Bir büyünün gücü, söylenişinde saklıdır. Gerçek bir usta, sadece düşünür. | Open Subtitles | قوّة السحر تكمن في الهمس، السيّد الحقيقي يحتاج للتفكير فقط فيه. |
Onda aynı kara büyünün ve kötülük için potansiyelin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انهُ كانَ لديهِ نفس السحر المظلم ونفس الإنتماء إلى الشر |
İnsanları o büyünün gerçekleştiği yerlere gitmelerine izin vererek bunu öğretirsiniz. | TED | تدرّسه بالسماح للناس بالذهاب إلى تلك الفضاءات حيث يحدث السحر. |
Bu büyünün altındaki herkese, güvenli ve tatlı rüyalar göster... | Open Subtitles | وفّر لكل مَنْ يعيشون أجواء التعويذة أياماً آمنة، وأحلاماً سعيدة |
O da benim gibi gerçek. Bizler aynı büyünün iki tarafıyız. | Open Subtitles | إنها حقيقيةُ، مثلي نحن جانبانَ من نفس السحرِ ، دعْيها تَذْهبُ |
büyünün etkisi altındasınız. Bu siz değilsiniz. | Open Subtitles | إنكنَّ يا فتيات تحت تأثير تعويذة وهذه ليست طبيعتكنَّ. |
"kara büyünün gücüyle sonsuz gençliği kazanır." | Open Subtitles | باستخدام السحر الأسود لعين الشر ليحصل على شباب أبدي |
Söylemesi zor, büyünün birçok türü var. | Open Subtitles | من الصب قول هذا هناك الكثر من أنواع السحر |
Cadılar meclisi tarafından bana verilen şey, büyünün özüydü. | Open Subtitles | الهدية التي أعطيت لي بواسطة السحرة إنها جوهر السحر بحق |
Etkisinde olduğun büyünün düğünü durdurması gerekiyordu. | Open Subtitles | السحر أنت كُنْتَ تحت إفترضَ لإيقاْف الزفاف. |
Eğer Cadı fedakarlığın gerçek anlamını bilseydi derin büyünün de ne olduğunu da anlardı. | Open Subtitles | الساحرة عرفت المعني الحقيقي من التضحية لكنها لم تعرف معني السحر العميق |
Yapamayız, çünkü Büyü Okulu iyi büyünün kaynağı ve bilirsin, kendimizi ifşa etmek istemeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع ، لأن مدرسة السحر كانت موقع السحر الجيد . و لا نريد أن نكشف أنفسنا |
Böyle şeytani bir büyünün arkasında senin olmandan korkuyordum. | Open Subtitles | .لقد كنت اخشي انك وراء هذا السحر الشيطاني |
Efsanenin ve büyünün var olduğu zamanlarda büyük bir krallığın kaderi bir genç çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في أرض الخرافة ووقت السحر مصير المملكة العظيمة معلقة على عاتق ولد صغير أسمه .. |
Koruyucu büyünün yan etkisini kırmak için sadece bir eğlenceydi. | Open Subtitles | لكنه كان مجرد أثر سلبي مسلي لكسر تلك التعويذة الحامية |
Gora yumurtası hayat verir. büyünün anahtarı odur. | Open Subtitles | بيضة الجورا تعطيك الحياة كما لو أنها مفتاح التعويذة |
Kara büyünün oluşturduğu yaratıkların belirlenmesi. | Open Subtitles | مخلوقات مُتَجلّية ناتج عرضي مِنْ السحرِ المُظلمِ |
Onu bu hale bir tür büyünün getirdiği apaçık ortada. | Open Subtitles | حسناً , يبدو من الواضح أنها تعويذة من نوع ما فعلت بها كذلك |
Evet, bilirsin, benim aklıma bornozlar içinde yaşlı adamlar geliyor, büyünün içindeki gerçekliği anlatan falan. | Open Subtitles | أجل ، أتعلم ، أنا أتخيل فقط مجموعة من الرجال الكبيرين في العمر يرتدون الرداء . يعطون محاضرات في الآثار المعنوية للسحر |
Uluyan Canavarın ısırığı, hiç bir büyünün geri döndüremeyeceği bir ölüm fermanıdır. | Open Subtitles | عضة الوحش الباحث هي حكم إعدام لايمكن لأي سحر أن يؤثر بها |
büyünün kesin bilim gibi olmadığını söylediğini hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تذكر حين قلت أنّ السّحر ليس علماً دقيقاً؟ |
Yaptıklarının farkındayım. İyileştirme büyünün eşi benzeri yoktur. | Open Subtitles | لقد ميزت عملك، سحرك الدوائي لا يضاهيك فيه أحد |
Kılıç büyünün etkisi altına girdiğinde, ...hançer de onun etkisi altına giriyor. | Open Subtitles | عندما يقع هذا السيف تحتَ تأثير السحر, سترى بأنّ هذا الخجر أيضًا سيتأثرُ بالسحر. |
Kulak vermeyeceklerdir. Sanki büyünün etkisi altındalar. Bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لن يستمعوا إلى هذا - يبدو انهم تحتَ تأثيرِ سحرٍ علينا ان نفعلَ شيئاً - |
Clay bir çeşit büyünün etkisinde mi? | Open Subtitles | بأنها قد وضعت كلاي تحت تعويذه من نوع ما؟ |
Ama buna büyünün neden olduğunu hiç düşünmedim. İyi geceler, Senatör. | Open Subtitles | لكني ابدا لم انسبهم لسحر ساحر عمتم مساءا ايها السيناتور . |
Kontrol ettiğin büyüye, ve büyünün gücüne sahip olmana izin veremem. | Open Subtitles | سحراً تملكونه أنتم، والذي لا أستطيع أن أترككم تملكون قواه. |
büyünün onun güvenini artırmak için olduğunu sanıyordum onu Tom Cruise'a çevirmek değil. | Open Subtitles | اعتقدت أن سحركِ لزيادة الثقة قليلاً و ليس إقلابه إلى، توم كروز |
Sahip olduğun büyünün cinsinin onunkinden güçlü olup olmadığına göre değişir. | Open Subtitles | ذلك يعتمد ما إذا كان سحركِ الخاص أقوى من سحرها |