"bölge'" - Translation from Turkish to Arabic

    • في المنطقة
        
    • في الحيّ
        
    • المنطقة المحايدة
        
    • بالمنطقة
        
    • مواقف بالحي
        
    • للحيّ
        
    11. Bölge'de çok başarılı generallerin ve şövalyelerin olduğunu duymuştum. Open Subtitles سمعت أن هناك ضباطاً بارزين و فرسان في المنطقة 11
    Batı ve Güneydoğu Asya'nın ne kadar geniş bir Bölge olduğunu anlatıyor. Open Subtitles اشرح إذاً ماذا يحدث في المنطقة الجنوبية الشرقية. آسيا بعيدة عنا تماماً
    Elbette, sizinle birlikte Kırmızı Bölge'de bir gece geçirdiği için öyle hissediyor olabilir. Open Subtitles وبالطبع ، لرُبما كان يشعر بآثار ليلةً معك في الخارج في المنطقة الحمراء
    Baskın olduğunda 14. Bölge'de görev yapıyor olma ihtimali ne sence? - Bu sabah bize oyun oynadı. Open Subtitles هل تعتقد بأنّه كان في الحيّ الرابع عشر عندما كان يحدث هذا الأمر؟
    Bölge'deki vampir üstünlüğü giderek artmaya başladı. Onlarla savaşmak için daha fazla güce ihtiyacımız var. Open Subtitles سطوة مصّاصو الدماء في الحيّ تزيد، ونحتاج قوّة إضافيّة لردعهم
    Ama söylediğim her şey doğrulandı, onlar da, onun ve aptal erkek arkadaşının Tarafsız Bölge'ye gitmesine izin verdiler. Open Subtitles لكن كلّ شيء قلته تمّ تأكيده لذلك سمحوا لها ولحبيبها الأحمق أن يهربا إلى المنطقة المحايدة
    Öğle yemeği boyunca halim iyiydi ve gençlere, Bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. Open Subtitles أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية
    Atwood az önce New York'daymış. Finansman Bölge'deki bir garaja park etmiş. Open Subtitles ركنت في مواقف بالحي المالي.
    Oldukları Bölge ve hizmet ettikleri insanlara göre dizayn edilmeleri gerekiyor. TED قصد فعلًا بها أن تكون مصممة خصيصًا للحيّ الذي سكنوا فيه والمجتمع الذي خدموه.
    Bu sabah, intihar bombacısı Yeşil Bölge'nin kapılarından birini patlattı. Open Subtitles شخص أنتحاري فجر أحد البوابات في المنطقة الخضراء هذا الصباح
    Yeşil Bölge'deki kadın ve çocukları öldürmekten daha fazlasını yaptı. Open Subtitles لقد فعل أكثر من قتل النساء والأطفال في المنطقة الخضراء
    Saat 10.00 itibarıyla Bölge trafiğe kapatılmıştı. Open Subtitles لقد تم قطع حركة المرور في المنطقة منذ الساعة 10: 00 صباحا
    Bölge'yi aradığı net olarak duyuluyor. Neden 64. Open Subtitles سمعنا المخبر اليكريتو بوضوح و هو يتصل في المنطقة 74.
    Herkesi Hayalet Bölge'ye koy, Dünya'ya git ve onları tekrar çıkar. Open Subtitles إنقاذ كل من في المنطقة الشبحية و السفر إلى الأرض ، و إسترجاعهم
    Cesetlerin bulunduğu Bölge bataklıktı. Open Subtitles حسنا، البقايا كانت وجدت في المنطقة المستنقعية.
    Fahişeler Bölge'de köstebek işlevi görürler. Her attığın adımda ayağın biraz daha kayacak. Open Subtitles ثمّة وفرة من المومسات في الحيّ ستتعثر بهنّ في كلّ خطوة تطأها
    Gece olduğu vakit Bölge'deki tüm vampirleri toplamanı istiyorum. Open Subtitles أريدك عند المغيب أن تجمع كلّ مصّاص دماء في الحيّ.
    Eğer Bölge'de kalmak, senin buyruğun altında yaşamaksa en kısa zamanda buradan çeker giderim. Open Subtitles طالما البقاء في الحيّ يعني العيش خضوعًا لقواعدك، فسأرحل مسرعًا.
    Tarafsız Bölge'de birçok ilginç şey bulunabiliyor. Open Subtitles يمكنك العثور على الكثير من الأشياء المثيرة للإهتمام في المنطقة المحايدة
    Hatta filmi Tarafsız Bölge'ye götürdüğünü de biliyoruz. Open Subtitles حتّى أننا نعلم بأخذها له إلى المنطقة المحايدة
    "Anne, eğer bunu okuyorsan Tarafsız Bölge'den dönememişim demektir." Open Subtitles أماه، إن كنت تقرئين هذه الرسالة فلم أنجُو بخروجي من المنطقة المحايدة
    Öğle yemeği boyunca halim iyiydi... ve gençlere, Bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. Open Subtitles أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية
    Geçen haftasını Tarafsız Bölge'deki Direniş'i takip ettiği gizli bir görevde geçirdi. Open Subtitles قضى معظم الأسبوع الماضي في تتبع المقاومة في مهمة سرية بالمنطقة المحايدة
    Finansman Bölge'deki bir garaja park etmiş. Open Subtitles ركنت في مواقف بالحي المالي.
    Tabii bunlar görevine başlamadan evveldi. Ama o günlerde bile kendisini Bölge'ye adamıştı. Open Subtitles ذلك طبعًا كان قبلما يتعهّد بعهوده، لكنّه بعدئذٍ أخلص للحيّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more