| Algılayabiliyor; ama bunu yapmamayı tercih ediyor. Arada fark var. | Open Subtitles | إنهُ يستطيع ، وهوَ يختار الا يفعل ذلك هناكَ فرق |
| - Hayır, otele tecavüz. Arada fark var. - Beşle on yıI arası kadar. | Open Subtitles | كلا إقتحام فندق , هناك فرق من 5 إلى10 سنوات |
| Hayır, Bir daha asla yatağa girmicem, dedim. Arada fark var. | Open Subtitles | كلا، إنني فقط لم أذهب إلى السرير، فهُناك فرق. |
| Birkaç tane kaset yürüttüm o kadar. Arada fark var. | Open Subtitles | أنا نهبت بضعة أشرطة تسجيل هناك إختلاف قليل |
| - Onu senden korudum. Arada fark var. | Open Subtitles | ـ لقد اختطفتها ـ لقد احتفظت بها بعيداً عنكم ، هُناك فارق |
| Ben insanoğluna teslim oluyorum. Arada fark var. | Open Subtitles | أنا أستسلم للبشرية، ثمّة اختلاف. |
| Hayır, Bir daha asla yatağa girmicem, dedim. Arada fark var. | Open Subtitles | كلا، إنني فقط لم أذهب إلى السرير، فهُناك فرق. |
| Ona yalan söylemiyorsun, sadece ona gerçeği söylemiyorsun, Arada fark var. | Open Subtitles | انت لاتكذبين عليه انت فقط لاتخبرية بالحقيقة هناك فرق كبير |
| Gerilmiyorum, titizim. Arada fark var. | Open Subtitles | أنا لست متوترا أنا دقيق ومهتم بالتفاصيل وهناك فرق |
| Yerleşim mekânları dışında yaşamayı tercih ediyorum. Arada fark var. Kesin öyledir. | Open Subtitles | أختار أن أعيش بتواضع هناك فرق ما بال البذلة الكبيرة ؟ |
| Teşekkürler dedi, Arada fark var. Minnettarlığın doğru davranış olduğunun farkında. | Open Subtitles | لم ترفُض , لقد قالت شُكراً ,هُناك فرق ويجب ان تُميز هذا |
| Endişe değil. Ödüm kopuyor diyelim. Arada fark var. | Open Subtitles | لا ، الأمر عن الرهبة وليس القلق وهناك فرق كبير |
| Benim gizli görev için yetkim var. Arada fark var. | Open Subtitles | ، إنني مخوّل بأن أذهب متخفيّاً . هناك فرق بين اللإثنين |
| Viscount ünvanı asildir ama kraliyet değildir, Arada fark var. | Open Subtitles | اه، عنوان الفيكونت هو أنه من النبلاء ليس ملكي. هناك فرق |
| Pasaklı biri gibi davranıyorum. Arada fark var. | Open Subtitles | بل أعاملك كالريفي الغليظ ثمة فرق |
| Arada fark var-- ince bir fark, fakat yine de bir fark. | Open Subtitles | هناك فرق فرق بسيط ولكنه مع ذلك فرق |
| Aday olan hareket. Arada fark var. Sen göremiyorsun. | Open Subtitles | الحركة تظهر فى المرشح ولكن هناك فرق |
| Hayır, imaj demedim. Saygınlık dedim. Arada fark var. | Open Subtitles | كلاّ، لم أقل صورتي، قلتُ "سمعتي"، هناك فرق |
| Sen savaşı kızıştırıyorsun. Savaşan o. Arada fark var. | Open Subtitles | أنت تَشْنُّ حرب ، هي تُحاربُها ، هناك إختلاف |
| Hayır, ben protokollere uydum. Sense şöhret peşindeydin. Arada fark var. | Open Subtitles | لا، أنا أتبع القوانين، أنت تسعي للمجد، هناك إختلاف. |
| Arada fark var. | Open Subtitles | إنما.. يوجد فارق بينهما |
| Bence saçıyla söylüyor. Arada fark var. | Open Subtitles | غناها من شعره هناك اختلاف |
| Arada fark var. | Open Subtitles | إنها نظرية وهذا مختلف. |