| Mecnuniks'in kalbi aylardır sadece Yunan Prensesi İrena için atıyor. | Open Subtitles | لبعض الوقت الآن, قلب ألافوليكس ينبض فقط لإيرينا أميره اليونان |
| Ve ben sadece onun küçük kalbini hissediyordu Bitene kadar çok hızlı atıyor. | Open Subtitles | و كنت أستطيع الشعور بقلبها الصغير ينبض بسرعة عالية إلى أن تنتهي النوبة. |
| Yuvarlanıyor, takla atıyor, müthiş oynuyor. | Open Subtitles | إنه يرمي إنه يصخب ويلتف، يتخطى ويلعب بمهارة |
| Kalbim için. Küt küt atıyor. | Open Subtitles | أنا فى حاجة إليه من كل قلبى إنه يخفق هنا |
| - Evet, gerçekten de atıyor. - Şimdi dalga geçmeyi bırak söyle bakalım, neden Simla'da beni görmeye gelmedin? | Open Subtitles | نعم ، إنه حقا يدق لا تتخابث الآن و أخبرني |
| Yamaç atlayışı aşırı seksiydi. Kalbim hala küt küt atıyor, bak. | Open Subtitles | يا الهى عندما قفزت كنت مثير جداً قلبى مازال ينبض سريعا |
| Yolda görünce, konuştuğunu duyunca kalbim öyle atıyor ki sanırım dağda duymayan yoktur. | Open Subtitles | أراه على الأفق، وأسمعهيتحدث.. قلبي ينبض لدرجة أنّ أشعر بأن الكل هنا يسمعه |
| Karşımda duran şeyleri anlamaya çalışırken kalbim hızla atıyor, başım dönüyordu. | TED | قلبي ينبض بسرعة، أصبت بالدوار في رأسي، محاولة فهم ما الذي يقف أمامي. |
| Sorun kalbinde. Deli gibi atıyor. Böylesini hiç görmedim. | Open Subtitles | قلبه ينبض بشكل جنوني لم أرى شيئ يشبه ذلك من قبل |
| Kalbi hâlâ atıyor ama durumu kötüye giderse böyle bir durumda nasıl bir tepki vereceğini bilemeyiz. | Open Subtitles | قلبه ما زال ينبض و لكن إذا تدهورت حالته الصحيّة لن يكون هناك أيّة طريقة لمعرفة ردّة فعله لسلسلة أخرى من هذا القبيل |
| Oğlum hâlâ nefes alıyor. Kalbi hâlâ atıyor. - Hissedebiliyorsunuz. | Open Subtitles | إبني مازال يتنفس وقلبه ينبض بإمكانك رؤية ذلك |
| Kimler çöp diye neler atıyor neler... | Open Subtitles | انه مدهش من هذا الذي يقبل بأن يرمي نفسه هذه الرمية |
| Winchell ellerinden kurtuldu, topu atıyor. Comer defansı bırakıp top yakalayıcı oluyor. | Open Subtitles | يتجنب وينشل الهرولة يرمي الكرة يتحول كومر من صاد للهجمة إلى مستقبل لها |
| Pejmürde dış görünüşünüzün altında, her ne bahasına olursa olsun gerçeği araştıran deneyci bir filozofun kalbi atıyor. | Open Subtitles | خلف المظهر المتكدر الذي يخفق القلب لفيلسوف تجريبي |
| Leni'nin kalbi öyle hızlı atıyor ki, muhteşem göğüsleri, gümüş tabaktaki mezeler gibi, neredeyse elbisesinden dışarı fırlayacak. | Open Subtitles | كان قلب ليني يخفق بشدة لدرجة أن ثدييها الكبيرين قفزا خارج حمالة صدرها كحبات طعامٍ لذيذ تتدحرج في طبق فضي |
| Kalbim atıyor, ağzım kupkuru, dizlerim de jöle gibi. Kendimi çok iyi hissediyorum. | Open Subtitles | قلبي يدق بقوة,ركبتاي كما الهلام انه احساس عظيم |
| - Nabzı atıyor ama baygın. | Open Subtitles | ايها الشريف لديها نبض لكنها غائبة عن الوعي |
| Her öğle yemeğinde birisi tükürük topu atıyor. | Open Subtitles | في كل غداء يطلق أحدهم علي كرة من الورق مبللة بالبصاق |
| Joanna ile birlikteyken de eşyalarını böyle yerlere atıyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت ترمي الأشياء على الأرض هكذا عندما كنت انت و جوانا مع بعض ؟ |
| Sanki bu geminin bütün gücü benim damarlarımda atıyor gibi. | Open Subtitles | مثل كل هذه القوة التي في هذه السفينة تنبض بداخلي |
| Ve sonunda, ...kuzu günahlarından kurtulmak için bir köprüden kendisini atıyor. | Open Subtitles | و في النهاية رمى الحمل نفسه من معبر لينجوا من ذنوبه |
| Tifoid değil. Nabzı yüksek atıyor. Biraz da ateşi var. | Open Subtitles | إنّها ليست حمى التيفوئيد دقات قلبه مرتفعة، وحرارته منخفضة |
| Rus çeneye bir sağ yumruk atıyor! Kafaya bir sağ atıyor! | Open Subtitles | الروسى يضرب لكمة يمنى الى الفك واخرى يمنى الى الرأس |
| Bugünkü aerobik egzersizim. Kalbim deli gibi atıyor. | Open Subtitles | التمارين الرياضية مفيدة هنا، قلبي يقفز كالأرنب. |
| İşi bitince cesetleri resmen çöp gibi atıyor. | Open Subtitles | ببساطة فهو يتخلص من الجثث هناك مثل النفايات عندما ينتهي |
| Cesetleri aynı yere atıyor. | Open Subtitles | يلازم الرجل مكان الصيد ذاته، ومكان رمي الجثث ذاته |
| Yargıçlar bu tarz itirafları her gün pencereden dışarı atıyor. | Open Subtitles | القضاة يلقون بمثل هذه الاعترافات من النافذة |