"büyütülecek bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • صفقة كبيرة
        
    • بالأمر الجلل
        
    • بالأمر الكبير
        
    • بالأمر المهم
        
    • بالامر الكبير
        
    • مهمّاً
        
    • بالأمر الهام
        
    Lütfen bu kadar büyütme, çünkü büyütülecek bir şey değil, tamam mı? Open Subtitles حتى لا تجعل صفقة كبيرة للخروج منه. لأنه ليس صفقة كبيرة على الإطلاق. حسنا؟
    Tekrar yazdırılırlar, olur biter. Bunda büyütülecek bir şey yok. Open Subtitles عنيدا والحصول عليها إعادة إصدارها، ليست صفقة كبيرة.
    Taksi çağırıp hava alanına gitsem ne olur sanki. büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles لمَ لا تتركيني أخذ سيارة أجرة إلي المطار فهذا ليس بالأمر الجلل
    Hayır tatlım, bu ciddi bir şey. O büyük mağazalar babanın yapamayacağı indirimler vaadediyorlar. büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles لا، عزيزتي، هذا أمر جاد هذا ليس بالأمر الكبير كل ماعليك فعله هو
    Gerçekten, gelir. O kadar büyütülecek bir şey değil. Öyle olsa bile, nasıl bir duygu biliyorum. Open Subtitles حقاً ،إنه يحدث، إنه ليس بالأمر المهم أنا أعلم ماهو الشعور الذي تشعرين به
    -Buradan gitmek zorundasın, züppe. -Bu, o kadar büyütülecek bir şey değil, tamam mı? Open Subtitles يارجل عليك ان تذهب لا تضخموا الموضوع ارجوكم , هو ليس بالامر الكبير , صحيح ؟
    Onu becermek zorundasın. büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles يجب أن تضاجعها فالأمر ليس مهمّاً
    büyütülecek bir şey yok. büyütülecek bir şey yok mu? Open Subtitles كان علي أن أملأ بعض الأوراق , ليس بالأمر الهام
    büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles مع حقن لغة استعلام هيكلية هذه ليست صفقة كبيرة.
    Sadece yarı zamanlı bir iş, büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles هي مجرد وظيفة بدوام جزئي وليست صفقة كبيرة
    Evet, yani, büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles أجل، تعلم إنّها ليست صفقة كبيرة.
    - Diğer konu ise büyütülecek bir şey değil ama tahminimce kostüm Grey'in sadece bir yumruğunu absorbe edecektir. Open Subtitles وهنا يكمن شيء آخر... ربما لا صفقة كبيرة... أنا على التخمين الدعوى
    Epey bir süre kullandım çünkü. Çocuklarım da taşıyor. büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles لأنني كنت أحمله لبعض الوقت والأولاد كذلك, ليس بالأمر الجلل
    büyütülecek bir şey yok. Kendin olmalısın. Open Subtitles هذا ليس بالأمر الجلل عليك أن تكون على طبيعتك
    Aslında çok büyütülecek bir şey de değil. Her şey bitti. Open Subtitles في الواقع، إنه ليس بالأمر الجلل حتى.
    Muhtaç birine gizlice yardım etmenin büyütülecek bir yanı yok. Open Subtitles مساعدة إنسان محتاج بالسر ليس هو بالأمر الكبير
    Aynı şeyi siz de benim çocuklarım için yapardınız. büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles ،بحقك، كنت لتفعل الشئ ذاته لأطفالي هذا ليس بالأمر الكبير
    Teşekkürler. büyütülecek bir şey yok. İnan bana, çok daha kötülerini geçirdim. Open Subtitles شكراً، ليس بالأمر الكبير ثقي بي لقد مررت بأسوء من ذلك
    büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles ليس بالأمر المهم.
    O kadar da büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles لم يكن بالأمر المهم
    O kadar büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles ليس بالأمر المهم
    "Sadece bir ayak parmağını kestim, büyütülecek bir şey yok" mu diyeceksin? Open Subtitles كيف اخذت اصبع القدم وانه ليس بالامر الكبير ؟
    Bu kadar büyütülecek bir şey yok. Open Subtitles ليس بالامر الكبير
    Bir gün izin yap. büyütülecek bir şey değil. Sağ ol, doktor. Open Subtitles بالتأكيد، خذ يوم إجازة ليس أمراً مهمّاً
    büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles ليس أمراً مهمّاً
    Hayır, sadece lise mezunu olmamak o kadar büyütülecek bir mesele değil. Open Subtitles كلا إِن الأمر فقط إِنّ التخرج من المدرسة الثانوية ليس بالأمر الهام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more