bu belirtiler hakkında eğitilmiş olsaydı kızlarının ölümü engellenebilirdi. | TED | وقد أدركت عائلتها أنه إذا علم أي شخص منهم هذه العلامات، لكان ممكنًا منع موتها. |
Papa Hazretleri Haçlı Seferi'nde kafirlere karşı kazanmak istiyorsa yardımına ihtiyacı olacağını anladı. | Open Subtitles | قداسته يتفهم أن اذا كانت الحملة الصليبية فرصة للوقوف ضد الكفار سيحتاج لمساعدتك |
Ve bunun eski yada yeni olmakla alakalı olmadığını anladı. | TED | وقال انه يدرك ، هي لا تتعلق بكونها قديمه او جديده. |
Adam beni anladı. | Open Subtitles | حسناً، الرجل فهمني |
Joy kendisi için en iyi durumu kabullenmesi gerektiğini anladı. | Open Subtitles | ادركت جوي انه من الممكن ان تستفيد نم هذا الموقف |
Ama Gloria Tanrısal miras işini harfi harfine anladı. | Open Subtitles | لكن غلوريا تفهمت قضية الملكوت السماوي حرفيا |
Başkan da mı bu şekilde yanlış anladı acaba? | Open Subtitles | إذاً، هل مِن المُمكن أن يكون الرئيس سيئ الفهم أيضاً؟ |
Diğer bir deyişle zirveye ulaşan başarısız oluyor. Herkes anladı mı? | Open Subtitles | بعنى آخر، آخر خاسرٍ هو الراسب الوحيد في هذه المرحلة، هل يفهمني الجميع؟ |
anladı, canım. | Open Subtitles | لقد تفهّم ذلك، يا عزيزتي |
Maymun kendi koluyla yaptığı herşeyi protez kolun da yaptığını anladı. | TED | أدرك السعدان أن كل ما فعلته بذراعها، تقوم به الذراع الإصطناعية كذلك. |
Ama orta parmağını gösterince, adam o zaman anladı. | Open Subtitles | إلا عندما أشار له بصبعه الأوسط. لقد فهم هذا. |