"anladıkları" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدركون
        
    • يكتشفون
        
    • يفهمون
        
    • يفهمونها
        
    • يفهمونه
        
    Daha kötüsü ise seçtiğim kurbanların insan olarak son nefeslerini... aldıklarını anladıkları andaki yüzleri. Open Subtitles الأسوأ حتى الآن وجه الضحايا الذين انا إخترتهم عندما يدركون انهم اوشكوا على اخذ اخر انفاسهم البشرية
    Sevgilim onlar bunu anladıkları sırada biz balayımızda Güney Amerika'da bir yerlerde bir kumsalda uzanıyor olacağız. Open Subtitles عزيزتي بمرور الوقت سوف يدركون الموضوع... سوف نستريح في مكان ما في جنوب الولايات المتحده
    Aralarında bir İngiliz casusunun olduğunu anladıkları zaman, onu öldüreceklerdir. Open Subtitles عندما يكتشفون أن هناك جاسوس بريطاني بينهم يراقبهم، سيقتلونه
    Kadının cesedinin kaybolduğunu anladıkları zaman için bir plan yaptın mı? Open Subtitles إذاً أفكرتِ بخطة عندما يكتشفون إختفاء رفاتها؟
    İnsanların meseleleri yanlış anladıkları çokça belgelenmiştir. TED من الموثق جداً أن الناس يفهمون الأشياء بصورة خاطئة.
    Hükmettiğim gücü anladıkları zaman. Open Subtitles حالما يفهمون القوّة التي أسيطر عليها
    anladıkları tek lisan şiddet. Open Subtitles اللغة الوحيدة التى يفهمونها هى القوة
    - Nesi iyiymiş? - Tek anladıkları odur. Open Subtitles -العنف هي الطريقة الوحيدة التي يفهمونها
    Bilimciler zar zor anladıkları birşeyi kullanarak hiç anlamadıkları birşeyi anlamaya çalışıyorlar. Open Subtitles بالطاقة المظلمة التي تفرقها في والوقت نفسه يتسخدم العلماء شيء بالكاد يفهمونه لمحاولة فهم
    Ne olduklarını anlayana kadar gayet korkunç ama nerede olduklarını anladıkları zaman sen ben gibi görünüyorlar. Open Subtitles حسنا ، إذا كانو يواجهون متاعب في الظهور فهم يشبهون " جميل مخيف " لكن عندما يدركون من هم سوف يبدون مثلي و مثلك
    Onları görmemeleri gerektiklerini anladıkları zaman. Open Subtitles عندما يدركون بأنه لا يجب أن يشاهدونهم
    Benim o olmadığımı anladıkları an kaçıyorlar. Open Subtitles وعندما يدركون إننى لست هى يبتعدون عنى
    Şimdi, eğer uçak şimdiki rotada kalırsa bir şeylerin yanlış gittiğini anladıkları anda okyonusta şu ana kadar uzaklaşmış olacaklar, karaya dönmek için de yeterli yakıtları olmayacak. Open Subtitles الآن، إذابقيتالطائرةعلىذلكالمسار ، سيبتعدون كثيراً إلى المحيط حين يدركون بأن شيئاً ما غير صائب و لن يتبقى لديهم الوقود الكافي للهبوط.
    - Ama anladıkları zaman... Open Subtitles ولكن عندما يكتشفون...
    Onların sanattan ve kültürden anladıkları yok. Open Subtitles - إنهم لا يفهمون الثقافة ولا الفنون
    Etki-tepki, tek anladıkları bu. Open Subtitles الفعل-رد الفعل هذا ما يفهمون
    - Nesi iyiymiş? - Tek anladıkları odur. Open Subtitles -العنف هي الطريقة الوحيدة التي يفهمونها
    anladıkları dilden konuşmalısınız. Open Subtitles تحدثو بلغة يفهمونها
    Tüm istedikleri veya anladıkları bu. Open Subtitles أنهم يشذون بالعنف هذا ما يفهمونه
    Şiddet, misilleme, anladıkları tek şey bu. Open Subtitles ...العنف، و الإنتقام هو كل ما يفهمونه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more