Benim Araştırmalarım kur yapan ya da kur yapılan insanlar için daha farklı bir sonuç gösteriyor. | TED | لكن بحثي الخاص اقترح أن الأمور قد تختلف لدى الأشخاص الذين يشاهدون أو يتعرضون للمغازلة. |
Araştırmalarım birçok bilim insanının uykunun en yenileyici olduğuna inandıkları evresine odaklanıyor: derin uyku. | TED | يركز بحثي على ما يعتقده الكثير من العلماء أكثر مرحلة مُجَدِّدة من النوم: النوم العميق. |
Benim Araştırmalarım da, doktor, hermafroditlere meyilli olduğumu çıkardı. | Open Subtitles | بحثي قادَني لإسْتِنْتاج، طبيب، بأنّني أُصبحُ صعباً للخنثوات. |
Yine, bu durum benim çalışmalarım, Araştırmalarım ve sahada gördüklerimle çatışıyor. | TED | مرة أخرى، هذا يتعارض مع عملي ومع أبحاثي مع ما أراه في الميدان. |
Fakat Araştırmalarım göstermişti ki bir ebebeyn yokluğunda yapılan itiraflar hatalı olma eğilimindedir. | TED | ولكن أبحاثي أظهرت أن اعتراف القاصر دون وجود أحد من والديه يكون عرضه للخطأ. |
Enerji ile ilgili Araştırmalarım nihayet son buldu. | Open Subtitles | البحوث الطاقية التي كنت أعمل عليها قد آتت ثمارها للتو |
Sanırım, benim kişisel Araştırmalarım hayatım boyunca sürecektir. | Open Subtitles | بسبب تحقيقي الشخصي، أعتقد سيستمر لبقية حياتي |
Dennis Kim geldiğinden beri Araştırmalarım anlamsızlaştı. | Open Subtitles | بما أن مجيء دينيس كيم جعل بحثي عديم الجدوى |
Araştırmalarım kesintisiz bir şekilde devam edecektir ve sosyal ilişkilerim beni ne engelleyecek, ne de geri püskürtebileceklerdir. | Open Subtitles | دعوني أؤكد لكم أن بحثي سيستمر و تلك العلاقات الإجتماعية ستواصل تحييري و صدّي |
Araştırmalarım güzel gitmesine rağmen insan refakatinin sıcaklığını özledim. | Open Subtitles | على الرغم من أن بحثي يسير على الطريق الصحيح إلا أنني اشتقت للرفقة الإنسانية الدافئة |
Sen ortadan kayboldun tüm Araştırmalarım ve tüm paramla. | Open Subtitles | وهذا هو المكان الذي اختفى مع جميع بحثي وأموالي؟ |
Araştırmaya ben başladım, benim son Araştırmalarım benim mirasım olarak arkamda bırakacaklarımdır. | Open Subtitles | قبل ان اغادر الشركة في البداية ساترك بحثي الاخير خلف إرثي |
Araştırmalarım ve haberciliğim bana, iyi yaşama sanatının genellikle en zayıf olanlar tarafından ustaca icra edildiğini öğretti. | TED | الشيء الذي تعلمته من بحثي وإعداد تقريري هو أن فن العيش بشكل جيد هو في الغالب ما يُمارس ببراعة شديدة من قبل الأكثر ضعفًا. |
CIA istihbaratı bu biyotoksinin Ruslardan çalındığını söylemişti ancak Araştırmalarım gösteriyor ki, bu toksin neredeyse kesinlikle ülke içinde üretilmiş. | Open Subtitles | الآن, المخابرات المركزية اقترحت أن السم البيولوجي قد سُرق من الروس, لكن أبحاثي تشير بأنّه على الأغلب, تم تطويره بالداخل. |
Tüm Araştırmalarım lanetli ev ve striptiz kulüplerinde işe yaradı. | Open Subtitles | حسناً كل أبحاثي تذهب للمنازل المسكونة وبيوت التعري |
Lise Araştırmalarım onların garip ve yalnız olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | كل أبحاثي في الثانوية تتكلم عن هؤلاء المنعزلون الفظيعون. |
Araştırmalarım sayesinde sistemin ne kadar bozuk olduğunu ve kritik kararlar için ne kadar az veri bulunduğunu fark ettiğimde, ilgiden takıntıya dönüştü. | TED | فقد تحول الأمر عندي من الفضول إلى الهوس عندما اكتشفت أثناء أبحاثي مدى هشاشة النظام ومدى ضحالة البيانات التي تستخدم في اتخاذ القرارات الحاسمة. |
Çocuğu kendi Araştırmalarım için kullanmak isterdim. | Open Subtitles | أود أن ألاحظ هذا الصبي في أبحاثي الخاصة |
20 yıllık Araştırmalarım ve tarihte alacağım yeri sırf yeğenine daha iyi bir hayat fırsatı vermek için feda ettim. | Open Subtitles | لقد ضحيت بعشرين عاماً من البحوث و بمكاني في التاريخ لأعطاء أبنة أخيك فرصه لحياة أفضل |
Detaylı Araştırmalarım sonucunda, | Open Subtitles | بعد المزيد من البحوث |
Sanırım, benim kişisel Araştırmalarım hayatım boyunca sürecektir. | Open Subtitles | بسبب تحقيقي الشخصي، أعتقد سيستمر لبقية حياتي |
Araştırmalarım çıkmaza girdiğinde mükemmel bir günah keçisi olacağım. | Open Subtitles | عندما يصل تحقيقي إلى نهايات مسدودة سأضحى كبش فداء ممتازاً |