Ben annesi rolünü oynayıp ayaklarının ucunda öldürülmüş halde yatarken kulağıma şöyle fısıldamıştı. | Open Subtitles | عندما كنت اُؤدي دور اُمه و سقطت قتيله تحت قدميه همس لي قائلاً |
Bir oyuncak, veya şeker isteyeceğini düşündüm, ve o benden terlik istedi, çünkü ayaklarının üşüdüğünü söyledi. | TED | حسبت أنه سيطلب دُمية، أو حلوى لكنه طلب نعالاً لأنه قال أن قدميه كانت باردة |
Hem bu koca aptalın ve kokuşmuş ayaklarının yanında olmana gerek kalmaz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه ليس عليك الجلوس بجوار هذه الخرقاء ورائحة قدميها الكريهة |
Termodinamikler üzerine öğrenmek isterseniz, ördek iyi bir başlangıç, mesela neden ayaklarının üşümediği. | TED | أذا أردت أن تتعلم عن الديناميكا الحراية، فيمكنك أن تبدأ بالبط، على سبيل المثال، سبب عدم برودة أقدامهم. |
Eşit derecede önemli olan sosyal konular da var, genellikle kanun uygulayıcıların ayaklarının dibinde serili olan. | TED | ومما له نفس القدر من الأهمية هو أنه لدينا قضايا اجتماعية التي في كثير من الأحيان تقع تحت أقدام نفاذ القوانين. |
Eğer karaya çıkmak isterseniz, eğer yalnızca ayaklarının altında daha sağlam bir şey hissetmek isterseniz... ve ondan sonra eğer çevrende tanrıların müziğini artık duymuyorsan... | Open Subtitles | لو أنك قررت أن تتخلى عن أقدامك البحرية كى تشعر بشيئاً أكثر صلابة تحت قدميك حينذاك لن تسمع موسيقى الآلهة وهى تحيط بك |
Geldiğini, ayaklarının altındaki toprağın sarsılmasından fark edermiş. | TED | وقد شعرت أنه يأتي، لأنه سيهز الأرض تحت أقدامها. |
Ellerini söküp ayaklarının olduğu yere, ayaklarını da ellerinin olduğu yere koyacağım. | Open Subtitles | سأقتلع يديك وأضعهما مكان رجليك ثم سأقتلع رجليك وأضعهما مكان يديك |
Kuzunun ön ayaklarının altında da aşağı bakan, kolları açık iki insan var. | Open Subtitles | وتحت قدميه,يوجد رجلان ينظران لأسفل, ويفردان اذرعهما |
Sebastian onun tüm hayatıydı. Onun ayaklarının altındaki toprağa tapardı. | Open Subtitles | لقد كان كل حياتها كما تعرفون لقد كانت تعبد الأرض تحت قدميه |
Peynirli sandviçini açarken aşağı bakmış, ayaklarının dibinde buzların içinde duran donmuş bir vücut görmüş. | Open Subtitles | بينما كان يمسك شطيرة الجبنة نظر للأسفل ورأى جثة متجمدة عند قدميه |
Radar benim iş arkadaşım Olivia'nın altındaki gizli dev su havuzunu ortaya çıkardı, ayaklarının 7 kat aşağısında. | TED | والرادار قد كشف بركةً كبيرة من الماء السائل. مخفيةً تحت زميلتي أوليفيا, سبعة قصص تحت قدميها |
Erkekler ayaklarının altında. Birkaçını tanıyor. | Open Subtitles | الرجال يركعون عند قدميها و هي تعرف البعض منهم |
Bir şeyden haberleri yok, benim yok edici silahım onların ayaklarının altında gömülü. | Open Subtitles | و حتى الآن لا يعرفون أن أسلحة التدمير خاصتى مدفونة تحت أقدامهم |
Erkekler yumurtaları hala ayaklarının üstünde, birbirine yaklaşıp gruplar oluşturuyor. | Open Subtitles | الذكور، يختلطونفي مجاميع، بيضهم مازال مُخزن فوق أقدامهم. |
Sevdiğimiz insanların ayaklarının fotoğraflarını duvarımıza asmayız. | Open Subtitles | فنحن لا نعلق صور أقدام من نحبهم على الجدران |
Kasvetli görünüyor olabilir, kasvetli olabilir ama ayaklarının altında katı toprak ve başının üzerinde gökyüzü olacak. | Open Subtitles | .. ربما يبدو غريباً لكنها أرضية صلبة تحت أقدامك وسماء حقيقية فوق رأسك |
Büyükbabam ayaklarının fena halde kesildiğini söylemişti. | Open Subtitles | الجد قال أن أقدامها جُرحت بصورة سيئة جدا |
Bu yerlerde biriken ve taşındığımız günden beri ayaklarının altına nüfuz eden kaç bakteri vardır kim bilir. | Open Subtitles | من يعلم كم عدد البكتيريا التي تجمّعت بالأرض واسرعت إلى رجليك منذ ان انتقلنا الى هنا |
Bir hanım ayaklarının ağrıdığını söylemez. | Open Subtitles | دوروثي، عفوا، السيدة لا تعترف أبدا أن قدمها تؤلمها |
Tekrar ayaklarının üzerinde durabilmen için sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد مساعدتكِ على الوقوف على قدميكِ مرة أخرى |
Eper hiç bir kısa mesafe koşucusunu izlediyseniz, ayaklarının tabanı pistte değen tek şey, | TED | اذا شاهدت عداءا من قبل فان مشط اقدامهم فحسب هو الذي يطال الارض |
Benimle gel ve seni rüyalarının ötesine götürecek yolu ayaklarının altına sereyim. | Open Subtitles | تعال معى و سوف أضع قدميك على الطريق الذى سيؤدى بك إلى كنز أبعد من أحلامك |
İkisi de ayaklarının altında doksan kiloluk bir ceset yattığını bilmiyor. | Open Subtitles | ومع ذلك, لم يكن يعلم أي منهما أن هناك جثة تزن200 باوند فقط بإنشات قليلة تحت قدميهما. |
Kolipoki, papaz adamlarına ayaklarının yanlış doktrin yüzünden Tanrının verdiği ceza olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | القسيس اخبر تابعيه ان ما حصل لقدميك هو عقاب الرب لأنك تبشر بدين خاطئ, الان عليك ان تثبت احقية دينك,صلي لأجل قدميك |
Onları durdurmayı düşünürken ayaklarının donmasını engelle. | Open Subtitles | حاول أن تحمي قدماك من التجمد بينما نفكر في طريقة لإيقافهم |
Yalan yok arka ayaklarının üzerine kalkıp göğüslerinden süt fışkırtmaya başladılar. | Open Subtitles | وقفوا على أرجلهم الخلفية و بدأوا يصوبونني بالحليب من أثدائهم |