"bağlılığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولاء
        
    • الولاء
        
    • الإلتزام
        
    • إخلاص
        
    • ديوفيتيون
        
    • ولائه
        
    • بالولاء
        
    • الارتباط
        
    • التزامها
        
    • تفانيها
        
    • حبك ♪ ♪
        
    Bütün yabaniler, kimseye veya hiçbir şeye bağlılığı olmayan yalancı vahşilerdir. Open Subtitles كل ساكني البرية كاذبون ومتوحّشون وليس فيهم ولاء ولا سمة حسنة.
    Sektör, çalışanların sadakat ve bağlılığı ile gurur duyuyor olsa da, bu gerekli bir önlemdir. Open Subtitles بذلك تَفْخرُ الصناعةُ بنفسها للولاء و ولاء عُمّالِه.
    Ajan Bristow'un annesinin bağlılığı şimdilik bilinmiyor. Open Subtitles الولاء الحقيقي وكيل بريستو أمّ بقايا مجهولة.
    bağlılığı takdire değer. Open Subtitles أنه يحترم الولاء في العمل طوال الليل هنا يبحث في الكتب
    Asıl endişenin yeni bir dizinin tüm sezonunu izlemekteki zaman bağlılığı olduğunu sanıyorum. Open Subtitles أتوقع أن همك الرئيسي هو الإلتزام الزمني لمشاهدة موسم كامل من مسلسل جديد
    Justin'in hayranlarına olan bağlılığı ve hayranların Justin'e olan bağlılığı, onu canlı kılan şey, sanırım çünkü raydan çıktığı anda onu geri döndüren ve, moral sağlayanlar onlar oluyor. Open Subtitles إخلاص جاستن لجماهيره. وإخلاص جماهيره له. هو ما يبقيه على قيد الحياة.
    Her tarafa gitmek istiyorum ♪ Bana bağlılığı göster Open Subtitles فونت كولور = "# D900D9" فونت كولور = "# FFFF00" ♪ أريدأن أذهبعلى طول الطريقأرني ديوفيتيون
    Aklı şarapla ıslandığında bağlılığı için ödüllendirilirken izleyeceğim. Open Subtitles عندما يمتلئ رأسه بالخمر، أود أن أراه يكافأ على ولائه
    Sektör, çalışanların sadakat ve bağlılığı ile gurur duyuyor olsa da, bu gerekli bir önlemdir. Open Subtitles انة إحتراسُ ضروريُ، بذلك تَفْخرُ الصناعةُ بنفسها للولاء و ولاء عُمّالِه.
    Adamların bağlılığı umrumda değil, beni ilgilendiren savaş kazanma becerisidir. Open Subtitles لايهمنى لمن ولاء الرجل ولكنى مايهمنى هو قدرته على كسب المعارك
    Ve bunun insanları bu dinamiklere çekecek kadar güçlü olduğunu görüyoruz, insanları aynı yerel iş çevresine itiyor, büyük sadakat ve bağlılık oluşturuyor, ve anlamlı bir geliri, eğlenceyi ve bağlılığı iş çevrelerine taşıyabiliyor. TED وهذا قوي كفاية لنرى إنه يربط الناس بهذه الديناميكيات يرجعهم إلى نفس الأعمال التجارية المحلية يصنع ولاء كبير ، يصنع إرتباط وقادر على جلب عائدات مجدية و متعة و إرتباط للأعمال
    Sen böyle bir sadakati, böyle bir bağlılığı anlayamazsın. Open Subtitles أنت لَنْ تَفْهمَ ذلك النوعِ مِنْ الإلتزامِ ذلك النوع من الولاء
    Acaba Ernie'nin sonunu getiren şey, bu aşırı bağlılığı mıydı, yoksa daha karanlık birşeyler mi? Open Subtitles هل كان الولاء المفرط هو سبب نهاية إيرني أم كان شيئاً أغمض؟
    Gördün mü, böyle bir bağlılığı takdir edebilirim. Open Subtitles أترين , بإمكاني تقدير هذا النوع من الولاء
    İnancınızı anlamıyorum ama bağlılığı anlıyorum ve buna saygı duyuyorum. Open Subtitles لا أفهم إيمانكم لكن أتفهم الإلتزام وأحترمه
    Sonuçta herkes biraz bağlılığı hak eder. Open Subtitles لأن الجميع يستحق فقط القليل من الإلتزام.
    Artık senden de aynı bağlılığı bekliyorum. Open Subtitles أنا أتوقع إخلاص مُماثل منكِ الأن.
    Bana bağlılığı göster Open Subtitles فونت كولور = "# D900D9" فونت كولور = "# FFFF00" ♪ أريني ديوفيتيون
    Bir dost ki, krallığa, babama ve bana bağlılığı; onun hatırasını insanlar ve gelecek krallar için güçlü tutacak. Open Subtitles صديق كان ولائه لمملكته لأبي ولي شخصياً سنجعل ذكراه حاضرة دائماً للشعب والملك القادم
    Ama kimseye bağlılığı olmayan birinin yanında. Open Subtitles لكنها مع أحد لا يدين بالولاء لأحد.
    Hiç tanımadığım bir grup insan bana bağlılığı bilmeyen "eşcinsel adam"mışım gibi kızgınlar diye bana kızgın olamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تغضب مني كوني غاضب من مجموعة من الناس لا اعرفهم يتصرفون كأني المنحرف الذي لا يمكنه الارتباط
    Oğlum abartılı olmayı hiç sevmez. "Bayan Johnson'ın işine olan bağlılığı azımsanamaz." Open Subtitles السيدة جونسون اثبتت نفسها انها مساعدة كفىء السيدة جونسون التزامها تجاه العمل
    Ancak hastalığı sırasında geçen aylarda geziye olan bağlılığı hiç azalmadı ve son yolculuğunu yürüteceğime dair ona söz verdim. TED لكن خلال أشهر مرضها، لم يتزحزح تفانيها للبعثة أبدا، و قطعت وعدا بأن أكمل الرحلة من بعدها.
    Her tarafa gitmek istiyorum d Bana bağlılığı göster d Ve beni her yere götür, sonsuza dek d Beni al, beni al, beni her yere götür d Oh, ah, oh d Bulutların arasından kezmek istiyorum d Tavanı parçala Open Subtitles ♪أريد أن أفعل كل شيء أرني حبك ♪ ♪ هيا لنفعل كل شيء ♪ ♪ هيا لنفعل كل شيء ♪

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more