"başka bir şey yok" - Translation from Turkish to Arabic

• لا شيء سوى
• يوجد شيء آخر
• لا شيء آخر
• لا يوجد سوى
• لا يوجد شيء سوى
• لا يوجد ما
• يوجد شيء اخر
• لا شيء غير
• لا شيء ما عدا
• لا شيء هناك سوى
• ولا شيء آخر
• لا شيء أكثر من
• فلا يوجد ما هو
• لا شئ آخر
• لا شيء سِوى

Şu andan itibaren olumlu düşüncelerden başka bir şey yok.
أجل . لا شيء سوى الافكار الإيجابية من الآن فصاعدا.

Enkazdan başka bir şey yok. Sağlam bir savaş çıkmış olmalı.
لا شيء سوى أنقاض وغبار لا بدّ وأنها كانت معارك كثيرا

Biliyorum. Bunu istemezdim ama yapabileceğim başka bir şey yok.
أعلم، لم أكن لأسأل لكن لا يوجد شيء آخر أستطيع فعله

Hayır, hiçbir şey yok. Sinekler ve ölümden başka bir şey yok. Tamam, sağ ol.
لا، لا شيء، مجرد أشياء حول الذباب والأموات لا شيء آخر

Teksas'ta ise bir kaç çöl tilkisinden başka bir şey yok.
في تكساس لا يوجد سوى مجموعه من الكلاب البريه , وما شابهها

Neyse ki etrafında ormandan başka bir şey yok.
لحسن الحظ، أنه لا يوجد شيء سوى غابة حولها

Eve gidin. Bu gece yapabileceğiniz başka bir şey yok.
عودوا لمنازلكم لا يوجد ما يمكننا فعله الليلة

Kumdan başka bir şey yok. Kürekle bulması yıllar alır.
لا شيء سوى الرمال يُمْكِنُ أَنْ يَستغرقَ السَنَواتَ لتحريكها

Yine mi Mısır? Piramit ve kumlardan başka bir şey yok.
مصر مرة أخرى ، لا شيء سوى أهرامات ورمال.

Üzgünüm Westen. Konuşacak başka bir şey yok. Bly beni dinle.
لا يوجد شيء آخر للتحدث عنه بلاي ، اسمعني أرجوك

Sizin için yapabileceğim başka bir şey yok bayım.
لا يوجد شيء آخر يمكنني مساعدتك به, يا سيدي

Justine'in hikâyesi ile ilgili olarak beni etkileyen şey, eğer adını bugün Google'da ararsanız, Google sonuçlarının ilk 100 sayfasında bu hikâyenin çıkması -- onunla ilgili başka bir şey yok.
ما صدمني في قصة جوستين، هو أنه في الحقيقة إذا قمت بالبحث عن اسمها اليوم، ستغطي هذه القصة حوالي مئة صفحة من صفحة النتائج لا يوجد شيء آخر حولها.

Çocuklar için 300 şarkı biliyorum, ama başka bir şey yok.
أعرف 300 أغنية للأطفال، ولكن لا شيء آخر.

Burada yapacak başka bir şey yok zaten.
لا شيء آخر للقيام حول هنا على أية حال.

Tıkının. Kahretsin adamım. Kemiğin üstünde yağdan başka bir şey yok.
تبا يا رجل, لا يوجد سوى الشحم على هذا العظم, أعطني قطعة أخرى

Etrafına bak. 80 kilometre kumdan başka bir şey yok.
انظر من حولك. لا يوجد شيء سوى الرمال لمسافة 80 كيلومترا.

Şu an için ekleyeceğim başka bir şey yok, tabi BPD'nin bir parçası olmakta iyi olmadığı dışında.
لا يوجد ما أضيف في هذا الوقت، إلا أنه من الواضح أنها ليست بمهارة أن تكون فرداً من الشرطة

Yapabileceğim başka bir şey yok. Daha fazla bekleyemem.
لا يوجد شيء اخر استطيع فعله لا يمكنني الانتظار اكثر

Yapmam gereken şeyi yapmak için gidiyorum. başka bir şey yok.
سأذهب إلى هناك لأفعل ما يجب عليَّ فعله, لا شيء غير ذلك

Sayfada başka bir şey yok.
هناك لا شيء ما عدا ذلك على الصفحةِ.

Üzgünüm efendim, ama onu kaybettik. Ticari gemilerden başka bir şey yok.
أَنا آسفُ، سيد، لَكنَّنا فَقدنَاها لا شيء هناك سوى السفينة التجاريةَ

5-6 yıl önce evde izinsiz kalanlar hakkında birkaç şikayet olmuş. başka bir şey yok.
كانت هناك شكاوي بشأن بعض النزلاء قبل 5 أو 6 سنوات، ولا شيء آخر

Karşısındaki düşmanını, sadece yeteneklerini kullanarak öldürmek istiyor, başka bir şey yok.
يريد، مثل، عدو ضده ويريد قتله من خلال مهارة، لا شيء أكثر من ذلك.

İnsan yaşamından daha önemli başka bir şey yok.
. فلا يوجد ما هو أهم من حياة البشر

Club müzik'le Japon anime indiriyor ve başka bir şey yok.
إنها تقوم بتحميل الموسيقي و الإنيمي الياباني و لا شئ آخر

- Sefalet ve kederden başka bir şey yok orada.
لا شيء سِوى البؤس والحسرة هُناك.