| Ben de araştırmamı 10 yıl genişlettim ve bunu buldum. | Open Subtitles | لذا مددت بحثي لمدة 10 سنوات اخرى و وجدت هذا |
| Şişirme bir habermiş gibi görünüyor, ama araştırmamı incelersen hepsinin doğru olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | الكلام يبدوا كأنه كذب ولكن اذا نظرتي الي بحثي سترين انه كله حقيقي |
| Ben de yıllar boyunca birçok araştırmamı orada gerçekleştirdim. | TED | في ذلك المكان أجريت العديد من أبحاثي علي مدار السنين. |
| Kendi araştırmamı yaparım. Buna teklif sunduğum mülklerin zemin analizleri de dâhil. | Open Subtitles | اقوم بأبحاثي الخاصة، هذا يتضمن الحصول على تحليل للتربة لأي أرض أراهن عليها |
| - Kanıtlara göre bakacağız. araştırmamı yapıyorum, ne olduğunu bulacağım. | Open Subtitles | أنا أتتبع الأدلة و سأقوم ببحثي و سأكتشف ما هو |
| Çok ilginç, Clouseau hakkında öğrendiklerimle, araştırmamı bırakmamı isteyenlerin sayısı da hızla artıyor. | Open Subtitles | هو يفتن، لكن الأكثر أكتشف حول كلوزو، الأكثر بعض الأطراف المهتمة يفضل بأنني أسقط تحقيقي. |
| Ve bu da Başkan Obama ile ben, Anayurt Güvenlik araştırmamı ona gösterirken. | TED | وهذا أنا مع الرئيس أوباما، أعرض عليه بحثي الخاص بالأمن الوطني. |
| Şimdi hem bilinçli hem de biliçsiz tasarım yoluyla bu görünmez dünyalara nasıl etki ettiğimizi açıklayan ve bana farklı bir bakış açısı kazandıran mimari odaklı araştırmamı sizlerle paylaşmak istiyorum. | TED | سأقوم بمشاركة بيانات معكم من إحدى جوانب بحثي التي تركز على الهندسة المعمارية و التي توضح كيف، من خلال شيء مدرك و الشيء الغير مدرك، نحن نأثر على العالمم الغير مرئي. |
| Allah'tan, 1993 haziranında, bizim tanınmayan misafirimiz gitti, ama başka aileler çok daha şanssızdı, bu düşünce de benim araştırmamı teşvik etti. | TED | لحسن الحظ، في يونيو 1993، رحل زائرنا المجهول، لكن عائلات أخرى كانت أقل حظاً بكثير، وتلك كانت الفكرة التي حفّزت بحثي. |
| araştırmamı klasik veri madenciliğinden, insanların şehri nasıl keşfettiğine yönelik değiştirdim. | TED | لقد غيرت بحثي في قاعدة البيانات التقليدية لفهم كيف يمكن للناس اكتشاف المدينة. |
| Bir gün, araştırmamı oda dolusu MBA öğrencilerine sunmam gerekti. | TED | ذات يوم، ذهبت لأقدم بحثي في غرفة مليئة بطلاب ماجستير إدارة الأعمال. |
| Tümüyle, tüm zamanımı verdim ona bu yeni elementin ayrışımında yardım etmek için kendi araştırmamı bile bir kenara bıraktım. | Open Subtitles | كليا، لقد حتى وضعت جانبا بحثي الخاص تكريس وقتي كامل إلى التعاون معها |
| Baba, daha çok zamanın olduğuna göre sana bilimsel araştırmamı gösterebilirim. | Open Subtitles | أبي ، طالما لديكَ المزيد من الوقت، ربما أطلعكَ على أبحاثي العلمية. |
| Biri sabit diskime girip araştırmamı çalmış. | Open Subtitles | أحدهم اخترق قرص الكمبيوتر الصلب و سرق كل أبحاثي |
| Bir ailesi ve holografik kalbi var ve fonksiyonel bir kalp kopyalama araştırmamı finanse etmek istiyor. | Open Subtitles | لديه عائلة وقلب ثلاثي الأبعاد، ويريد تمويل أبحاثي لطباعة قلب كامل. |
| Şimdi araştırmamı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırım. | Open Subtitles | إنّي مستعدّ للارتقاء بأبحاثي للمستوى التالي. |
| araştırmamı yaptım, ve sana yüz bin euro önerebilirim. | Open Subtitles | لقد قمت ببحثي وأنا أعرض عليه 100 ألف يورو |
| araştırmamı tamamlayınca dikkate alırım. | Open Subtitles | حسنا سأفكر بذلك بعد أن أكمل تحقيقي بالكامل |
| Benden P.S.O'yu araştırmamı istiyorsun. İntihar bu! | Open Subtitles | أنت تريد مني أن أتحرى عن عميل من مكتب المساءلة المهنية، هذا إنتحار |
| Size böcekler üzerindeki araştırmamı bitirmem için, bana müsade etmeniz gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | أنا أخبرتك ينبغى أن تسمح لى بأن أٌكمل بحثى على مشاكل الخُنفساء. |
| Garip hikayenizi araştırmamı istediniz, ben de araştırdım. | Open Subtitles | تقص قصة غريبة وتطلب مني أن أتحقق منها. فعلت |
| Çünkü, neredeyse, kasabaya gelmeden üç dakikalık araştırmamı yaptım. | Open Subtitles | لأنني قمت ببحث لمدة 3 دقائق قبل أن آتي إلى هنا |
| Ben de kendi araştırmamı yaptım tatlım. | Open Subtitles | أجل , حسناً لقد قمت ببعض البحث الخاص بي , يا عزيزتي |
| Balkan, kitabı araştırmamı istiyor. | Open Subtitles | بالكان اراد منى ان ابحث فيها |
| araştırmamı ister misin? | Open Subtitles | تريدني ان اتحرى من هذا؟ |
| Goodman, 6. cesedi araştırmamı emretti. | Open Subtitles | لقد طلب مني جوودمان أن أحقق بأمر الجثة الأخرى الإضافية |
| Dur tahmin edeyim, onları araştırmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | دعني أخمن- - تريد مني أن أتقصى عنهم؟ |
| Hani benden Jack Bauer'ı araştırmamı istemiştin, kahvaltıdaki adam. | Open Subtitles | لقد طلبت منى ان احضر شخص يفحص "جاك باور" ، ذلك الرجل الذى كان على الفطور |