Zaten düşününce, Başka bir seçeneği de yoktu. | Open Subtitles | حسنٌ، إذن، فكِّروا في الأمر، لم يكن لديها خيار آخر. |
Bak Sean, annenin Başka bir seçeneği olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم انه لم يكن لديها خيار آخر |
Bak Sean, annenin Başka bir seçeneği olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم انه لم يكن لديها خيار آخر |
Başka bir seçeneği yok. | Open Subtitles | ليس لديه أي خيار. |
İçerde bir adamım var, başarmaktan Başka bir seçeneği olmayan bir adam. | Open Subtitles | لدي رجل بمكان.. رجل ليس لديه خيار إى أن ينجح. |
O zaman benimle savaşmaktan Başka bir seçeneği kalmayacak. | Open Subtitles | عند إذن لن يكون لديه خيار عدى عن مواجهتي في معركة. |
Guillermo'nın Başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | "غييرمو" ليست لديه أية خيارات. |
Guillermo'nın Başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | "غييرمو" ليست لديه أية خيارات. |
Öğrenileceğinden endişe eden Bayan Shin Başka bir seçeneği olmadığını hissetti... | Open Subtitles | ... و خوفاً من أن يتم كشف فعلتها لم يكن لديها خيار سوى أنها |
Borte Başka bir seçeneği olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | بورتي) عرفت بأنها ليس لديها خيار) سوى الإستسلام |
Öğrenileceğinden endişe eden Bayan Shin Başka bir seçeneği olmadığını hissetti... | Open Subtitles | {\1cH444444\3cHFFFFFF}... وخوفاً من أن يتم كشف فعلتها لم يكن لديها خيار سوى |
Evet ama hadi ya Başka bir seçeneği yoksa? | Open Subtitles | وماذا لو لم يكن لديها خيار ؟ |
Başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار |
Ama o bunu, Başka bir seçeneği olmadığına inandığı için yapıyor. | Open Subtitles | لكنه يفعل هذا لأنه يشعر بأن ليس لديه خيار آخر. |
Bu her şeylerini kaybetmiş varlıklı bir ailenin... ve onları bir arada tutmaktan başka... bir seçeneği olmayan oğullarının öyküsü. | Open Subtitles | و الابن الوحيد الذى ليس لديه خيار ... سوى الحفاظ عليهم معا |