"bölgesini" - Translation from Turkish to Arabic

    • منطقة
        
    • منطقته
        
    • منطقه
        
    • منطقتها
        
    • مناطقها
        
    • موضع
        
    • خزّان طريق
        
    İniş bölgesini ıskalayıp kasabanın ortasına düştüler. Open Subtitles لقد تجاوزو منطقة الإنزال و هبطو في منتصف المدينة
    Yarın New England bölgesini faturalandıracağım. Open Subtitles شكرا ، لكن سأبدأ فوترة منطقة نيو انجلند غدا
    Görünüyorki, Robert şort bölgesini gizlemiyor beklendiği gibi. Open Subtitles يبدو أن روبرت لم يخفى منطقة الشورت كما نتمناها.
    Tıpkı kendi bölgesini işaretlemek için sarmaşıklara işeyen maymunlar gibi. Open Subtitles يتبول على النباتات المتسلقة ليرسم حدود منطقته
    Babamızın şahsi güvenlik bölgesini geçerseniz, muhafızlar tarafından derhal vurulursunuz. Open Subtitles لو عبرت منطقه الحرس الخاص ستواجَه فورًا من قبل القنّاصة
    Evet, evet, iniş bölgesini 30 km kadar ıskalayıp Bumville ya da her neyse, lanet bir yerin yakınına indik. Open Subtitles نعم.. نعم لقد أخطأنا منطقة الأنزال بحوالي 20 ميل
    Hasarlı bölümü atlayıp normalde insanların kullanmadığı... bir bölgesini devreye sokuyor. Open Subtitles إنه يأخذ إنعطاف حول منطقة الضرر ويَدْخل في منطقة من دماغ الإنسان عادةً لا تستعمل
    Onun ölüm bölgesini hangi değişkenlerin belirlediğini bilmiyorum. Open Subtitles لكني لا أعلم المتغيرات التي علي أساسها يحدد منطقة قتله
    Elinde, büyükşehir bölgesini önemli bir derecede etkileyecek, yeterli miktarda patojen olduğunu tahmin ediyoruz. Open Subtitles نقدّر أن معه جراثيم تكفى للقضاء على منطقة كبيرة من المدينة
    Kimse mavi etiketini takmadan karantina bölgesini terk edemez. Open Subtitles لا يغادر أحد منطقة الحجر دون استمارة زرقاء
    Arama bölgesini daraltın. Balistik, merminin izlediği yolu araştırsın. Open Subtitles ضَيٍِّقوا منطقة البحث ,وتأكدوا أن قِسم المَقذُوفَات يُجرِي فَحْص للطَلقَة
    Arama bölgesini daraltın. Balistik, merminin izlediği yolu araştırsın. Open Subtitles ضَيٍِّقوا منطقة البحث ,وتأكدوا أن قِسم المَقذُوفَات يُجرِي فَحْص للطَلقَة
    Herhangi bir tanık bulmak için, LAPD'nin tuzak bölgesini aramasını istiyorum. Open Subtitles أريد من الشرطة أن تقوم بمسح منطقة الكمين بحثاً عن أي شهود
    Aslında, Doktor McKay arama bölgesini kayda değer küçük bir alana daraltmayı başardı. Open Subtitles دكتور مكاي تمكن من تضيق نطاق البحث الى منطقة صغيرة بشكل ملحوظ.
    Önce şu noktayı kontrol edersem, daha önce onu... *ama şunu hatırlayın yaz aylarını suyun her hangi bir bölgesini yerel iklime göre dikkate alın Open Subtitles ولكن تذكر بأن أشهر الصيف تقوم بتقليل كمية المياه الجوفية في أي منطقة , وذلك بالأعتماد على المناخ المحلي لتلك المنطقة
    Öyle. Fakat şimdi yol açık. Çıkarma bölgesini görebiliyorum. Open Subtitles بالفعل، ولكن الأن الطريق خالي يمكنني رؤية منطقة الأنزال
    Bu ağaç, tüm ömrünü çılgın bir eylemle geçiren ufak bir memelinin bölgesini barındırıyor. Open Subtitles تقي هذه الشجرة منطقة لثديي صغير يقضي جُلَّ حياته في نشاطٍ مسعور.
    Ev sahibi ağacın, rakibi olmaksızın nüfuz bölgesini genişletebileceğinden artık eminler. Open Subtitles ضمنو أنّ النبات، مالك عقارهم يستطيع توسيع منطقته دون منافسة.
    Köpek oturma odasında hâkimiyet bölgesini işaretlemiş. Open Subtitles لقد عيّن الكلبُ منطقته على أنّها غرفةُ المعيشة
    Tanrım, bütün genital bölgesini traş etti, bu dünyadaki pek çok kültürde, şaşırtıcıdır. Open Subtitles ياألهي،لقد قام بحلق منطقه عانته كاملا ذلك ما يحيّر أكثر الثقافات حول العالم.
    Her klan ormandaki kendi bölgesini savunmak zorunda, o yüzden bu seferki bir yiyecek kavgası değil. Open Subtitles فكل قبيلة يجب عليها الدفاع عن منطقتها من الغابة حتى لا تواجه منافسة في الحصول على الغذاء
    Sadece köpekler,onların bölgesini isaretler Sen, salaksın. Open Subtitles فقط الكلاب تُعلم مناطقها, أيها الأحمق.
    Teklif edilen on bin metreküplük su deposu Pleasantville koruma bölgesini kurutmakla kalmayacak mahallemizin doğal ve mali sağlığını da bozacak. Open Subtitles إقتراح حجم ثلاث ملايين غالون لـ خزّان الماء لن سيُجفف فقط خزّان طريق بليزنتفيل لكن أيضاً سيشوّه الصحّة الطبيعية والماليّة لمجتعمنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more