Ya hayatta yaptığı son şey karaciğerinin bir parçasını bağışlamak olursa? | Open Subtitles | ماذا لو كانت آخر أفعاله بالحياة هي التبرع بجزءٍ من كبده؟ |
Başka bebeklerin hayatını kurtarsın diye bebeğimin organlarını bağışlamak istiyorum. | Open Subtitles | اريد التبرع بأعضاء طفلي حتى يتمكن من إنقاذ اطفال آخرين |
Sonra da kanser araştırmalarına bağışlamak için de bir sürü para isterdin. | Open Subtitles | ثم ربما ترغب بالكثير من المال بحيث يمكن التبرع به لأبحاث السرطان |
Ve bay başkan... Burayı kasabanıza baykuş korunağı olarak bağışlamak istiyorum. | Open Subtitles | و يا حضرة العمدة أود أن أتبرع بهذه الأرض لكم على أنها محمية للبوم |
Onlara göre birini bağışlamak bir nimettir. | Open Subtitles | لأجلهم, من المهم الغفران هذا هو البَرَكة |
Size birkaç soru sormam gerekiyor. Kornealarını bağışlamak ister misiniz? | Open Subtitles | والآن أريد توجيه بضعة أسئلة لك أأنت مستعدة للتبرع بقرنيتيه؟ |
Bunları her zaman en sonuna kadar giyiyor ve çoğu zaman çöpe atıyoruz çünkü ikinci el dükkânına delinmiş eski çoraplarımızı bağışlamak oldukça zor. | TED | كلنا نرتدي تلك القطع حتى نعدمها، وفي حالات كثيرة نرميها في القمامة لأنه من الصعب جداً أن تتبرع بجواربك البالية المخرومة لمتجر الملابس المستعملة. |
Bazen bu hataları bağışlamak gerekir. | Open Subtitles | يقترفون الأخطاء. أخطاء التي أحياناً تحتاج إلى الكثير من المسامحة. |
Organlarınızı bağışlamak isteyip istemediğinize karar vereceksiniz. | TED | ستقررون إذا ترغبون في التبرع بأعضائكم أم لا. |
Şirketler günümüzde, çok fazla veri topluyorlar, yani yapabilecekleri ilk şey bu veriyi bağışlamak. | TED | الشركات اليوم، يجمعون جبالاً من البيانات، لذا أول ما يمكنهم فعله هو التبرع بتلك البيانات. |
Organlarınızı bir başkasına bağışlamak muhtemelen toplumu ne kadar önemsediğinizle, aranızdaki bağın kuvveti ile ilgilidir. | TED | التبرع بأعضائك لشخص آخر هو في الغالب حول كم أنت مهتم بالمجتمع، كم أنت مرتبط به. |
Marketler, gıdayı çöpe atmak yerine bağışlamak zorundaydılar, yoksa ceza kesiliyordu. | TED | بدلاً من ذلك، وجب عليهم التبرع به، ويغرًمون إن لم يفعلوا ذلك. |
Eski bilgisayarları Smallville Lisesi'ne bağışlamak istemiştim. | Open Subtitles | وفكرت في التبرع بالأجهزة القديمة لمدرسة سمولفيل الثانوية |
Oh, tüm bunları bağışlamak istediğinden emin misin? | Open Subtitles | اوه. هل انتي متاكدة اني تريدي التبرع بكل هذا ؟ |
Sence bir yerlere bağışlamak yerine bende kalsa sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تعتقدى أنه سيكون من الجيد إذا أخذتها بدلاً من التبرع بها؟ |
Doktora gitmiş ve demiş ki, "Doktor, bir böbreğimi bağışlamak istiyorum." | Open Subtitles | : لذا ذهب للطبيب وقال "يا دكتور أريد ان أتبرع بكليتي" |
bağışlamak istediğini biliyorum, ama bağışlayıcı olmak zordur. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تريدين أن تسامحي ولكن، الغفران الصعب |
Kanını test edip böbrek bağışlamak için uygun olup olmadığını görmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب علينا أن نفحص دمك حتّى نرى إن كنت ملائماً للتبرع بكليتك |
Aç çocuklar için bir dolar bağışlamak ister misiniz? | Open Subtitles | هل تود أن تتبرع بدولار لمساعدة الأطفال الجياع؟ |
bağışlamak Cennet'e açılan kapıdır. | Open Subtitles | و أن المسامحة هي الخطوة الأولى في الطريق إلى الجنة |
Üzgünüm ama hayatımı derinden mahveden bir şey yaptın ve... ..sanırım içimden seni bağışlamak gelmiyor. | Open Subtitles | عملتشيء . أثر على حياتي . .. |
Buradaki, karısı. Böbreğini ona bağışlamak istemiş ama uyuşma olmamış. | Open Subtitles | زوجته كانت ترغب بالتبرّع له لكنّها ليست مطابقة |
Herkes yazdıysa beyler, bir de organ bağışlamak isteyenler "Organlarımı bağışlamak istiyorum" diye hemen altına bir not düşsün. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شخص يريد التبرّع بأعضاءه، يكتبه أيضا |