"arayış" - Translation from Turkish to Arabic

    • السعي
        
    • التساؤل
        
    • السعى
        
    • يحاول تجربته
        
    Ustalığı arayış, diğer bir deyişle, hemen hemen hep ileriye doğrudur. TED إن السعي إلى التفوق، بعبارة أخرى، يكاد يكون تقدماً أبدياً إلى الأمام.
    Fakat bu kutlamayla ilerleme için arayış, sevgi ve şefkat için kapasitemiz, eşit olarak kendini ortaya çıkarmak zorunda, kendini ortaya çıkarmak zorunda, TED ولكن ضمن هذا الإحتفال السعي لتنمية قدرتنا على الحب والرحمة ينبغي أن يفرض ذاته تماماً بنفس القدر.
    Bu arayış, hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. Open Subtitles هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة
    Bu arayış, hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. Open Subtitles هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة
    Kutsal Kase'yi arayış, devam edebilirdi. Open Subtitles السعى للكأس المقدّسة من الممكن أن يكتمل
    İntikam, arayış içinde olanların gözünü kör eden koyu bir ışıktır. Open Subtitles الانتقام هو ضوء معتم يعمي كل من يحاول تجربته
    Lauren, gelişmek için bir yer bulmak için bir grup mülteciyle bir arayış içerisine girer. TED لاورن تقرر السعي لإيجاد مكانٍ لها ولمجموعة من اللاجئين يكونون ناجحين فيه.
    Aşağı yukarı böyle bir şey, mükemmellik insanlar için imkansız, dolayısıyla bu arayış kendinize duyduğunuz saygıyı mahvetmekle kalmayıp sizi başarısızlıkla damgalayacak. TED ربما مثلًا، أن الكمال مستحيل للبشر، ولذلك، فإن السعي لطلب الكمال لن يزعزع ثقتك بنفسك فقط ولكنه سيجعلك تفشل.
    Birlikte çalıştığım girişimciler için keşfetmeyi, sürekli bir arayış hâli olarak ayarlıyorum. TED بالنسبة للمؤسسين الذين أعمل معهم أقوم بتأطير الاستكشاف على أنه حالة من السعي المستمر.
    Bu dediğin ateşte yanmamıza neden olan arayış mı? Open Subtitles أهو السعي عينه الذي أدى إلى موتنا حرقاً على الأوتاد
    Kısmen, bir pesimist olan Freud'un mirası var, ki mutluluğu aramanın zorunlu bir arayış olduğunu söylemişti, bireyin bebeklik yönleriyle sürülen ve asla gerçekle bağdaşmayan. TED جزئياً ، لدينا تراث فرويد ، الذي كان متشائماً وقال إن السعي لتحقيق السعادة محكوم بالدوافع الطفولية للشخص والتي لا يمكن أبداً أن تتحقق في الواقع.
    Bu beyhude arayış yüzünden hepsini öldürdü. Open Subtitles لقد قتلهم كلهم في هذا السعي الأعمى
    Bu arayış, bu hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. Open Subtitles هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة
    Bu arayış, bu hayatın gizemlerini çözme ihtiyacı. Open Subtitles هذا التساؤل , هذه الحاجة لحل أسرار الحياة
    Kutsal Kaseyi arayış. Open Subtitles السعى للكأس المقدّسة
    İntikam, arayış içinde olanların gözünü kör eden koyu bir ışıktır. Open Subtitles الانتقام هو ضوء معتم يعمي كل من يحاول تجربته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more