Başka bir enteresan bulgu ise girişimcilerin başarısızlıkla nasıl baş ettiğinin bölgelere göre değişmesi. | TED | اكتشاف آخر مثير للاهتمام أن هناك اختلافات إقليمية على كيفية تعامل رواد الأعمال مع الفشل. |
Değişik derecelerde başarısızlıkla İspanyolca, Japonca, Almanca ve şu anda İsveççe öğrenmek için çok fazla zaman harcadım. | TED | قضيت وقتًا طويلًا أتعلم الإسبانية والصينية والألمانية، والسويدية حاليًا، بدرجات متفاوتة من الفشل. |
Kuşların, su üstündeki benzer tüm canlılara yaptıkları hamleler başarısızlıkla sonuçlanıyor. | Open Subtitles | كل المحاولات لنقل الطيور لبيئات متشابهة من الماء باءت بالفشل |
Aslında başarısızlıkla, asilikle ve kötü davranışlarla lekelenmiş durumda. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنه ملطخ بالفشل بلا أدنى شك، العصيان والجنحة. |
Hz. Muhammed'in ilk eş bulma çabası onur kırıcı bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. | Open Subtitles | محاولة محمد الأولى لإيجاد الزوجة إنتهت بفشل مخزى |
Sanki, başarısızlıkla sonuçlanan annemle tanışma... girişiminden beri, o konu hakkında konuşmaktan kaçınıyorsun gibi. | Open Subtitles | يبدو أنك بعد تلك المحاولة الفاشلة في مقابلة أمي ، أصبحت تتحاشى الحديث عنها |
Son iki fırlattığınız roketin başarısızlıkla sonuçlandığı alenen bilinen bir gerçek. | Open Subtitles | ليس سراً أن آخر عميلتي إطلاق صاروخ لك كانا فشلاً محيراً |
Bugün toplumdaki asıl hastalık başarısızlıkla yüzleşme isteksizliği. | TED | المرض الحقيقي في مجتمعاتنا اليوم هو عدم رغبتنا في مواجهة الفشل. |
Eğer tam olarak çubuğun ilk ucuyla FM gibi uyuşmazsan, atla ya da atlama ,ne yaparsan yap bu başarısızlıkla sonuçlanır. | Open Subtitles | إذا كنت لا تتطابق نقطة الشريط ألاول بالضبط مثل أف ام قفزت أم لا، سوف يكون مصيرك الفشل مهما يكن |
Bunun yerine 900 koca yılı başarısızlıkla sonuçlandırdın. | Open Subtitles | لإصلاح مشاكل هذه الأسرة، إلّا أنّك عوض ذلك أمضيت 9 قرون من الفشل. |
başarısızlıkla sonuçlansa dahi, tek seçeneğin elinden geleni yaptığını bilmektir. | Open Subtitles | وإدراكه أن القيام بأقصى مقدوره هو الخيار الوحيد، حتى ولو أدى ذلك إلى الفشل |
Fakat bir noktada çok zor ya da zahmetli olduğundan başarısızlıkla baş etme konusundaki doğal yeteneğimizi reddetmeye, daha düşük kabulle değiştirmeye karar verdik. | TED | ولكن في مرحلة ما، لكون الأمر صعبًا أو مؤلمًا جدًا. قررنا أن نستبعد قدرتنا الطبيعية للتعامل مع الفشل وقمنا باستبدالها بمستوى قبول للأشياء أقل من المطلوب. |
Sadece seni nasıl söylesem, başarısızlıkla ilişkilendirmişim. | Open Subtitles | أشعرفحسب... لا أعلم, غدت أتذكر الفشل كلما أراك |
On kutup ayısı avından dokuzu başarısızlıkla sonuçlanır. | Open Subtitles | تسعٌ من أصل عشر محاولات صيد تنتهي بالفشل |
Ama her seferinde keşif gezileri başarısızlıkla, hatta ölümle sonuçlandı. | Open Subtitles | لكن مرة بعد مرة ، إنتهت البعثات بالفشل و حتى بالموت |
Hiçbirimiz sizde ne olduğunu tam olarak bilemediğine göre yeni klon üretme çabalarınız başarısızlıkla sonuçlanacaktır. | Open Subtitles | حسناً، بما أننا جميعاً كما يبدو لا نعرف نيتكِ الحقيقية، أعتقد أن محاولاتكِ لصنع مستنسخة ستبوء بالفشل. |
Maalesef, bu hırslı araması Cumartesi gecesi, başarısızlıkla sona erdi. | Open Subtitles | ... بكل أسف , إنتهى ذلك البحث فى ليلة يوم السبت إنتهت بفشل ذريع |
Meksika'ya başarısızlıkla sonuçlanan destansı manevi bir arayış için gittim. | Open Subtitles | (ذهبت إلى (المكسيك في سعيّ ملحمي عن الذات وانتهى بفشل ذريع |
Sanırım devrimleri özellikle de başarısızlıkla sonuçlananları severdi. | Open Subtitles | لقد كان يحب الثورات أعتقد خصوصاً الفاشلة منها. |
Ancak daha önce başarısızlıkla sonuçlanan... 3 ayrı olaydan bahsetmiyorum tabi... | Open Subtitles | ... ـ لكن ... ـ لا تنسى المحاولات الفاشلة في 3 مناسبات لمقاضاة سيمونوليين بتهمة القطاف الجائر لسعف النخل |
Yani, hayatımızın tek gerçek ürünü başarısızlıkla sonuçlanmıştı. | TED | أعني، أن المنتج الوحيد الحقيقي لحياتنا، في النهاية، كان فشلاً. |