| Sırf Bahçıvan aletleri taşıyor diye bir Meksikalı'yı eve soktuğumuzun farkında mısın? | Open Subtitles | اليس من الغريب دخول مكسيكي الى المنزل بمجرد انه البستاني الجديد ؟ |
| Sırf Bahçıvan aletleri taşıyor diye bir Meksikalı'yı eve soktuğumuzun farkında mısın? | Open Subtitles | اليس من الغريب دخول مكسيكي الى المنزل بمجرد انه البستاني الجديد ؟ |
| Neden olduğu anlaşılıyor çünkü ilk birkaç yıl beni Bahçıvan sanmış. | Open Subtitles | ،و هذا يقول الكثير ،لأن تلك السنوات الأولى ظنت أني البستاني |
| Çimenlik dediğin o orman için... Bahçıvan kiralamanızaa ne demeli? | Open Subtitles | ما رأيك في استجئار بستاني ليعتني بالغابة التي تسمينها حديقة؟ |
| Yanda bir çiftlikte yaşıyor. Eski bir Bahçıvan. | Open Subtitles | يعتاش بمزرعة في مكان قريب كان بستاني سابق |
| Aksi takdirde Lady X ve sefil Bahçıvan etrafta çılgın gibi koşturmaya başlayacaklar. - Perşembe, aynı saat ve aynı yerde buluşalım. | Open Subtitles | أو السيدة اكس وذلك البستانى التعس سيفقدان السيطرة على افعالهما |
| Bahçıvan daha sonra doğru bir dağılımla doğru besinin toprağa doğru bir şekilde karıştırıldığından emin olmalıdır. | TED | البستاني يجب أن يكون متأكدا أن هذا الترتيب الجيد والتغذية المناسبة وضعت بشكل صحيح في التربة. |
| Çalıştığım villadaki Bahçıvan, bir erkek. | Open Subtitles | البستاني في الفيلا التي أعمل فيها هو رجل |
| Bahçıvan getirdi. Bahçede bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | البستاني احضرهم قالَ بأنّه وَجدَهم في الحديقةِ. |
| - Söyleyin sevgili İnes, yolda gelirken sol tarafta gördüğüm, bir Bahçıvan kulübesi, öyle değil mi? | Open Subtitles | أخبريني إنيس العزيزة أكانت تلك سقيفة البستاني التي رأيتها بالخلف؟ |
| Uzun sürmez. Onunla şu Bahçıvan hakkında görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | لن أتأخر, سأتحدث معها عن ذلك البستاني وحسب |
| Bir arabacı, bir Bahçıvan, bir kapıcı, bir kâhya, bir aşçı ve üst katta iki hizmetçi. | Open Subtitles | العامل، الحوذي، كبير الخدم، البستاني البواب، الطباخ واثنان من الخدم |
| Başka bir Bahçıvan tutmalısın. Julio'yu az önce kovdum. | Open Subtitles | لا بّد من توظيف بستاني آخر . أنا أرى أن تعزليه |
| Artık dilimizi konuşan ve bahçeye çiçek değil ölü dikmeyi seven, boynunda Mara Muerte dövmesi olan bir Bahçıvan. | Open Subtitles | بستاني مع وشم عصابة مارا مورتي على عنقه و الذي يستطيع أن يفهم الإنكليزية الآن و هو من يحب أن يزرع الجثث |
| Marangoz, tesisatçı, Bahçıvan, elektrikçi, televizyoncu kar küreyici. | Open Subtitles | نجار، سبّاك ، بستاني كهربائي، مركب تلفزيون و جارف ثلوج |
| Büyük ihtimalle, baş Bahçıvan emirlerinizi soracaktı. | Open Subtitles | ربما كان البستانى يطلب التعليمات |
| 10 saniyelik ihtişam için 40 yıl uğraşıp didinen... başka bir Bahçıvan yok bu kasabada. | Open Subtitles | ليس لأى بستانى فى البلدة نبتة تتطلب رعاية لمدة 40 سنة ليتمتع بروعتها ل10 ثوان فقط |
| Bahçıvan olduğumu söylemiştim. Toprağı güzelleştirmeyi Angola'da öğrendim. | Open Subtitles | انا اخبرتك انني كنت اعمل بستانياً تعلمت عمليات تحسين الارض في انغولا |
| Bahçıvan gibi konuşuyor. Ama bence çok zeki biri. | Open Subtitles | إنه يتحدث كبستاني, لكنني أعتقد أنه عبقري |
| Sen Bahçıvan mısın? | Open Subtitles | هل أنت بستانية ؟ |
| O zaman bu kız o Bahçıvan mı? | Open Subtitles | إذن هي البستانية. |
| Kayıklara bakan kayıkçılar, altı Bahçıvan ekibi, solaryumda iki kişi, ötekiler de arazi için ve bir ağaç cerrahı. | Open Subtitles | النوتية للعناية بالقوارب وستة أطقم من البستانيين إثنان للحمام الشمسى |
| Bahçıvan Albert'de mi? | Open Subtitles | أيفان ألبيرت الحدائقي |
| Botanik bahçedeki Bahçıvan seranın dışında alfa ve omega bulmuş. | Open Subtitles | وجد بستانيّ في الحدائق النباتيّة علامتَي (ألفا) و(أوميغا) خارج الدفيئة |
| Bekle. Çılgın bir avcı mısın yoksa çılgın bir Bahçıvan mı? | Open Subtitles | مهلًا، أأنت صائد مجنون أم منسق حدائق مجنون؟ |
| Bahçıvan, beş yıldır ilk kez kapıyı açık bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | منسق الحديقة يقول إنها المرة الأولى منذ خمس سنوات التي يجد فيها البوابة مفتوحة |
| - Çünkü iyi bir Bahçıvan için her zaman iş vardır. | Open Subtitles | - لأنه دائما يوجد عمل لبستاني جيد. |
| Ben aslında Bahçıvan değilim. | Open Subtitles | أنا لست بستانيا |