| Hatırla,avukat tarafsız. O hala Başkana karşı bilgi verici kelime. | Open Subtitles | ما زال الأمر سيُحسم بمواجهة بين كلام مُخبِر وكلام الرئيس |
| Diyelim ki Başkana gitti, o da tüm dünyaya anlattı. | Open Subtitles | لنقل أنه ذهب إلى الرئيس و الذى أخبر العالم بدوره |
| Uyuşturucu baskınlarında, gemiden atlayan denizcileri bulmada iyiler. Ama Başkana saldırıda bulunuldu. | Open Subtitles | الأمساك بالجنود الذين يهربون من التجنيد لا التحقيق بسأن هجوم علي الرئيس |
| Bulguları, gelince yeni Başkana rapor edebilirsin. | Open Subtitles | قد تبلغ عن نتـائجك للرئيس الجديد عندمـا يُشرّفنـا بحضوره |
| Ya da buradaki varlığınız Başkana durumumun haber verildiği anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | أو قد يعنى حضوركِ هنا أن الرئيسة مُطلِعة على حالتى ؟ |
| Beni ölü olarak getirseydin artık, babam Başkana seni, kont yaptırırdı. | Open Subtitles | لو كنتَ قد أرجعتني ميتاً لكانَ والدي العمدة سيجعلك رجلاً نبيلاً |
| Başkana programımızı yeniden düzenleyeceğimizi ve öğleden sonra döneceğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبر الرئيس أننا سنعيد ترتيب جدول أعمالنا وسنعود بعد الظهر |
| Önümüzdeki iki hafta içinde, Başkana bir suikast girişimi olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك محاولات للقضاء علي حياه الرئيس خلال الاسبوعين القادمين |
| Başkana programımızı yeniden düzenleyeceğimizi ve öğleden sonra döneceğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبر الرئيس أننا سنعيد ترتيب جدول أعمالنا وسنعود بعد الظهر |
| Başkana düzenlenen suikast girişiminin artçı sarsıntılarının üstesinden gelmekle meşguldüm Hollis. | Open Subtitles | كنت مشغولة هوليس، أعالج تبعات محاولة اغتيال الرئيس. كيف حال فيتز؟ |
| Böylece yargılama, Amerika'da kurultayın gücü oldu. Bu güç herkese, hatta Başkana karşı bile kullanılabiliyordu. | TED | واُعتمدت الإدانة في الولايات المتحدة كقوة الكونغرس تنطبق على أي موظف مدني، بما في ذلك الرئيس. |
| Çok büyük ve çok iyi bir adam. Böyle bir Başkana sahip olduğunuz için ne kadar gurur duysanız azdır madam. | Open Subtitles | يجب أن تكونى فخورة بهذا الرئيس يا سيدتى. |
| Başkana nasıl savaşacağını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك إخبار الرئيس عن كيفية قيادة الحرب |
| Başkana gidip de; | Open Subtitles | أوشكت أن أذهب إلى رئيس الوزراء وأقول، معذرة، سيدي الرئيس |
| Emredersiniz. Başkana telefonla ulaşacağım. | Open Subtitles | نعم سيادة الوزير سوف أضعك على الخط مع السيد الرئيس |
| Aynı tüfek Başkana yapılan suikastta da kullanılmış. | Open Subtitles | واستخدمت هذه البندقية نفسها لاغتيال الرئيس |
| Henüz hiç bir şeye karar verilmedi. Başkana bunu seninle konuşmam gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | لم يقرر أيّ شيء حتى الآن، أخبرت الرئيس بأن كان عليّ مناقشة الأمر معكِ. |
| Başkana mektup yazdιm. Bir soruşturma açιlacak. | Open Subtitles | لقد كتبت رسالة للرئيس وسيكون هناك اعادة للتحقيق |
| Efendim, Başkana yönelik tehdit sona ermemiş olabilir. | Open Subtitles | سيدي، قد يكون التهديد الذي على الرئيسة لم ينتهي |
| Başkana söyle, yaptırdığı hastanenin ayın dördündeki açılışına geleceğim. | Open Subtitles | أعلم العمدة بأني سأكون حاضرا لاحتفال مستشفاه الخيري في الرابع من الشهر |
| Eski bir Başkana karşı daha saygılı olmalısın salak. | Open Subtitles | يجب أن تعطى مزيد من الإحترام لرئيس سابق ، يا متسكع |
| Başkana ve sana bu yönetim için hâlâ faydalı olduğumu göstermek. | Open Subtitles | لكي أثبت لك و للرئيسة بأنّي ما زلت ثروة إلى هذه الإدارة |
| Plastik görünüşe göre Başkana söz edilmiş. | Open Subtitles | صناع البلاستيك على ما يبدو تحدثوا مع الرئيسِ. |
| Başkana "lingonberry" lerinizi getirdiğimizi söyledim. | Open Subtitles | أخبرت رئيس البلدية للتو أننا كنا في طريقنا لكم لنحضر التوت. |
| Başkana suikast teşebbüsünde olan bir adamı yakalamak hiç de küçük bir başarı değil. | Open Subtitles | الإمساك بالرجل خلف محاولة الإغتيال للعمدة ليست مواجهةً صغيرة |
| Çok duygusaldır. Başkana çok bağlıdır. | Open Subtitles | إنّها عاطفية جداً وتشعر بأنها متعلّقة بالرئيس |