Ayrıca bağırdığı için göz bebeklerim ışığa çok daha duyarlı. | Open Subtitles | وبؤبؤ عيني أصبح حساس أكثر للضوء لأنه صرخ بوجهي كثيراً |
Ve neredeyse bir adamı öldürüp, teğmenimin bana bağırdığı güne. | Open Subtitles | حتّى الآن، أوشكت أن أقتل رجلًا، ومُلازمي صرخ في وجهي. |
Belki emekli ikramiyesi belki de bağırdığı için. Umurumda değil. | Open Subtitles | قتله فقط من أجل راتب التقاعد أو بسبب أنه صرخ عليه لا يهمني هذا |
Bak birini bağırdığı için kovamam. | Open Subtitles | إصغي , لا يمكنني أن أقيل شخصًا بسببِ صراخ. |
Koçun neden bağırdığı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu... | Open Subtitles | لم يكن لديّ أي فكرة عن سبب صراخ المدرب... |
Çok bağırdığı için hizmetçisi işi bırakmış. | Open Subtitles | يقول أن طبعها سيء أستقالت خادمتها لأنها تصرُخ كثيراً |
İşleri berbat ettiğim için ve sana bağırdığı için üzgünüm ama ben hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا آسفة أنني أخطأت ... وأنا آسفة أن أحد صرخ عليكِ لكني لم أفعل أي شيء, وأنتي تعرفين ذلك |
Tabi sonunda Radisson diye bağırdığı ana dek. | Open Subtitles | "حتي صرخ في النهاية قائلا :" راديسون |
Büyük dayım bağırdığı için | Open Subtitles | صرخ بوجهها الخال |
Seks anlamında "bam" mı yoksa Reuben'ın sütyenimi çözdüğünde bağırdığı gibi bir "bam" mı? | Open Subtitles | "بام" أي مارسنا الجنس أم "بام" كما صرخ (ريوبن) حين قام بفك صدريتي؟ |
- Puddy'nin bağırdığı rahip mi? | Open Subtitles | -الرجل الذي صرخ (بادي) في وجهه؟ |
- Frank sana bağırdığı için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لأن (فرانك) صرخ عليك |
Aslında Tommy, hani sana şu bahsettiğim, annemin bağırdığı gece hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | في الحقيقة يا "تومي"، تعرف... لقد اكتشفنا... تلك الذكرى التي أخبرتك عنها، عن صراخ والدتي؟ |