| Ben daha yeni Arabamın ne olacağına karar vermedim. | Open Subtitles | صحيح، لم أختر إلى الآن نوع سيّارتي الجديدة |
| Arabamın bagajında her daim o hınzır hergelelerden 2000 tane taşırım. | Open Subtitles | لأنني دوماً آخذ معي في السفر 2000 صورة لي وأنا وسيم في حقيبة سيّارتي |
| Ve muhtemelen de Arabamın ön camına o kurşunu sıkan kişi. | Open Subtitles | إنه غالبا هو الرجل الذى وضع رصاصة فى زجاج سيارتى الأمامى |
| Peki ama kendi ülkenize neden ancak Arabamın bagajında gizlenerek girebiliyorsunuz? | Open Subtitles | فلماذا اذا تدخل بلدك متخفى فى صندوق سيارتى ؟ لأن |
| Ona sevdiğim kadınla Arabamın arka koltuğuna gittiğimi.... ...ve 10 dakika dönmeyeceğimi söyle. | Open Subtitles | أخبره انني ذاهب للمقعد الخلفي لسيارتي مع المرأة التي أحبها ولن أعود لمدة 10 دقائق |
| Arabamın lastiği patladı. | Open Subtitles | كان عندي بعض المشكل بسيارتي. إطار مثقوب. |
| Arabamın koltuğunun altında verecek bir şeyler var. | Open Subtitles | حَصلتُ على المادةِ تحت مقعدِ سيارتِي الذي يُمْكِنُ أَنْ يَضْربَ ذلك. |
| Bir kaç saat önce, sokakta Arabamın içinde uyandım. | Open Subtitles | أنا أفقت في سيّارتي منذُ ساعة في الممرّ. |
| Sana Arabamın anahtarını verecek kadar güvendiğim gün. | Open Subtitles | نفس اليوم الذي أئتمنك فيه على مفاتيح سيّارتي |
| Arabamın birkaç kilometre ötede benzini bitti. | Open Subtitles | أجل، لقد نفذ الوقود من سيّارتي على مقربة عدة أميالٍ، أشعر أنّي سرتُ سيراً طويلاً. |
| Sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin. - Arabamın frenleriyle oynadığını biliyorum. | Open Subtitles | لا تتصنّعي البراءة، أعلمُ أنّكِ عطّلتِ فرامل سيّارتي. |
| Dostum, Arabamın tepesine çıkmış olma ihtimalin var mı acaba? | Open Subtitles | صديقي , هل هناكَ أيّ احتمال كنت أنت فوق سيّارتي ؟ |
| Ve onu yakalayacağım, enseleyeceğim, onu Arabamın kaputuna yapıştıracağım... fare bağırsağı gibi, ve onu hapisanenin parmaklıklarına fırlatacağım! | Open Subtitles | أننى سأضعه فى حقيبه و أضربه بعنف على غطاء سيارتى مثل حيوان مدمر.. و سوف أسقطه على درج سجن المقاطعه |
| Bu Arabamın ön camının sileceğine sıkıştırılmıştı. | Open Subtitles | لقد وجدتة تحت المساحات الزجاجية فى سيارتى |
| -İyiyim, Buddy. Tabi Arabamın kapısının açılıp durması gerçeği haricinde iyiyim. | Open Subtitles | ماعدا حقيقة اننى لا استطيع ان احتفظ بباب سيارتى من الوقوع فى كل مره افتحه |
| O golf sopalarını alıp Arabamın yanından git. Ve lanet Dixie'e geri dön. | Open Subtitles | إترك سيارتى وشأنها خذ أشيائك وإرجع ثانية الى ديكسى |
| İki gün içinde onu üç kere gördüm. Bunu da Arabamın altında buldum. | Open Subtitles | لقد رايته ثلاث مرات خلال يومين, ووجدت هذا تحت سيارتى. |
| Bu Arabamın ön camının sileceğine sıkıştırılmıştı. | Open Subtitles | كانت هذه تحت ماسحة الزجاج الأمامي لسيارتي |
| Tahmin edersin ki, sonrasında da Arabamın veya eskiden benim olan arabanın arka koltuğunda yatıyorum. | Open Subtitles | أمر آخر كما تعلم أنا أنام في المقعد الخلفي لسيارتي أو على الأقل ما كانت لتكون سيارتي |
| Buraya gelmek için Arabamın içine 3 köpeğimle doluştum ve beni kovuyor musun? | Open Subtitles | لقد حشرت 3 كلاب بسيارتي كي آتي ، والآن تطردني ؟ |
| Tamam, ev sahibine Arabamın anahtarını unuttuğumu söyledim. | Open Subtitles | الموافقة. حَسَناً. أخبرتُ صاحبةَ الملك تَركتُ مفاتيحَ سيارتِي. |
| Sende kalkıp bu kutuyu Arabamın üstüne koydun. | Open Subtitles | وبعد ذلك كنت وضعت في هذه الخانة على شاحنتي ؟ |
| Ona sahip çıkmayacak. Arabamın anahtarları o ceketin içindeydi. | Open Subtitles | ـ إنه لم يذهب للمنزل و لن سيحتفظ بهِ ـ مفاتيح سيارتيّ في ذلك المعطف |
| Hortlağı Arabamın arkasına atmış Defiance'a dikiz aynasından bakıyor olurdum. | Open Subtitles | كنت سأكون ناظرًا لـ(ديفاينس) في الخلفية و معي هذا الشخص في المقعد الخلفي. |
| Arabamın park etmeden önce mi yoksa sonra mı çizilmiş olduğunu bilirim ben. | Open Subtitles | أنا أعرف إذا كانت سيارتي قد خدشت قبل أن أوقفها أو لا |
| Arabamın tamirde olacağını hesaplamamıştım. | Open Subtitles | حسنا أنا اسفه لأنني لم أخطط لهذا و لكن سيارتي في التصليح |