"başka bir şey değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم يكن أكثر من
        
    • لم يكن سوى
        
    • لم تكن أكثر
        
    • لم تكن سوى
        
    • تعني إلا
        
    Salakça yapılan bir hatadan başka bir şey değildi. Open Subtitles لم يكن أكثر من مجرّد غلطة غبيّة.
    Dük Edwars'ın ölümü tâlihsiz bir kazadan başka bir şey değildi. Open Subtitles موت الدوق (إدوارد) لم يكن أكثر من حادث مؤسف
    Güven bana, bu çocuk daha ilk günden beri dertten başka bir şey değildi. Open Subtitles صدقيني هذا الولد لم يكن سوى كارثة منذ اليوم الأول
    Meşru mirasçı bendim. Boyd, babasının koca kıçında bir dikenden başka bir şey değildi. Open Subtitles -لقد كنت القريب الوارث و " بويد " لم يكن سوى شوكة ًفي خاصرة إبيه
    Doğaüstü Güç ruhun sentetik kopyasından başka bir şey değildi. Open Subtitles القطعة السادسة , لم تكن أكثر من نسخة صناعية من المقتطف النخامي
    Aynanın diğer tarafına yaptığı yolculuk eğlenceden başka bir şey değildi. Open Subtitles رحلته عبر المرآه الناقله لم تكن سوى لهو.
    Ancak benim için talihsizlik ve felaketten başka bir şey değildi. Open Subtitles لكن بالنسبة إلي لا تعني إلا مصيبة وكارثة
    Boyd, babasının koca kıçında bir dikenden başka bir şey değildi. Open Subtitles وهو لم يكن سوى شوكة في خاصرة أبي
    Mükemmel bir çalışandan başka bir şey değildi... bugüne kadar... Open Subtitles لم يكن سوى موظف مثالي وبعدها كان اليوم
    Calvin Candie'nin ağzından çıkan her şey saçmalıktan başka bir şey değildi. Open Subtitles كل ما خرج من فم (كالفين كاندي) لم يكن سوى هراء،
    Ancak davranışları bir tepkiden başka bir şey değildi. Open Subtitles ولكن سلوكها لم يكن سوى رد فعل... . ـ
    O zamanlar, ana caddenin sonunda bir tepesi olan durgun bir balıkçı köyünden başka bir şey değildi. Open Subtitles بذلك الحين، لم تكن أكثر من أنها قرية صيد هادئة مع تلّةٌ كبيرة بنهاية الشارع العام
    bu tabir size çekici gelmesin çünkü orası kokuşmuş bir bölgeden başka bir şey değildi. Sonny Boy gibi çocuklar değerli bir şey bulmak için her günün her saatini orayı karıştırmakla geçiriyorlardı. TED لكن لا تدع رومانسية هذا الاسم تخدعك. لآنها لم تكن أكثر من مجرد مكب عفن للنفايات يقضي فيه أطفال مثل سوني بوي حياتهم ينقبون فيه يوميا. ليجدوا شيء أي شيء له قيمة.
    Namibya... veya, Sesfontein, Nabimya'da bir yerlerde saklanmış yalıtılmış bir köyden başka bir şey değildi. TED ناميبيا...أو سيسفونتين لم تكن سوى قرية معزولة في مكان ما، مخفية بعيداً في ناميبيا.
    Burada yaşayan binlerce Müslüman'ın tutuklanıp gözaltına alınmasıyla ilgili, geniş kapsamlı bir öneriden başka bir şey değildi. Open Subtitles لم تكن سوى مجرد إقتراح شامل... لإحتجاز آلاف المسلمين الذين يعيشون هنا
    Ancak benim için talihsizlik ve felaketten başka bir şey değildi. Open Subtitles لكن بالنسبة إلي لا تعني إلا مصيبة وكارثة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more