"avlarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • فريستها
        
    • فريسته
        
    • فريستهم
        
    • فرائسهم
        
    • الطريدة
        
    • فريسة
        
    • فرائسها
        
    • ضحاياهم
        
    • الفريسة
        
    Gerçek kurtlar koku duyuları sayesinde avlarını kilometrelerce uzağa kadar takip edebilmeleriyle bilinirler. Open Subtitles الذئاب الحقيقية معروفة بأنها تتبع فريستها حتى بعد مائة ميل يوميًا بواسطة الرائحة
    Akrepler avlarını deniz dışında avlamaya başladı, sülükler solucan haline geldi. TED العقارب إتبعت فريستها خارج البحر. و الديدان أصبحت قواقع.
    Diğerleri kuzenlerinden sadece bir ısırık alırken, bunların bazıları yapışkan dokunaçları ile avlarını tuzağa düşürür. TED بعضها يخدر فريسته بواسطة مخالبها اللزجة بينما البعض الآخر يلتهم أبناء عمومته
    Mirketler ve çığırtkan kuşları kaçarken drongo avlarını kapmaya çalışacaktır. TED مع فرار القطط الجبلية والطيور الثرثارة، ينزل طائر الدرونغو بسرعة لسرقة فريستهم.
    avlarını yakalamak ve kendilerini savunmak için olağanüstü yöntemleri vardır. Open Subtitles لقد غيّروا بشكل رائع طرق إصطياد فرائسهم وكذلك دفاعهم عن أنفسهم
    Hem birbirlerini kollamayı hem de avlarını öldürmeyi sağlayacak kadar kusursuz. Open Subtitles فقد كانوا دقيقين كافية لتغطية نفسهم و اصطياد الطريدة في نفس الوقت
    Gözlerinin altındaki bu ışık üreten fotoforlar karanlıkta avlarını aramak için kullanılabilmektedir. Open Subtitles هذه (الحوامل الضوئية) أسفل عيونها تُستخدم للبحث عن فريسة في هذا الظلام.
    Bunların hepsi avlarını yakalamak için tüylü balina çubuklarını kullanan dişsiz balinalardır. TED كل هذه هي حيتان بالينية وهي تستعمل صفائح بالينية مشعرة بدلًا من الأسنان لاصطياد فرائسها.
    Benim ve benim gibi adamlar avlarını korkuttukları için ganimet elde edebilirler. Open Subtitles يمكنهم الحصول عليها بسبب الخوف الذي أنا ورجال أمثالي غرسناه في ضحاياهم
    Eşek arıları avlarının sinir sistemini sokuyor ...ve onları felç ediyor ama etin taze kalması için avlarını öldürmüyorlar. Open Subtitles وهم أيضاً يقرصون كل جزء من جهاز الفريسة العصبي حتى يشلوها، بدل أن يقتلوها، لكي يحافظوا على اللحم طازجاً.
    Avlanma topraklarına ulaşınca, avlarını bulmak için deniz aslanları üstün görüşlerine güvenirler. TED بمجرد وصول أسود البحر إلى منطقة صيدها، تعتمد على رؤيتها الثاقبة للعثور على فريستها.
    Timsahlar avlarını yerken, gözyaşı dökerler. Open Subtitles التماسيح تذرف الدّمع بينما تلتهم فريستها.
    Kitapta yazana göre boa yılanları avlarını çiğnemeden, bütünüyle yutarlarmış. Open Subtitles يقول الكتاب: "الأفعى العاصرة تبتلع فريسته كاملة دون أن تمضغها"
    Aynı zamanda avlarını izleyip, Alışkanlıklarını da öğrenirler. Open Subtitles بالإضافة إلى أنه يراقب فريسته ويتعلّم عادتها
    Kitapta yazana göre boa yılanları avlarını çiğnemeden, bütünüyle yutarlarmış. Open Subtitles يقول الكتاب: "الأفعى العاصرة تبتلع فريسته كاملة دون أن تمضغها"
    Çakallar avlarını ortaya çıkarmak için karmaşık hilelere başvurur. Open Subtitles يسهب إستعمال ذئب براري الخدع لتطويل فريستهم.
    Hepsi de avlarını uçarken yakalayabilecek üstün uçuş yeteneklerine sahip hava avcılarıdır. Open Subtitles جميعهم يصطادون في الجو معتمدين على مهاراتهم الرائعة في الطياران لألتقاط فريستهم في الجو
    Bulanık suda avlarını izlemek için yönlerini sesle belirlerler. Open Subtitles إستعمال اكلونك لرؤية فريستهم خلال الماء العكر
    Mükemmel şekilde gelişmiş deniz avcıları olan köpekbalıkları, avlarını birkaç mil öteden tespit edebilirler. Open Subtitles ،كونهم صيادوا بحر بتطور عالي فقد تكتشف أسماك القرش فرائسهم من مسافة عدة أميال
    İyi bir noktadan avlarını kilometrelerce görebilirler. Open Subtitles مع اماكن تعطيهم افضلية يمكنهم ان يروا الطريدة لمسافة اميال
    Pitonlar avlarını canlı canlı yer. Open Subtitles الثعابين تفضل فريسة حية.
    Bu, mümkün olduğunca fazla ışık algılamalarına ve en bulanık durumlarda bile avlarını saptamalarına yardımcı olur. TED يسمح هذا بدخول أكبر قدر ممكن من الضوء، مما يساعدها على تحديد مكان فرائسها حتى في أعتم الظروف.
    Farder Coram, çocuk kesicilerin avlarını nereye götürdüklerini bilmek istiyor. Open Subtitles الأب كورام يودانيعرف اين .يخبئ خاطفوا الأطفال ضحاياهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more