| Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına ne oldu? | Open Subtitles | مهما يكن الذى حدث فى انفصال الكنيسه عن الدوله ؟ |
| - Will'ın ondan ayrılmasını ve ondan ayrılma sebeplerini anlatıyordu ve ondan ayrılmasına sebep olan kişi, sensin, değil mi? | Open Subtitles | نعم أعرف. لقد كانت تتكلم حول انفصال ويل عنها, وعن السبب وراء ذلك. |
| "...ama nihayet 1959 yılında..." "...ihtiyar adamın Kaya'dan ayrılmasına müsaade edildi." | Open Subtitles | لكن في عام 1959 تم السماح للرجل العجوز أخيرا بمغادرة الصخرة |
| Onun için hayatını riske atmaya istekliliğinden etkilenen Yaşlı Adam, ölümsüz bitkiyle birlikte dağdan ayrılmasına izin verdi. | TED | رق قلب العجوز بعد أن رأى استعدادها للتضحية من أجله، فسمح لها بمغادرة الجبل ومعها العشب الخالد. |
| Gezici laboratuvarın ayrılmasına başlanıyor. | Open Subtitles | البَدْء إنفصال المختبرِ النقَّالِ. |
| Virüs bulaşanların buradan ayrılmasına izin veremem. | Open Subtitles | الأشخاص الذين أصيبوا بالفيروس لا يمكنني السماح لهم بالمغادرة حسناً. |
| Gözümün önünden bir an bile ayrılmasına izin vermem hiçbir şeyin. | Open Subtitles | لا أترك أي شيء يغيب عن ناظري منذ لحظة توقيعي |
| Gemi ayrılmasına 4 dakika 45 saniye kaldı. | Open Subtitles | انفصال السفينة في غضون أربع دقائق و45 ثانية . |
| Gemi ayrılmasına 4 dakika 30 saniye kaldı. | Open Subtitles | انفصال سفينة النجم في غضون أربع دقائق، 30 ثانية . |
| Gemi ayrılmasına 4 dakika 15 saniye kaldı. | Open Subtitles | انفصال سفينة النجم في غضون أربع دقائق، 15 ثانية . |
| Uzay gemisinin ayrılmasına, altı... beş, dört, üç... iki, bir. | Open Subtitles | انفصال السفينة فى 6 5 ... 4... |
| Gemi ayrılmasına beş dakika var. | Open Subtitles | انفصال السفينة في غضون خمس دقائق . |
| Bin Ladin Ailesi'nden 24 kişi dahil olmak üzere toplam 142 Suudi'nin Amerika'dan ayrılmasına izin verildi. | Open Subtitles | بإجمالى 142 سعودى من ضمنهم 24 عضوا من عائلة بن لادن سُمِح لهم بمغادرة البلاد |
| Sence Gibbs, Cobb'un Avrupa'dan ayrılmasına izin verir miydi? | Open Subtitles | كان جيبز هل تعتقد ان بمغادرة اوروبا أصلاً؟ |
| Mağazada bir durum söz konusu ve kendi güvenliğiniz için kimsenin ayrılmasına izin veremem. | Open Subtitles | لدينا حالة هنا في المتجر و من أجل سلامتكم لن أسمح لأي شخص بمغادرة المكان |
| Kuzey'in, Müttefik Eyaletler'in ABD'den ayrılmasına izin vermediği zamandan çok bir farkımız kaldı mı? | Open Subtitles | عندما لم يسمح الشمال للولايات الكونفدرالية بمغادرة الولايات المتحدة الأمريكية؟ |
| Şu anda kimsenin hastaneden ayrılmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | "لا يمكننا السماح لأحد بمغادرة المستشفى في الوقت الراهن" |
| Kayıp kadının, Wallace'ların ayrılmasına neden olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن المرأة المختفية كانت سبباً في (إنفصال آل (والاس. |
| Babamın Zoe'dan ayrılmasına çok üzülmüştüm, | Open Subtitles | شعرت بالإستياء حيال إنفصال أبي عن (زوي) |
| Birbirinizle konuşana kadar kimsenin ayrılmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أسمح لأي أحد بالمغادرة حتى تتحدثا إلى بعض. |
| Kimsenin ayrılmasına izin verilmiyor. Yiyecek bile zor bulunuyor. | Open Subtitles | هي كذلك، لا يسمح لأحد بالمغادرة |
| Geçen seferki gibi gözünün önünden ayrılmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعيه يغيب عن عينك كمان فعلتِ المرة السابقة. |