| 17 avantajın var, buradaki herkesten daha çok. | Open Subtitles | حسنا ، لديك 17 ميزة أكثر من الجميع حتّى الآن |
| Çünkü senin Max'ta olmayan bir avantajın var. | Open Subtitles | لأنـّه لديك ميزة لا يملكها ماكس |
| Bu konuda karar verme avantajın vardı. | Open Subtitles | في هذا، لديك ميزة حاسمة |
| Şimdi kendi sektörümden örnek vereceğim. biz Ariel Yatırım'da, aslında çeşitliliğimizi bir rekabet avantajı olarak görüyourüz ve bu avantajın iş dünyasının ötesine de uzanabileceğini düşünüyoruz. | TED | أستطيع إخباركم، من تجربتي في مجالي، بشركة آريل الاستثمارية نحن نعتبر تنوعنا، أفضلية تنافسية. ويمكن الاستفادة من هذه الأفضلية ليس فقط بأعمالنا. |
| Ama bu avantajın azaltılması konusunda Doktor Cassidy'ye güveniyorum. | Open Subtitles | لكني سوف أعتمد على د."كاسيدي" للتأكد أن أي أفضلية ستكون بحدها الأدنى |
| Büyük bir avantajın var, ne çıkacağını sen biliyorsun, yanlış olacaksın korkma, yanlışlıklarınla yüzleş. | Open Subtitles | انت عندك ميزه عظيمه , انت تستطيع ان تعرف صحه او خطأ الشىء الذى سوف تقوله انت عرفت انك سوف تكون على خطأ , تقبل هذا |
| Haksız bir avantajın var. İşin çocuklarla alâkalı. | Open Subtitles | لديك ميزه غير عادله، كنتي تعملين مع ذاك الطفل |
| Haksız br avantajın var. | Open Subtitles | لديك ميزة غير عادلة. |
| Senin hepimizden iyi bir avantajın var. | Open Subtitles | أنت تملك ميزة عنا جميعاً |
| Şimdi bir avantajın var. | Open Subtitles | الآن عندك أفضلية |
| Biraz avantajın olsun. | Open Subtitles | -هذا سيعطيك أفضلية بسيطة . |