Bu insanlara Rum ateşini veremem. Bu tarihin akışını değiştirir. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع إعطائهم نار إغريقية واغير فصل من التاريخ |
Çabuk halledelim şu işi. acil çağrı numaralarını aldık, kazağının nerede olduğunu biliyoruz, ateşini ölçmeyi öğrendik. | Open Subtitles | لقد رتبنا كل شئ ولدينا أرقام طوارئ القط وأين كنزاته ونعرف كيف نكشف حرارته أهناك شئ آخر |
- Şey bak, pek emin değilim. Ama onu eve götürüp ateşini ölçsem iyi olacak. Benim dijital termometrem var ya. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل أن آخذها للمنزل وأقيس حرارتها بميزان الحرارة الطبيعي الذي أملكه |
Tonik ateşini düşürecektir ama bunun tek tedavisi onu zehirleyen yaratığın ölmesidir. | Open Subtitles | الدواء سيقوم بإبطاء الحمى الدواء الوحيد هو موت المخلوق الذي تسبب بالعدوى |
Birinin sahile ilk çıkması... veya el bombasına atlaması veya düşman ateşini başka yere çevirmesi... sayesinde topçu birlikleri koordinat belirlerler. | Open Subtitles | و يجب على احدهم ان يبدأ الضربة أو يقفز فوق قنبلة , او يجذب نيران العدو حتى يستطيع زملاؤه تحقيق الهدف |
Her gün ateşini ölçmeyi unutma ve 38 derecenin üstüne çıkarsa bizi ara. | Open Subtitles | تذكري أن تقيسي حرارتك كل يوم و إتصلي بنا إذا تجاوزت الـ 100.4 |
ateşini kullanıp onların dikkatini dağıtacaksın. | Open Subtitles | أنت إستخدم نارك و أحْدِث إلهاء |
Metal kutu dolusu atık suyumuz varken kamp ateşini kim ne yapsın? | Open Subtitles | أجل، من يحتاج نار مخيم بينما لدينا صندوق معدني مملوء بالمياه المعالجة؟ |
Yapmanız gereken, Devrim ateşini harlamaktır. | TED | لكن ما علينا فعله. هو تأجيج نار الثورة. |
Ama bu sefer, kamp ateşinden uzaklaştırılan canavarlar değil, en başında kamp ateşini bizzat kuran canavarlarız. | TED | الفرق أن الوحوش هذه المرة لم تهرب من نار المعسكر وإنما أشعلت نار المخيم في المقام الأول. |
Önlem olarak, yatırmadan önce ateşini ölçmelisiniz. | Open Subtitles | كتنبيه، قيسوا حرارته قبل أن تضعوه في الفراش |
Evet. Doktor, ateşini ölçmemiz gerektiğini söyledi, unutma. | Open Subtitles | أجل، أحظر مقياس الحرار لنقيس حرارته مثل ماقال الطبيب |
Ateş gibi yanıyor, yani bebek de aynı şekilde. Derhal ateşini düşürmeliyiz. | Open Subtitles | حرارتها مرتفعة، مما يعنـي أن حرارة الطفل أيضاً كذلك علينا أن نـخـفـض درجة حرارة جسمها |
Terapiyle ona yardımcı olabiliriz ama önce ateşini düşürmemiz gerek. | Open Subtitles | يمكننا مساعدتها بجلسات العلاج لكن علينا أن ننقص درجات حرارتها أولا |
Dünya kendi ateşini kendisi düşürmeyecek. | TED | لن تكون الأرض قادرة على التعافي من الحمى لوحدها. |
Onu, St. Michael'a götüreceğiz ve ateşini düşüp düşüremeyeceğimize bakacağız. | Open Subtitles | سوف اذهب بها الى المستشفى ونرى اذا كان بامكاننا الانتهاء من الحمى |
Halka İlişkiler ateşini söndürüp belgelerde düzeltme yaptırabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد أن نخمد نيران العلاقات العامة يمكن لهذه الوثائق أن تُعدل |
Belki de tanrı, intikam ateşini ona emanet etmiştir. | Open Subtitles | وربما إئتمنه الرب على إشعال نيران إنتقامه. |
Kayıtları ben tutarım. Bugün ateşini ölçmediğime eminim. | Open Subtitles | إننى متأكدة أننى لم أقم بقياس حرارتك اليوم |
Öldüysen ateşini alabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني الحصول على نارك إن متّ؟ |
Şanslıysak, Ejderha bütün ateşini onun üzerine harcar. | Open Subtitles | بأيّ حظ ربما التنين أنقض معظم ناره عليه وعلى رجاله |
Hisset tutkunun ateşini Bebeğim yakalım hadi geceyi | Open Subtitles | اشعري بحرارة العاطفة ياعزيزتي دعينا نضيء الليلة |
- ateşini kontrol et! | Open Subtitles | ـ اضبطوا رصاصكم! |
...Kirsan ateşini kazara beraberlerinde getirdiler.Burada kapana kısıldı ve tabiki 10 bi yıl içinde mutasyon geçirip şu anda yaşadığımız belirtilere sebep oldu. | Open Subtitles | أول بعثة استكشاف جلبت حمى كيرسان بشكل عرضي وانحصر هنا وعلى مر 10000 عام تحور ليسبب الأعراض التي نعاني منها |
ateşini düşürmek için sadece başka bir şey veriyoruz. | Open Subtitles | نحاول منحكِ شيئاً ما أيضاً لأجل تخفيف درجة حرارتكِ |
Tabii Vesta'nın kutsal ateşini takip edecek bir kariyer herkese hitap etmiyor. | TED | إلا أن مهمتها صون شعلة فيستا المقدسة ليس حسب ذوق الجميع. |
Gün ortasında ona cehennem ateşini göndermekte bir sorun yaşamadım neyin çarptığını bile bilemedi. | Open Subtitles | وقتها لم يكن لدي اي مشكلة في اسقاط الصواريخ الحارقة عليه في وضع النهار لم يكن لديه اي فكرة عما ضربه |
Dışarı çıktığında ise ejderhanın ateşini soluyabiliyormuş. | Open Subtitles | وعندما ظَهرَ، هو نفسه يُمْكِنُ أَنْ يَتنفّسَ نارَ التنينِ. |