Partinin olduğu gece Bay Caspere'in evinizden kaçta ayrıldığını hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكّر الوقت الذي غادر فيه السيّد كاسبير منزلك ليلة الحفلة؟ |
Onu naklederlerken kaçmış. Ülkeden ayrıldığını sanıyoruz. | Open Subtitles | هرب بينما كانوا ينقلونه إلى سجن آخر نظن أنه غادر البلاد |
Sen ayrıldığını söylemiştin çünkü büyükannem güçlerimizi kullanmamızı istiyordu, ama sen istemiyordun. | Open Subtitles | لقد قُلتَ بأنك غادرت لأنَّ جدَّتنا أرادت أن نستخدم قدراتنا وأنت رفضت |
Artık onun evden ne zaman ayrıldığını parkta normalde hangi yoldan gittiğini öğreniyoruz. | Open Subtitles | وفجأة نعرف متى غادرت منزلها ما هو الطريق الذي عادة تسلكه حول المنتزه |
Feribotun zamanında ayrıldığını görmem gerekiyor. Size buluşma noktasında katılırım. | Open Subtitles | يجب ان اتأكد ان العباره تغادر فى الموعد ثم سألحق بكم |
Hayır. Oradaki bağlantımız suikastçının Yugoslavya'dan bu sabah ayrıldığını bildirdi. | Open Subtitles | لا ، عميلنا هناك قال ان هذا القاتل غادر يوغوسلافيا هذا الصباح |
Lex'in operadan ayrıldığını söylediği saat 10'dan sonra otel parkına 22 araç giriş yapmış. | Open Subtitles | أدخل خادم الفندق 22 سيارة إلى مرآب الفندق تلك الليلة بعد العاشرة عندما قال ليكس إنه غادر الأوبرا |
Ona ateş ettikten sonra evden ayrıldığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنه غادر المنزل بعد أن اطلقت النار عليه |
Cesedi dolaba saklıyor ve misafirin ayrıldığını söylüyor. | Open Subtitles | انه يخبئ الجثة بالخزانة ومن ثم يشير الى ان الضيف قد غادر |
Ne zaman uyandığını önemsemiyorum. Ya da ne zaman işten ayrıldığını önemsemiyorum. | TED | لا يهمني متى جئت للعمل في الصباح ، أو متى غادرت . |
O'na Kontes'in aniden ayrıldığını ve tüm değerli eşyalarını da yanına aldığını söyle. | Open Subtitles | قل له أن الكونتيسة غادرت علي عجل حاملة كل مجوهراتها معها |
Annen ayrıldığını söyledi, 6:00 gibi. | Open Subtitles | امك اخبرتني بانك غادرت قرابة السادسه صباحا |
Ona Yeşil Odaya kadar eşlik etmiş. Ama ayrıldığını hatırlamıyor. | Open Subtitles | ورافقها إلى الغرفة الخضراء لكنه لا يتذكر رؤيتها تغادر |
Suvarov'un helikopterinin hava üssünden ayrıldığını izliyorum. | Open Subtitles | أنا أشاهد مروحية الرئيس سوفاروف تغادر القاعدة الجوية |
Kanka, Kendall'ın şu Jeff denen heriften ayrıldığını söylemiştin hani. | Open Subtitles | يا صديقي، واعتقدت أنك قلت أن كيندال انفصلت عن جيف |
Nasıl olur da annem ve babamın ayrıldığını bana söylemezsin? | Open Subtitles | بحق الجحيم كيف أمكنك أن لا تخبريني أن أمي و أبي قد انفصلا ؟ |
Ondan ayrıldığını söyleyen biri için, ortaya çıkaracağı şeylerden ötürü endişeli gibisin. | Open Subtitles | كما تعرف، بالنسبة لشخص يدعي أنه إنفصل عنها تبدو بالتأكيد قلقاً بما يمكن أن تكشفه |
Kız arkadaşından ayrıldığını biliyorum ve araya ihtiyacın olduğunu. | Open Subtitles | أعلم أنك إنفصلت عن حبيبتك وتحتاجين لبعض المجال |
Bir yaşını doldurmadan Hindistan'dan ayrıldığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتُ أنكِ غادرتِ الهندَ قبلَ أن تتمي عامكِ الأول؟ |
Bana yalan söyledi ve benimle yatmak için kız arkadaşıyla ayrıldığını açıkladı. | Open Subtitles | هو كذب علي وقال انه انفصل عن صديقته لكي يحاول ان ينام معي |
Onlardan ayrıldığını ve seni takip edemeyeceklerini söylemiştin. | Open Subtitles | قُلتِ بأنّكِ انفصلتي عنهم؟ بذلك لا يستطيعون تعقبكِ |
Bana, ailenin ayrıldığını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ أخبرتيني أن والداكِ كانا منفصلان |
Hayır, geçen geceki dansta refakatçiydim, ve senin Kristy ile ayrıldığını gördüm. | Open Subtitles | لا ,لقد كُنت راعية في الليلة الماضية في الحفلة و رأيتك تُغادر بصُحبة "كريستي" |
Evden ne zaman ayrıldığını, eve ne zaman geldiğini, arkadaşlarının ne zaman sende kaldığını bilmek isteyecek. | Open Subtitles | يريد ان يعرف متى تغادرين ومتى تعودين للمنزل متى تدعين اصدقائك |
Yani, Ben... ben ayrıldığını bile fark etmedim. | Open Subtitles | أعني, لم... لم ألحظ أصلاً أنكِ غادرتي. |
ayrıldığını veya seni başka bir yere atayacağımı söyleme. | Open Subtitles | غيديون لم يأتي ولا تقولي لي انك استقلت او سأقدم طلبا بالانتقال |