| Otobüs şoförü 911'i aramış, otobüsünden inen telaşlı bir bayanı bildirmiş. | Open Subtitles | اتصل سائق الحافلة بالطوارئ، مبلّغاً عن امرأة مضطربة نزلت من الحافلة. |
| Resepsiyonistin dediğine göre dün buradan bir adam aramış ve hizmetçi gönderilmemesini istemiş. | Open Subtitles | وقال المحاسب في المكتب بأن رحلاَ ما اتصل بالأمس يطلب عدم تقديم الخادمات |
| Yani, onları bir hafta kadar önce aramış olabilirim, ama... | Open Subtitles | فان اتصلت بهم منذ اسبوعين قبل الحادث او شيئ كهذا |
| Evet, Fakat 555-0110 numara 3 kere art arda aramış: | Open Subtitles | أجل لكن هذا الرقم الذي إتصل به ثلاث مرات ممتالية |
| Daha yeni Odessa'da bir otelden annesini aramış ama onlar... | Open Subtitles | لقد إتصلت بأمها من فندق في أوديسا لكنهم لم يكونوا |
| Bay Cady beni bu sabah aramış ve eminim bana bilgi verecektir. | Open Subtitles | فقد أتصل سيد كادي اليوم صباحا وأنا متأكد من أنه سيوكلني له |
| Ama sırf kötü haber vermek için aramış da olamaz ki. | Open Subtitles | ولكن يمكن أن يتصلوا أعني , يمكنة أن يتصل لأي شيء |
| Bu kattan birisi sabahın iki buçuğunda matbaanın tekini aramış. | Open Subtitles | عمل اتصل لمحل طبع في هاليها الصباح 2: 30 في |
| Quinn'in eski erkek arkadaşı Jesse, ölmesinden önceki hafta 11 defa aramış. | Open Subtitles | ورقم اتصل به صديق كوين 11 مرة في الأسبوع الذي سبق وفاته. |
| Bir numarayı bir kaç gün içinde 30 kez aramış. | Open Subtitles | لقد اتصل بالرقم نفسه . ثلاثون مرة خلال الأيام الماضية |
| Bir kulübe girip yardım çığlığı atınca fedailerden biri 911'i aramış. | Open Subtitles | أحد الحراس اتصل بالنجدة بعد أن دخلت لناد ليلي لطلب النجدة |
| Son birkaç ayda, bu numarayı düzenli olarak çok geç saatlerde aramış. | Open Subtitles | خلال الأشهر الأخيرة اتصلت بهذا الرقم بإنتظام في وقت متأخر جداً ليلاً |
| Kızı her şeyi duyup 911'i aramış ve hemen buraya gelmiş. | Open Subtitles | ،البنت استمعت لكل ماجرى و اتصلت بالنجدة ثم هرعت مسرعة لهنا |
| Öğleden sonraki diş randevusunu onaylamak için diş hekimini aramış. | Open Subtitles | اتصلت بطبيب أسنانها لتؤكد موعداً طبياً كان لديها بعد الظهر |
| Üst kattaki camda görmüş. Ona seslendikten hemen sonra beni aramış. | Open Subtitles | من النافذة العلوية، لقد إتصل بي مُباشرة بعد أن نادت عليه. |
| Başsavcının sizi telefonla aramış senatörün yaşamının tehdit altında olduğunu belirtmiş. | Open Subtitles | وكيل النائب العام قال أنه إتصل بك و أبلغك أن حياة السيناتور معرضه لتهديد |
| Oteli. İki defa aramış. Saat birde yine arayacakmış. | Open Subtitles | إتصلت بالفندق مرتين وسوف تتصل الساعة الواحدة ظهرا |
| Rajiv, şikâyet hattını kimin aramış olabileceğine dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | راجيف , هل لديك فكرة عن من الذي أتصل بالخط الساخن ؟ |
| Washington'da bir telefon kulübesinden aramış ve bir annesi yok. | Open Subtitles | هو يتصل بتليفون عمومى فى واشنطن وليس لديه والده |
| Sully'nin sevgilisi üç hafta önce New Mexico'dayken annesini aramış. | Open Subtitles | صديقة سلي أتصلت بأمها من نيو ميكسيكو منذ ثلاثة أسابيع. |
| Komşularından biri polisi aramış. Kadını iki haftadır gören olmamış. | Open Subtitles | الشرطة تلقت مكالمة من جارها لم يرها أحد منذ أسبوعين |
| Garcia, zanlı o akşamdan önce kurbanları kullan at telefonda aramış mı? | Open Subtitles | غارسيا,هل قام الجاني بالاتصال بالضحايا من الهاتف القابل للرمي قبل تلك الليلة؟ |
| Ama öldürüldüğü gün, seni üç kere aramış. | Open Subtitles | لكنّهُ إتّصل بك ثلاث مرّات في اليوم الذي قُتل فيه |
| Çiftlikte konseyin patlayarak öldüğü o günde ise numarayı tam 10 kez aramış. | Open Subtitles | ويوم تعرّض أعضاء المجلس للانفجار بالمزرعة، اتّصل بهِ عشر مرّات. |
| Bütün gece amcamın arabasını sürerek onun evini aramış. | Open Subtitles | كان يقود طليلة الليل بالجوار فى سيارة عمى الشيفيل, يبحث عن منزله |
| Kapıyı çalmış ama kimse açmayınca 911'i aramış. | Open Subtitles | وأنه لا يوجد أحد يجبيب الباب ولذا قامت بالإتصال ب911 |
| Notu aldıktan sonra kimi aramış telefonuna bakacağım. | Open Subtitles | سأتفحّص سجل إتّصالاتها، وأعرف بمَن اتّصلت بعدما حصلت عليها. |
| - Gazete onu söyleşi için aramış... - Affedersiniz. | Open Subtitles | الصحيفه اتصلوا به وطلبوا أن يعملوا معه مقابله صحفية |