Oraya koştum, nehre atladım ve sonra da kızı çıkardım. | Open Subtitles | لقد نزلت مُسرعاً و قفزت إلى الجدول و سحبت الفتاة |
İrtifa kaybettiğimi fark ettim ve paraşütümü açıp helikopterden atladım. | Open Subtitles | و أدركت أنني سأسقط لذا فأخذت مظلة الهبوط و قفزت |
Bazı motorcular striptizciye zor anlar yaşattı, ben de atladım. | Open Subtitles | بعض راكبي الدراجات كانو يقسون على متعريه لذا قفزت لهناك |
Arkasından nehre atladım ama onu bulamadım. | Open Subtitles | قفزتُ في النهر بعد أن قفزت ولكن لم أجدها |
Birinci sınıfta sıkıldığım için sınıf atladım. | Open Subtitles | لقد تخطيت مرحلة دراسية لأنني أصبت بالملل في الصف الأول |
Tekrar bavulumu topladım, bir taksiye atladım ve doğruca havalimanına gittim. | Open Subtitles | وانسللت إلى الخلف و ركبت سيارة اجرة و ذهبت مباشرة للمطار |
Ağzıma şnorkeli yerleştirdim, ve Zodiac'tan suya atladım | TED | ومن ثم وضعت جهاز التنفس على فمي وقفزت من على القارب الى مياه المحيط |
- Noel sadece gelmekle kalmadı. Yataktan atladım. Alt kata koştum. | Open Subtitles | واللعنة، عندما حل عيد الميلاد، قفزت من السرير وركضت إلى الأسفل. |
2008'de Paris'de Eyfel'den atladım. | TED | في 2008 ، قفزت من على برج إيفل في باريس |
Bir kaç arkadaş ile değişik numaralar denemeye başladık, örneğin buradaki atlayış gibi, bir paraglider'dan atladım. | TED | لذا مع بعض الأصدقاء بدأنا ببعض الحركات المتعددة على سبيل المثال هذه القفزة هنا لقد قفزت من على مظلة |
Yatağımdan atladım ve vanayı kapatıp bekledim. | Open Subtitles | ثم قفزت من الفراش بعدما توقف هذا الصوت وانتظرت |
Silahsız bir keşif uçağı gördüm ve bir hendeğe atladım. | Open Subtitles | قفزت في خندق اليوم بفعل طائرة إستطلاع غير مُسلحة |
Suya atladım ve bu tarafa doğru yüzdüm. | Open Subtitles | لذلك قفزت إلى الماء وقمت بالسباحه متخذاً ذلك الطريق |
Önce ben duvardan atladım, sonra adamlarım peşimden atladı. | Open Subtitles | قفزت على الحائط أولاً ثم تبعني زملائي بعد ذلك |
Balkonda ağaç dalına atladım ve sonra da yere. | Open Subtitles | قفزت من الشرفة إلى شجرة البستان ثم للأرض |
- Mutfak masasından atladım. - Bunu nasıl yaparsın? | Open Subtitles | ـ لقد قفزتُ من على طاولة المطبخ ـ لماذا؟ |
On altıncı günde onun için dua etmem gerekiyordu. Bunu atladım. | Open Subtitles | اليوم 16 كان علي الصلاة من اجلها ولقد تخطيت ذلك |
Sonra arabama atladım ve sürdüm ve daha hızlı sürdüm. | Open Subtitles | بعد ذلك ركبت سيارتي و قدتها و قدت و قدت, بسرعة |
Ancak yükseklik korkum olmasına rağmen Geçenlerde kendimi başka bir insana iple bağladım ve 12000 feet'teki bir uçaktan atladım. | TED | لذا ورغم أنني أخاف من المرتفعات، قمت مؤخراً بربط نفسي مع شخص آخر وقفزت من طائرة من على إرتفاع 12 ألف قدم. |
Aynı acil dönemi içinde iki kez apandisit atladım. | TED | مرتين في دوام الطواري, فاتني التهاب الزائدة الدودية. |
Kabul ediyorum ki, bazı detayları atladım. | TED | أعترف أنني تجاوزت بعض التفاصيل. |
Bir şeyi atladım sanırım. Suç falan mı işledi? | Open Subtitles | ربما قد أغفلت شيئاً، هل ارتكب جريمة ؟ |
Üstüne atladım ama o biraz daha hızlıydı. | Open Subtitles | قمت بقفزة نحوه لكنه فقط كان سريعا أيضا |
Burada devriyelerin işi nasıl bilmiyorum ama... ..ben o bölümü atladım. | Open Subtitles | لا أعرف ماهو الوضع لأصحاب الدوريات هنا أعني لقد تخطيتُ ذلك الجزء |
Şu araç vardı ve beni çıkarmaya çalışıyordu sökülmüş bir parça gibi hissediyordum ben de onun üstüne atladım. | Open Subtitles | لقد كان يوجد هذا الوسط و قد كانت تحاول ان تطردني و لقد شعرت اني اتمزق فقفزت بداخلها |
Ne? Üstüne atladım! | Open Subtitles | أأطير نحوه؟ |
Diğerlerini uyarabileceği korkusuyla gece karanlığının çöktüğü odaya girdiği anda üstüne atladım. | Open Subtitles | خشية أن يطلق إنذاراً بالخطر هاجمته بعنف لحظة دخوله الغرفة المغطاة بظلمة الليل |
Aslında otobüse atladım ve beni buraya getirdi, kahrolası Kış festivallerine. | Open Subtitles | أنا في الأساس استقليت تلك الحافلة و هي أقلتني إلى هنا إلى المهرجان الشتوي اللعين |
Ölümün kıyısından hayata döndüm, gerçeği bırakıp bir masala atladım. | Open Subtitles | لقد جئت حيّ، بعدما كُنت على وشك الموت لقد رميت بنفسي في القصص الخيالية |