| Gelecek yıl halk sağlığı sistemi oluşturmak için federal bütçede para var. | TED | الان لدينا أموال في الميزانية الفيدرالية ، في العام القادم ، لبناء خدمة النظام الصحي للعامة. |
| Şimdi, burada Afrikanın toplam borcunu görebilirsiniz ve İngiltere, bütçede hesap açığı mesela. | TED | الآن، يمكنك ان ترى كامل ديون أفريقيا هناك والعجز في الميزانية المملكة المتّحدة كمرجع. |
| İsterdik ama bütçede para yok. | Open Subtitles | نودأنتفعللكذلك، لكنها ليست في الميزانية. |
| Değil mi? Bu yüzden, en azından, 20 milyon dolar bulabilirsin Federal bütçede ortalıkta bulunan sahipsiz olanlar, | Open Subtitles | ما لمْ يكن بإمكانك إيجاد 20 مليون دولار موضوعة غير مُطالب بها في الميزانيّة الفيدراليّة، فلقد انتهينا. |
| Böylece biraz bütçede para biriktirdik bunu da projeyi uygulamak için kullandık. | TED | لذا قمنا بوضع ميزانية من المدخرات وصرفناها لتنفيذ المشروع. |
| bütçede kesinti yapmama yardım etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تساعدني كي أقتطع جزءاً من الميزانية |
| - Belki atıştırmak için durabiliriz. - Hayır, o bütçede değil. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتوقف من أجل وجبة سريعة لا , هذا الأمر ليس موجود في الميزانية |
| Yakın zamanda yasama meclisi tarafından görüşülecek bütçede, denklik programımız iptal edilecek. | Open Subtitles | في الميزانية الجديدة التي تتمُ دِراستُها من قِبَلِ مُشرِّعينا سيتمُ إلغاء برنامِج التعليم المُكافِئ |
| Parça başı 400 $'a geliyor. bütçede buna ayıracak para yok. | Open Subtitles | كما أنها تُكلِّف 400 دولار أكثَر و ليسَ لديَّ المال الكافي في الميزانية |
| Başkan işi piç etti, çünkü bütçede bununla ilgili madde vardı. | Open Subtitles | حسنا ، المحافظ خدعك ، لأني أعلم أن تلك الأموال كانت ضمن الميزانية |
| Sen daha gelmeden bütçede kesintiler başlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان هناك شّحٌ في الميزانية قبل وصولك لهنا. |
| - Çocukken. - Sanırım bütçede bazı kesintiler olmuş. | Open Subtitles | عندما كنا صغار أعتقد أن هناك بعض التقليل في الميزانية |
| Ben Senatör Healy ile çalışıyorum, ve kendisi bütçede bazı kesintiler yapmayı düşünüyor özellikle güvenlik görevlilerinin maaşları konusunda. | Open Subtitles | وانه يتطلع الى اجراء بعض التخفيضات في الميزانية إلى الرواتب الأمن هنا، |
| bütçede bir madde buldum, bana bahsetmediği bir şey. | Open Subtitles | .. لقد عثرت على بند في الميزانية شيئاً ما لم يخبرني عنه |
| Bu yüzden bütçede kesintiye gidilecektir. | Open Subtitles | مما يوجب التخفيض فى الميزانية .. |
| Görüyorsunuz, bütçede bakımı için para yok. | Open Subtitles | أترون، ليس هناك مال في الميزانية |
| - bütçede para yok. | Open Subtitles | لا يوجد مالٌ في الميزانيّة |
| Ve Hornberger, sen ve ben bütçede kesinti yapacağız | Open Subtitles | و، (هورنبورجر)، أنا و أنت سنقوم بخفض الميزانيّة |
| Onlara gerçekte varolup olmadığını bilmediğin bir keşif için devlet desteğiyle devam edeceğine söz verdin bütçede söz hakkın yok sence ne yapmalıyım? | Open Subtitles | لقد قطعتِ لهم وعداً بأستمرارية التمويل الحكومي من ميزانية ليس لديكِ أي سلطة عليها واستنادا إلى اكتشاف شيء |
| Polise ayrılan bütçede kesilmeler olmuş. | Open Subtitles | كيف ان ميزانية الشرطة تم تخفيضها. |
| evet, açık çekimiz yokmuydu bütçede? | Open Subtitles | أجل، ظننت أننا نملك (كيت بلانشيت) مع الميزانية. |