| Judas'ın kendini astığı gün de fırtına varmış. | Open Subtitles | حتى عندما شنق يهوذا نفسه ، كانت هناك عاصفة أيضاً |
| Asın onu! Bay Mack'i astığı gibi onu da asın! | Open Subtitles | اشنقوه اشنقوه بالطريقة التي شنق بها مستر ماك |
| Kendini astığı zaman, tam da bu saatlere denk geliyor. | Open Subtitles | وقد يكون هذا هو الوقت الذى شنق نفسه فيه. |
| Diş ipi naneliydi banyoda kurutmak için astığı G-string de yeşil olduğu için. | Open Subtitles | خيط التنظيف كان بنكهة النعناع غالبا بسبب الملابس الداخلية الخضراء التي علقتها كي تجف في الحمام |
| Amacına vurgu yapmak için meydanda astığı korsan Charles Vane'miş. | Open Subtitles | القرصان الذي شنقه في الساحة لكي يبرر وجهة نظره كان (تشارلز فاين) |
| Fakat ona göre o saray burasıydı, İtalyadaki Duino kendisini astığı yer... | Open Subtitles | لكن بالنسبة له، كان هذا القصر هنا، في "دوينو" بـ"إيطاليا"، حيث شنق نفسه. |
| Albay, Bailey kendini astığı gece Josh'un odasında olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | كولونيل، اذا انت تقول ان " جوش " كان بغرفته الليلة التى شنق " بيلى " نفسه ؟ |
| Kendini astığı yer. | Open Subtitles | هنا حيث شنق نفسه |
| Herhangi bir ağaç değil, sadece Judas'ın kendini astığı Aspen ağacı. | Open Subtitles | ليس أيّ وتد بل وتد (أسبن) من الشجرة التي شنق (يهوذا) نفسه عليها |
| Kimin kendini nerede astığı beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | لا أكترث بمن شنق نفسه و أين |
| Belki de Küçük Çocuğun, hücre arkadaşını astığı ile ilgili dedikodular doğrudur. | Open Subtitles | لذا ربّما الإشاعة حول (ليتل بوي) شنق رفيق زنزانته هو صحيح |
| Ama kendini astığı açık. | Open Subtitles | لكن لا شك لقد شنق نفسه |
| Hayır, kendini astığı için öldü. | Open Subtitles | لا , انه ميت لانه شنق نفسه |
| Kaydım ve yere düşerken halamın astığı şarkıcı Tom Jones posterini düşürdüm. | Open Subtitles | انزلقت ولحظة وقوعِ ، جذبت تلك الملصقة، المغني ( توم جونز ) التي علقتها عمتي على الحائط. |