"büyümeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • النمو
        
    • بالنمو
        
    • تنمو
        
    • ينمو
        
    • يكبر
        
    • تكبر
        
    • نمو
        
    • تنضج
        
    • النضوج
        
    • للنضوج
        
    • لينمو
        
    • نموه
        
    • نموّه
        
    • للنمو
        
    Ölümden sonrada ayak tırnaklarının büyümeye devam ettiğini biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلم ان اظافر الاقدام تستمر في النمو بعد موتك
    Yaban otları büyümeye başladığında, ...karla kaplı bir bahçeye benzer. Open Subtitles وعندما تبدأ الحشرات فى النمو تكون مثل الحديقة المليئة بلثلوج
    O zaman tahmin edebileceğiniz gibi, büyük bir düş kırıklığı -- düş kırıklığı diyelim -- vardı. Çok, çok büyük bir hızla büyümeye başladı. TED الآن في هذا الوقت ، أصبنا بحيرة شديدة حيرة شديدة جدا بدأت بالنمو ، بسرعة كبيرة
    çok hızlı bir şekilde büyümeye başlıyor. TED انها ذات اقتصاد ناشئ انها بدأت تنمو بشكل هائل.
    Çünkü birisi sayesinde sanırım benim küçük aksi kardeşim büyümeye başladı. Open Subtitles لأنني أعتقد أن أخي الصغير سيئة ينمو بفضل لائق لشخص ما.
    Canlı yayında kendini patlatan adamın oğlu olarak büyümeye başlayacak. - Kahretsin Lee. Open Subtitles سيكون عليه أن يكبر و هو يعلم أن أباه فجر نفسه على التلفاز
    Hayır, bence onun büyümeye başladığını göremiyorsun. Open Subtitles كلا, أعتقد بأنكي لا تدركين .بأنها بدأت تكبر
    Ekonomik büyümeye ayak uydurabilmek ve istikrarlı olabilmek için sosyal ve politik açılımımızı nasıl yapacağız? TED كيف نحن ذاهبون لإجراء إصلاح لمشاكلنا الاجتماعية والسياسية لمواكبة النمو الاقتصادي ، للحفاظ على الإستدامة والإستقرار؟
    Ama liste büyümeye devam etti milyonlarca ve bugüne kadar milyarlarca oldu. TED ولكن القائمة استمرت في النمو الى ملايين و بلايين حتى اليوم
    Sağ tarafta, çok çirkin olduğunu görebiliyorsunuz, hücreler büyümeye devam ediyor, normal olanlarsa duruyorlar. TED على اليمين ، كما ترى يبدو شكلها قبيحاً، ما زالت الخلية تنمو، الخلية السليمة توقفت عن النمو.
    Sonra bir sonraki ağıla geçiyorlar, ve sadece bir kaç hafta içinde çimenler büyümeye başlıyordu. TED ثم ينتقلون للآخر وخلال بضعة أسابيع الزرع يدخل مرحلة من النمو
    Bunu yapmayı sürdüreceğim. Sughar büyümeye devam edecek. TED سأواصل العمل على ذلك. أما سوجار فستواصل النمو.
    Ama bu gönüllü bir sadeliğin seçilmesine, niceliksel değil, niteliksel büyümeye bağlı. TED لكن هذا يعتمد على اختيار بساطة طوعية، و النمو بناءً على الجودة وليس الكم.
    Orman kıyımını azalttığımızda bunu ispat ettik. Ekonomi büyümeye devam etti. TED هذا ما اثبتناه عندما قللنا من عمليات ازالة الغابات والاقتصاد استمر بالنمو.
    Asla "uyanmıyor". 90 dereceden büyük açılara sahip geniş açılı üçgen normal bir şekilde uyanıp büyümeye devam ediyordu. TED لا يستيقظ مُجددًا. أما المُثلث المُنفرج الزاوية، الذي أحد زواياه أكبر من 90 درجة، ينشط مُجددًا ويستمر بالنمو.
    Değişime hazır ve coşkulu devlet çalışanları ittifakı büyümeye ve şekillenmeye başladı. TED تحالف الموظفين الحكوميين الذين كانوا متحمسين ومستعدين لإحداث التغيير قد بدأت تنمو وتتشكل.
    Haklısınız, ve tanrılar yeniden oluşturulmuştur ise, yetkileri çok güçlü büyümeye önce o zaman biz şimdi onları sonra olmalıdır. Open Subtitles إذا كنت محقاً ، و قد عادت الآلهة إذاً يجب أن نسعى خلفهم الآن قبل أن تنمو قواهم
    Ve iklim değişikliği tehdidine rağmen dinamik bir şekilde büyümeye devam ediyor. TED والذي ينمو بطريقة حيوية علي مر الزمن مع تهديد تغير المناخ.
    Ve ölü alanlar büyümeye ve daha büyümeye devam edecek ve birleşecekler. Ve küresel, okyanus kıyılarının ölüleşmesi gibi bir şey düşünebiliriz. TED ومركز المشكلة سوف يكبر ويكبر وسوف يبدأون الدمج ونستطيع تخيل شيء مثل مناطق الموت في العالم , المحيط الساحلي
    büyümeye ihtiyacı olan şirketler için... varlıklı insanların paralarıyla yatırım yapıyorum. Open Subtitles أنا استثمر أموال الأثرياء في شركات التي تحتاج إلى رأس مال كي تكبر
    İğneye benzeyen bir tür solucanımsı parazitin boğazda garip bir büyümeye yol açarak çıkıp taşıyıcıdan kurbana geçtiğini görebilirsiniz. Open Subtitles يمكنكم رؤية نمو غريب ينثقب من الحنجرة ويُشكّل جسم واخذ وعن طريقه تنقل ديدان طفيلية العدوى من الحامل للضحية،
    Ne pahasına olursa olsun, mümkün olduğunca çabuk bir şekilde... büyümeye işte o zaman karar vermiştin. Open Subtitles كانت هي وقت اتخاذك القرار بأنك يجب أن تنضج بأسرع وقت ممكن وبأي ثمن
    Ama acı bize bir ders vererek büyümeye zorlar. Open Subtitles لكن الألم يلقننا درسً مما يجبرنا على النضوج
    Ama o kadar hızlı büyümeye hazır değildim. Open Subtitles لكنني لم أكن جاهزة للنضوج بتلك السرعة
    Bu yüzden, büyümeye ve çoğalmaya daha hızlı evrildi, kendi kısa yaşam döngüsüne karşı bir evrimsel savunma mekanizması gibi. TED لذلك فقد تطور لينمو ويتكاثر بسرعة أكبر، كآلية دفاع تطورية مقابلة لعمره القصير.
    İçimde büyümeye başladığı süreden itibaren tanıdığım birine yakın olmak istiyorum. Open Subtitles أريد ان اكون قريبة من شخص لدرجة أني أعرفه لحظة نموه داخلي
    Kötü göründüğünü biliyorum ama güzel şeylerin büyümeye devam etmesi için bazen acımasız olmak gerekir. Open Subtitles .. أعرف أن هذا يبدو سيئاً ولكن عليك أحياناً أن تكون عديم الرحمة إن أردت لشئ جميل أن يواصل نموّه
    büyümeye izin vermek, rahatlığın dışına çıkmaya zorlanmak, daha anlamlı bir hayatı yaşamak ve hayata sahip olma umuduyla. TED وأن أعطي مساحة للنمو وعدم الارتياح آملاً أن أعيش حياة ذات معنى أكثر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more