| Eve bir uçan daire ve Başkanla el sıkışması için bir uzaylı getirebilirdin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجلب إلى البيت الطيران الصحن وله أجنبي تصافح مع الرئيس. |
| Görünüşe bakılırsa benim Başkanla aram senden daha iyi, orospu evladı. | Open Subtitles | يبدو إنني لدي نفوذ أكثر منك لدى الرئيس , أيها الداعر |
| Şimdi daha iyi anladığına göre, belki Başkanla durumu görüşmek istersin. | Open Subtitles | الآن بدات تفهم الوضع أكثر وضوحا ، ربما تريد مناقشة الامر مع الرئيس. |
| Dumanı üstünde adam Başkanla görüşebiliyorsa neden bir kafeye saldırsın ki? | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل المحترق على صلة بالرئيس لماذا إذاً هاجم المقهى؟ |
| Başkanla hemen şimdi konuşmalıyım. | Open Subtitles | أريد التحدّث مع الرئيسة الآن حالاً ، لو سمحتِ |
| Hey, Meg,400 dolarlık park ücreti hakkında Başkanla konuşmam lazım. | Open Subtitles | أريد أنا أقابل العمدة بخصوص مخالفة الوقوف هذه التي قيمتها 400 دولار |
| Senatoda üç aydan kısa süredir bulunmanıza rağmen Başkanla, çoğu insanın deyimine göre sıradan Amerikalıların en özel ayrıntılarına kadar uzanan eşi benzeri görülmemiş bir erişim üstünden sıkı bir müttefikliğiniz var. | Open Subtitles | في مجلس الشيوخ في أقل من 3 شهور و أصبحت حليف قريب للرئيس و الذي يعتبره بعض الناس السماحية |
| Biliyor musun, bazen Başkanla falan mı evliyim diye düşünüyorum. | Open Subtitles | تدري ، أحياناً أظن أنني متزوجة من الرئيس أو من شخص مُهم |
| Yeni Başkanla birlikte, insanlar genel affı konuşmaya başladı. | Open Subtitles | مع مجئ الرئيس الجديد، يتحدث الناس عن العفو العام. |
| Cuma öğleden sonra Air Force One'ın yola çıkışı, bir uçağın kalkmasından çok... içinde yeni yemin etmiş Başkanla birlikte bir kaçışa benziyordu. | Open Subtitles | رحيل سلاح الجو الأول بعد ظهر الجمعة تم سريعاً كما وكأنه مهرب تزامن ذلك مع حلف الرئيس الجديد اليمين |
| Bayanlar ve baylar, dün Başkanla ofisinde bir toplantı yaptım. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي، في الأمس كنت بإجتماع مع الرئيس |
| Beyazlarını giy. Seni Başkanla tanıştıracağım. | Open Subtitles | .أرتدى زيك العسكري .إنى سأقدمك إلى الرئيس |
| Ne düşündüğünüzü biliyorum. Başkanla karısının taklitlerini yaparız. | Open Subtitles | أعرف ما تعتقده، يستخدمنا البعض لنمثل دور الرئيس والسيّدة الأولى |
| Başkanla dalga geçiyoruz ama işi çok zor. Bu sabah başkan uyandı, kanunları çiğnedi, tutuklandı ve kendisi için af çıkardı. | Open Subtitles | نحن نهزأ من الرئيس ولكن عمله صعب مثلاً نهض الرئيس اليوم من النوم |
| Başkanla konuşmalıyım. Organize edebilir misin? | Open Subtitles | أودّ فقط التكلم مع الرئيس أتقدرين على تدبير هذا؟ |
| Yeni Başkanla çalışmanı istiyorum ve ona başarısızlığın asla umutsuzluğa neden olmamasını hatırlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | واوصيك بان تعمل مع الرئيس الجديد وان تذكره عندما يحتاج للتذكر ان الفشل لا يجب ان يقود لليأس |
| Başkanla ilişki yaşadığını söylemem cinsiyetçilikti. | Open Subtitles | وأنت محقة. كان عنصرياً مني أن أقول أنك على علاقة بالرئيس. |
| Şöyle diyelim, karınızın Başkanla ilgili birtakım meselelerle bağlantısı var. | Open Subtitles | دعنا فقط نقول أن زوجتك قاسم مشترك، في مجموعة من المصادفات والتي تتصل جميعها بالرئيس |
| Tekrar özür dilesem efendim Başkanla yaşanan talihsiz sonuç için. | Open Subtitles | ..لو أمكنني الاعتذار ثانية سيدي ، لأجل .النتيجة المؤسفة مع الرئيسة |
| Başkanla da bütün şehri gezdiler zaten. | Open Subtitles | لقد تمت رؤيتها من قبل كل من في البلدة مع العمدة |
| Eğer doğru diyorsa, Başkanla görüşüp ona burada ne yaptığımızı anlatmalıyız. | Open Subtitles | فإن كانت تقول الحقيقة فعلينا أن نذهب للرئيس ونخبره باللذي نفعله هنا بحق الجحيم |
| Jonah, bugün Başkanla kaç kez konuştun? | Open Subtitles | جوناه, كَمْ مرّة تحدثت مع الرئيسِ اليوم؟ |
| Georgetown'da bir seminer veriyorum. Basın departmanı Toronto'da seni arıyordu. Başkanla olan yakın ilişkin üzerine bir görüşme yapmak istiyorlardı. | Open Subtitles | تذكرت، لقد بحث قسم الصحافة في"تورونتو" ليجروا لقاءً معك عن علاقتك الوثيقة بالرئيسة |
| Nolan Başkanla konuştu bir liste çıkarıp... | Open Subtitles | ☻ ياللقرف إذاً تحدث نولان للعمدة ... وسيعملون على تشكيل قائمة و |
| - Başkanla mı konuşmak istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد التحدث إلى رئيس الولايات المتحدة ؟ |
| Bir hata yapıyorsunuz. Başkanla ben böyleyizdir... böyle. | Open Subtitles | أنت ترتكب خطأ . أنا والرئيس بيننا علاقة وثيقة |
| Başkanla öyle konuşman büyük cesaretti. | Open Subtitles | أنت جريئ للغاية ,لطريقة تكلمك مع المحافظ و ماكاي |
| Eğer yaşadığınız ülkede Başkanla bir sorununuz olduğunda yaşayacağınız en kötü şey başkan olamamanızsa şanslısınız. | TED | عندما تعيش في بلد ولديك مشكلة مع الحاكم وأسوأ شيء متوقع حدوثه هو أن يطردك من الرئاسة، فأنت محظوظ. |