Ve sonra bugün, bu korkunç hastalık tarafından felç olan çocukların sayısında yüzde 99 -- yüzde 99'dan daha yüksek sayıda -- azalma oldu. | TED | و اليوم ، هناك انخفاض بمعدل 99 بالمئة أكثر من 99 بالمئة في عدد الأطفال الذين يصابون بالشلل بسبب هذا المرض الرهيب. |
En azından sadece o gün, %70lik bir azalma. | TED | 70 بالمئة من انخفاض العنف في ذلك اليوم على الأقل |
Şiddette %70 oranında bir azalma -- herkesin tamamen imkansız, yapamazsın dediği şey. | TED | انخفاض العنف 70 بالمئة وكل ما قاله الجميع كان مستحيلا ولم يكن بمقدورك فعل شيء |
Buna bağlı olarak lenfosit miktarında azalma ya da gliko-kordokoit miktarında artma var mı ? | Open Subtitles | أيّ تخفيض مُرافق في الخلية اللمفيةِ سكان أَو إطلاق الهرمونات القشرية السكرية؟ |
Eğer nükleeri tercih ederseniz, büyük bir azalma elde edersiniz, ama rüzgar ve(ya) konsantre güneş enerjisiyle olacağı kadar değil. | TED | إذا ذهبت الى النووية، فستحصل على إنخفاض كبير لكنه ليس كبيراً كما هو الحال مع الرياح أو الطاقة الشمسية المكثفة. |
Devlet kemirgen çalışanları, merkez proleter bölgesindeki haşaratta %50 azalma rapor ettiler. | Open Subtitles | مسئولي الدوله عن ( القوارض)ا سجلوا إنخفاضا بمعدل 50 بالمئه في عدد الافات وذلك في المنطقه المركزيه للعامه |
Ama asla gerçekleşmeyen bir şey vardı, Teksas'ın yıllık infaz sayılarında hiçbir zaman sürekli bir azalma gözlenmedi. | TED | لكن الشيء الوحيد الذي لم يحدث لم يكن هنالك انخفاض جاد وثابت في ارقام الإعدام السنوية في تكساس |
Bilginiz olsun, sadece 2000 yılından bu yana bilgisayar bilimi alanında uzmanlaşan kadın sayısında %79'luk bir azalma var. | TED | إن لم تعلموا فإن هناك انخفاض بمقدار 79 في المئة في عدد النساء اللاتي يتخصصن في علوم الكمبيوتر منذ عام 2000. |
Ve ne oldu? Yaptılar. Bu mesajı alan insanlar,enerji tüketimlerinde belirgin bir azalma gösterdiler. Sadece diğer komşuların ne yaptığını kendilerine söylediğimizde. | TED | الناس الذيت تلقوا هذه الرسالة أظهروا انخفاض ملحوظ في استهلاك الطاقة ببساطة بإخبارهم بما يفعل جيرانهم. |
Oksijen miktarındaki azalma örneğin el ayak parmakları gibi uç organlarda hücre ölümüne yol açarsa bunların kesilme riski vardır. | TED | إذ أن انخفاض مستويات الأكسجين يسبب موت الخلايا في الأجزاء القاصية من الجسم كأصابع اليدين والقدمين والذراعين والرجلين |
Gerçekten de kardiyovasküler ölümlerdeki azalma oranı son on yılda ciddi anlamda yavaşladı. | TED | وبالفعل، فقد تراجع معدل انخفاض الوفيات بأمراض القلب والأوعية بشكل ملحوظ خلال العقد الماضي. |
Herneyse, ben de hidrokarbonlarda azalma keşfettim. | Open Subtitles | على كال لقد اكتشفت انخفاض في نسبه الهيدرو كربون |
"Yıkıcı davranışlardan kaçınma!" "Problematik davranışlarda azalma!" | Open Subtitles | الابتعاد عن الأفعال الغير صحيحة انخفاض مشاكله السلوكية |
Hayvan ürünlerindeki her ardışık azalma ile insanların daha uzun yaşadığını, daha az kalp hastalığı, daha az kanser, daha az diyabet olduğunu görebilirsiniz. | Open Subtitles | كان نمط الغذاء النباتي. بمقدورك أن ترى مع كل تخفيض متتابع بمنتجات الحيوان، يطول عمر الناس، |
Bu bir yer değiştirme değil, azalma! | Open Subtitles | هذا ليس تغيير هذا تخفيض |
Eğer Molly'e taşınırsam kesinlikle harcamalarımda azalma olacak. | Open Subtitles | حسنا, اذا انتقلت (مع (مولي ستكون بالتأكيد تخفيض للنفقات |
Ayrıca binalarda enerji gereksinimi % 15 gibi olağanüstü bir düzeyde azalma olmaktadır, çünkü daha az temiz havaya ihtiyaç duyuyorsunuz. | TED | وكذلك إنخفاض في إحتياجات الطاقة للمبنى بنسبة 15 في المائة، لأنك بحاجة إلى كمية أقل من الهواء النقي |
Son zamanlarda gerçekleşen arı popülasyonundaki azalma endişe verici. | Open Subtitles | ما يثير القلق هو أخر إنخفاض في عدد النحل |
- Sol nefes sesinde azalma var. - Damar yolu açıldı. | Open Subtitles | ــ إنخفاض في صوت التنفس على الناحية اليسرى ــ لقد أدخلتُ أنبوب القسطرة |
Devlet kemirgen çalışanları, merkez proleter bölgesindeki haşaratta %50 azalma rapor ettiler. | Open Subtitles | مسئولي الدوله عن ( القوارض)ا سجلوا إنخفاضا بمعدل 50 بالمئه في عدد الافات وذلك في المنطقه المركزيه للعامه |
Bir hastalık, bazı bileşenler değişmezken bu bileşenlerin yoğunluğunda azalma ya da artmaya neden olabilir. her hastalığın profilinin farklı olması muhtemel hatta aynı hastalığın farklı evrelerinde grafik değişebilir. | TED | قد يسبب مرض معين بعض هذه المركبات بزيادة أو نقصان كثافتها، بينما قد لا تتغير بعضها من المحتمل أن يختلف مظهر كل مرض، وقد يختلف أيضاً في مراحل مختلفة من المرض نفسه. |
Bu toplumlarda gerçekleşen şiddette bir azalma gördük. | TED | شاهدنا انخفاضًا في العنف الذي كانت تعاني منه تلك المجتمعات، |