| Falçatayla herifin birini bıçakladığı söyleniyor. | Open Subtitles | يبدو أنه طعن رجلا بمشرط الورق. |
| Gardiyanı bıçakladığı için 40 yıl daha yemiş. | Open Subtitles | طعن الحارس وحصل على 40 سنة اخرى. |
| İnsanların birbirini vurduğu, bıçakladığı, boğazladığı eski güzel günleri özlüyorum. | Open Subtitles | كم أفتقد الأيام الخوالي السعيدة، عندما كان الناس يكتفون بإطلاق النار أو خنق أو طعن بعضهم البعض! |
| Kovboyların bıçakladığı sen olmalısın. | Open Subtitles | أنت المرأة التي شوهاها راعيي اليقر |
| Kovboyların bıçakladığı sen olmalısın. | Open Subtitles | أنت المرأة التي شوهاها راعيي اليقر |
| Bu hayvanı dostumun bıçakladığı hanıma getirdim. | Open Subtitles | هذه المهر ... أحضرته للسيدة التي شوهها صديقي |
| Ama emin ol, arkadaşını bıçakladığı için acınası hayatının geri kalanında pişman olacak. | Open Subtitles | سيندم على طعن صديقه لباقي حياته التعيسة |
| Amy'nin kendini bıçakladığı kısmı kaçırdınız mı siz? | Open Subtitles | هل فوت الجزء عندما حاولت اّمى طعن نفسها |
| Astım spreyi, kafası güzel manyak bir katilin... kurbanını 22 kez bıçakladığı... senaryoya biraz uymuyor sanki. | Open Subtitles | المستنشق لا يناسب مع تصوّرنا كيف قاتل مخبول يحاول طعن شخص ما 22 مرة (بين تنشّقه للـ(فونتلين |
| Bu hayvanı dostumun bıçakladığı hanıma getirdim. | Open Subtitles | هذه المهر ... أحضرته للسيدة التي شوهها صديقي |