"bağırır" - Translation from Turkish to Arabic

    • يصرخ
        
    • تصرخ
        
    • يصيح
        
    • يصرخون
        
    • سأصرخ
        
    • تصيح
        
    • سيصرخ
        
    • يصيحون
        
    • ويصرخ
        
    • كالصراخ و
        
    • فصرخ
        
    • ستصيح
        
    Bir elbise yada ayakkabı alsam hemen bağırır. Open Subtitles كل مرة أشترى فيها رداء أو حذاء يصرخ فى وجهى لم يعد يسمح لى بالخروج مجدداً
    Çinli herif daima tekmeler savurur, her seferinde bağırır ve-- Open Subtitles مع ذلك الرجل الصيني الذي يركل و يصرخ دائماً.
    Ancak o zaman eve gidebilirim, o da bana bağırır. Open Subtitles ،عندها يمكنني العودة للمنزل حتى يمكنها أن تصرخ في وجهي
    O şeylere gittiğimde bana hep bağırır. Open Subtitles تعرفين ، هي دائماً تصرخ عليّ عندما أذهب إلى مثل هذه الأمور
    Filler çıktığı zaman, onlara bağırır, küfreder onları toplumun tüm hastalıklarından sorumlu tutardı. Open Subtitles وكلما تمرّ الأفيال كان يصيح ويسبّها، لائماً إياها على كل مساوئ المجتمع.
    Senin ortaya çıktığın her yerde olduğu gibi. İnsanlar bağırır çağırır. Open Subtitles تقريباً مثل أي مكان آخر يجتمع الناس و يركضون و يصرخون
    Karyolasından çıkmayacak kadar tembeldir o. Sadece bağırır. Open Subtitles إنه كسول جدا ليخرج من سريره إنه يصرخ فقط
    Kafayı bulmadığında ve karıma yan gözle bakmadığı zamanlarda kendi karısına bağırır durur. Open Subtitles حسنٌ،إمّا أن يسكر ويتغزّل بزوجتيّ . أو يصرخ على زوجته
    Lezbiyenler, birbirlerine çok bağlanırlar ve her bittiği zaman birisi ya bağırır, ya da ağlar. Open Subtitles الشاذّات يرتبطن كثيراً، وفي النّهاية هناك دائماً أحد ينتهي به المطاف يصرخ أو يبكي.
    Evden her ayrılışımda, birileri suratıma "psikopat katil" diye bağırır. Open Subtitles كل مرة اُغادر المنزل شخصٌ ما يصرخ بالقاتلة المختلة في وجهي
    - Hep böyle bağırır. - Çıkarın beni burdan! Open Subtitles دائما ما يصرخ هكذا فى الصباح- دعونى أخرج من هنا-
    Acıyla bağırır ama sesini kimseye duyuramaz. Open Subtitles إنها تصرخ مستغيثة في ألم، ولكن لا أحد بإمكانه سماعها.
    Annem bağırır, çocuklar halledin bunu." Open Subtitles وحريق بالفطريات أمي تصرخ , الدجاج , أعمال المنزل
    Kadınlar da doğum yaparken bağırır. Sonrasında ise çok muylu olurlar. Open Subtitles النساء تصرخ عندما تلد وبعد ذلك تملئهم البهجة
    Ağlar, bağırır, yalvarırdı yapmasınlar diye. Open Subtitles كانت تبكي و تصرخ و تتوسل لهم ألا يفعلوا ذلك
    Neden? Sana bağırır yanlış yapıyorsun derdi. Open Subtitles سيكون يصيح عليك ويُخبرك أنّكِ تفعلينها بطريقة مُختلفة.
    Hem bu Yüce Doo Chul öyle genç bir kıza bağırır mı hiç? Open Subtitles الشابة؟ المرأة تلك في يصيح تشيول دو جعل قد شأنه من أهذا فحسب، ذلك ليس
    Her yerde olduğu gibi. İnsanlar bağırır çağırır. Open Subtitles تقريباً مثل أي مكان آخر يجتمع الناس و يركضون و يصرخون
    Yoksa ilk fırsatta bağırır ya da bir polis bulurum. Open Subtitles أو في أول فرصة ، سأصرخ. و التف الى رجال الشرطة!
    Konudaki tek hata, elinde milyonlarca ölen insan varsa ciğerlerin avazı çıktığı kadar doğru bakış açısı diye bağırır. Open Subtitles الخطأ الوحيد بنظريتهم هو عند وجود ملايين الناس تموت المنظور الصحيح هو أن تصيح بشدة
    Dr. Burke bana bağırır ve ikimiz için de kötü bir gün olur. Open Subtitles والدّكتور(بورك)سيصرخ عليّ وسيكون ذلك يوما سيئا لكلينا
    Öğretmenler size bağırır, "Süspansuarın nerede?" Bilirsiniz. Open Subtitles المعلّمون يصيحون فيك "أين حزام الوقاية خاصتك؟"
    Her çalışmada kenarda oturur, bağırır. Open Subtitles يجلس على المدرجات كلّ تدريب، ويصرخ
    Arasıra gelir bağırır çağırır, gidermiş. Open Subtitles يأتي أحياناً، و يثير بعض التفاهات كالصراخ و الصياح
    Yaşlılıktan adamın kulakları sağırlaştığı için kapıcı bağırır: Open Subtitles فصرخ الحارس في أذنه' ذلك أن سمعه أصابه الاضمحلال:
    Bir dakika içerisinde gelirse ona yine bağırır mısın? Open Subtitles اسكت، لو دخل علينا الآن، هل ستصيح هكذا في وجهه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more