"ayrımcılığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • التمييز
        
    • تمييز
        
    • عنصرية
        
    • التفرقة
        
    • العنصرية
        
    • العنصري
        
    • والتمييز
        
    Bu hareketler dini ve cinsel azınlıklara karşı ayrımcılığı sağlar. TED تغذي هذه الحركات بشكل عام التمييز ضد الأقليات الدينية والأقليات الجنسية.
    Daima eşcinsel olduğumu söylemenin bir nedeni olmadığını söyledim kendi kendime. ama kendi memleketim olan Kansas'ta bu ayrımcılığı değiştirebilme şansımı çöpe attığımda bu sessizliğimin toplumsal sonuçları olduğu düşüncesi tamamiyle aklımı başıma getirdi. TED دومًا أخبرت نفسي بأن ليس هناك داع لمشاركة أنني مثلية، ولكن الفكرة بأن صمتى له عواقب اجتماعية عادت فعلًا هذه السنة عندما فقدت فرصة لإحداث تغيير في جو التمييز في مسقط رأسي ولاية كانساس.
    Fakat ırk ayrımcılığı artık en belirgin formunda ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi. TED ولكن التمييز العنصري هو الشكل الأبرز، والله يعلم أن أمريكا هي الأفضل على الإطلاق فيه.
    "Arıcılık ve Kraliçenin ayrımcılığı Üzerine Bazı Fikirler." Open Subtitles كتاب صغير عن ثقافة النحل مع بعض الملاحضات عن تمييز الملكة
    Bu yaş ayrımcılığı, yaşlı oldukları için insanlara karşı önyargılı olmak. Open Subtitles هذه عنصرية ضد كبار السن تبدو متحاملاً على كبار السن
    Nedeni yaş ayrımcılığı, yani yaşa bağlı ayrımcılık ve klişeleştirmeler. TED السبب هو التفرقة العمرية. التمييز والتنميط على أساس السن.
    Irkçılık, sınıf ayrımcılığı gibi uzun tarihleri olan sıkıntılardan geliyorlar. TED هي نتاج تاريخ طويل بسبب العنصرية والطبقية، ومجتمع مبني على العرق والتقسيم الطبقي.
    ayrımcılığı gördüğümüzde anlıyoruz ve bunun için birlikte savaşmalıyız. TED نحن نعرف التميز العنصري حينما نراه، ويجب علينا محاربته سوياً.
    Allegheny Vilayetine karşı bir konut ayrımcılığı davası daha önce Talbot Kulesi projelerinin durduğu yere taşındı. TED وقاموا برفع قضية التمييز في مجال الإسكان ضد مقاطعة ألغاني وتمت إزالة المشاريع حيث كانت أبراج تالبوت منتصبة ذات مرة
    Mahkemenin cinsiyet ayrımcılığı ya da ırk ayrımcılığını gördüğü çerçeve tek taraflıydı ve çarpıtılmıştı. TED الإطار الذي كانت تعتمد عليه المحكمة التمييز بين الجنسين أو التمييز العنصري كان متحيزًا ومشوّهًا.
    Artık, taciz ve ayrımcılığı, bu derdi çözebilecek kişilere bildirmemizin zamanı. TED حان الوقت لنُبلغ عن هذا التمييز وهذا التحرش. للأشخاص القادرين على إصلاح هذه الفوضى.
    2016 yılında cinsiyet ayrımcılığı nasıl devam ediyor görüyor musunuz? TED هكذا يستمر التمييز الجنسي حتى 2016 صحيح؟
    LGBT bireylerine karşı ayrımcılığı sonlandırmak için Berlin Emniyeti ile çalışmalar yaptı ve LGBT bireyleri enstitüde işe aldı. TED عمل مع دائرة الشرطة في برلين لإنهاء التمييز ضد الأشخاص المثليين. ووظفهم في المعهد.
    Earthling teriminde, seksizm, ırkçılık veya tür ayrımcılığı yoktur. Open Subtitles لا يوجد أي التمييز على أساس الجنس، ولا العنصرية بين الأنواع في معنى الأرضيين.
    Biz Folsom Gıda'ya aynı şey için dava açarken senin adın bir cinsiyet ayrımcılığı davasında geçemez. Open Subtitles لا يمكنكِ بأن تكوني المدعى عليه في قضية تمييز الجنسي بينما نحن في الأساس نقاضي فولسوم للأغذية بنفس القضية
    Ayrımcılık yapmıyorum. Bu dediğin yaş ayrımcılığı olurdu. Open Subtitles حسناً ، أنا لا أميز لأن ذلك سيكون تمييز ضد كبار السن
    - Hayır, bedava. Eğer istifa edersen, yaş ayrımcılığı davası açamazsın. Kovulman gerek. Open Subtitles لا يمكنك رفع دعوى تمييز للسن إذا استقلت يجب أن تُطرد
    Vay be, duyarlılık eğitimi alan bir adamdan cinsiyet ayrımcılığı konusunda duyduğumuz sözlere bak. Open Subtitles حسناً، هذه الملاحظة عنصرية الآن آتية من شخص يروّج لتدريب الحساسية
    Ah şu eski moda aile içi ayrımcılığı. Open Subtitles هذه عنصرية عائلية قديمة الطراز
    Yaş ayrımcılığı, bir gün bizim de o ötekileştirdiğimiz yaşlı insan gibi olacağımızı inkar etmemize neden oluyor. TED التفرقة العمرية تتغذّى على الإنكار، وعدم الرغبة بالاعتراف بأننا سنصبح ذلك الشخص الكبير بالسن.
    Şuna inanmanızı istiyorum ki ırk ayrımcılığı buna dahil değil. Open Subtitles أرجوكم صدقوني عندما أقول إن الضغينة العنصرية لا علاقة لها الأمر
    Şimdi ise dikkatimi insanların iş yerinde olan taciz ve ayrımcılığı kaydetmelerine ve raporlamalarına yardımcı olmaya veriyorum. TED والآن، فإنني أعمل على مساعدة الناس بمعالجة موضوع التسجيل والتبليغ عن التحرش والتمييز في بيئة العمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more