"büyüdü" - Translation from Turkish to Arabic

    • كبرت
        
    • ترعرع
        
    • نمت
        
    • نشأ
        
    • نشأت
        
    • نما
        
    • كبروا
        
    • نضج
        
    • تربى
        
    • ترعرعت
        
    • يكبر
        
    • ينمو
        
    • كبر
        
    • تربت
        
    • ناضج
        
    Şuna ne dersiniz? Doğruyu yanlışı anlayacak kadar büyüdü artık. Open Subtitles لابد أنها كبرت بما فيه الكفاية لتعرف الصواب من الخطأ
    Evet, Ben burada doğdum. Kocam da burada yetişti, büyüdü. Open Subtitles . نعم ، لقد ولدتُ هنا زوجي ترعرع هنا أيضاً
    Kazancı gittikçe büyüdü, büyüdü ta ki mühimmat fabrikası havaya uçana dek. Open Subtitles ، أمواله نمت و نمت حتى اليوم الذي إنفجر فيه مصنع العتاد
    Aranızda kim aile işinde büyüdü, işkence çekti? Evet, evet. TED من منكم نشأ في عمل عائلي، أحسستم بالمعاناة؟؟ نعم، نعم.
    Prenses kıyafetleri içinde ve bir kalede yaşamayı bekleyerek büyüdü. Open Subtitles بل نشأت على ارتداء فساتين الأميرات والرغبة بالعيش في قلعة
    Ekonomimiz 2000'den 2007'ye devasa fazla-kredi çeken tüketicilerin sırtında büyüdü. TED نما اقتصادنا من 2000 إلى 2007 على خلفية أن المستهلكين يتسلفون على نطاق واسع.
    Belirli bir yaşın üzerindekilerimiz bu manzarayla büyüdü, bu manzaraya alıştı. TED كبروا معه ، وتعودوا عليه ولكن هناك عدم توافق عجيب هنا
    Çünkü ailenizin sahibi olduğu bir mülkte büyüdü. Open Subtitles لأنه نضج في القصر الذي كان تمتلكه عائلتكِ
    ve deniz kurabiyelerim şehirlerin boyutlarına büyüdü. TED وقد كبرت دولاراتي الرملية إلى حجم المدن.
    O kadar büyüdü mü? Şirin değil mi? Arkasından yüzünü göremezsin. Open Subtitles لقد كبرت بالفعل وأصبح وجهها ناعم كمؤخرتها.
    Günün birinde kız büyüdü malikanenin sınırlarının dışına çıktı ve dünyayı buldu. Open Subtitles ولكن ذات يوم الفتاة كبرت وتخطت الحوائط والأسباب
    Lord Snow sizin gibilerin hor görüldüğü bir kalede büyüdü. Open Subtitles لورد سنو هنا ترعرع في قصر البصق تحت على أشباهك
    Birçok çocuğun eğitim alıp, doktor veya avukat olduğu bir Yahudi mahallesinde büyüdü. Open Subtitles أنه ترعرع في حي يهودي، حيث أغلب الأطفال متعلمين. الذين أصبحوا أما أطباء أو محامين.
    Bu arada Ajan Rossi emekliye ayrıldı, ama DAB gittikçe büyüdü. Open Subtitles في الوقت الراهن تقاعد العميل روسي لكن وحدة تحليل السلوك نمت
    Yaklaşık üç ay sonrasında, sinirler biraz büyüdü ve seğirme alabildik. TED وبعد نحو ثلاثة أشهر ، نمت الأعصاب وحصلنا على انقباضات ضعيفة جداً.
    Gabriel García Márquez, Muhafazakâr ve Liberal siyasi partiler arasındaki sivil çatışmalardan ayrı olarak parçalanmış bir Kolombiya'da büyüdü. TED نشأ غابرييل غارسيا ماركيز في كولومبيا التي مزقتها الصراعات الأهلية بين المحافظين والأحزاب السياسية الليبرالية.
    O bir yetim olarak büyüdü. Ben yetim değilim. Bir ailem var. Open Subtitles لقد نشأ يتيما اما انا فلست يتيما فقد كان ابواى على قيد الحياة
    O Sudan'da büyüdü, 20 yıl süren savaşta bir milyon insanın öldüğü, ve beş milyon mültecinin ülkesinden olduğu Güney Sudan'da. TED لقد نشأت في السودان، في الجنوب ومرت بعشرين عام من الحرب ، التي قتلت مليون نسمة وشرّدت خمسة ملايين لاجئ .
    Bugün takımımız büyüdü ve Hasini etkisini kullanarak tümör büyümesini ve metastazı etkili bir şekilde hedef alacak kombine tedaviler geliştiriyoruz. TED اليوم، قد نما فريقي، ونستخدم تأثير حسيني لتطوير علاجات مركبة ستستهدف بشكل فعال نمو الورم والانبثاث.
    Onlar güçlü genç adamlar olmak için büyüdü, ama yazık, sevgi zalimlikle, açıklık da şüpheyle mücadele etti, onların ruhu için. Open Subtitles لقد كبروا ليصبحوا رجال صالحين لكن الحب و اليقين حاربا ضد القسوة و الشك من أجل أرواحهم
    Evet, o annemin alnına tohum ekti ve sonra yumurta büyüdü ve tohumu yedi... Open Subtitles نعم، ذرع البذور في وجهها وبعدها البيض نضج وأكل البذور
    Babam ise bir İngiliz kolonisi olan Gold Coast'da doğup Gana'da büyüdü ve son 30 yıldır da Suudi Arabistan Krallığı'nda yaşıyor. TED أبي ولد في الساحل الذهبي، وهي مستعمرة بريطانية، تربى في غانا، وعاش لأكثر من30 سنة في المملكة العربية السعودية.
    Avusturya'da bir çiftlikte, sefalet içerisinde ve iyi bir eğitim alamayarak büyüdü. TED لقد ترعرعت في مزرعة في النمسا، فقيرة جداً، لم تحصل على الكثير من التعليم.
    Oğlum hergün benim içimde büyüdü... kuvvetlice, ve daha da kuvvetlice. Open Subtitles ابني كان يكبر داخلي كل يوم أكثر وأكثر يمكنني أن أحاول إنكار ذلك لكن لا يمكنني تجاهل ذلك أبداً
    Ama sonra asıl büyümesi gereken yer büyümedi, onun yerine burnu büyüdü. Open Subtitles ولكن حينها الجزء المفترض ان ينمو لم ينمو ولكن الاثر ظهر على انفه
    Çünkü birden Mısır da benim denizim Maine'de bulunan küçük denizden Nil nehrin yanında 1300 km uzunluğuna büyüdü, TED لأن في مصر فجأة قد كبر شاطئي من شاطئ صغير في ماين لما طوله ثمانمئة ميل بجوار نهر النيل،
    Hiçbir şeyi olmadan büyüdü. Asla o hayata geri dönmez. Open Subtitles لقد تربت فقيره, ولن تعود لتلك الحياة أبدا
    Oğlumuz söyleyeceklerini duyabilecek kadar büyüdü artık. Open Subtitles أعني أن الفتى ناضج كفاية كي يسمع ما ستقولينه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more