| Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. | TED | فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع. |
| baharda kayıkları suya indirmek... ..ve altlarını temizlemek için bir kayıkçı vardı. | Open Subtitles | كان هناك ملاح للإبحار بالقارب في الربيع ولكشط ظهر القوارب في الشتاء |
| Eğer bundan kurtulmam yardımcı olursan, baharda koridora ekran konacak. | Open Subtitles | إن أطلقت سراحي فسيكون منصب مراقب قاعة شاغراً في الربيع |
| "Üzgünüm hayatım, kulübeyi kiralayamayız çünkü baban ve ben baharda hapiste olabiliriz." mi? | Open Subtitles | أسفة عزيزتي لن نستأجر الكوخ لان انا ووالدك قد نمضي الربيع في السجن |
| Önümüzdeki baharda yapılacak toplantıya katılın. | TED | ساعد في حملة الاقناع الضخمة التي ستبدأ هذا الربيع. |
| Ama bu baharda, topraktan fırlayan yeni tomurcuklar gördüm. | TED | ولكن في هذا الربيع ، كان هناك براعم جديدة ظهرت من الأرض. |
| baharda bu hayvanlar yavruluyor | TED | وتلد هذه الحيوانات صغارها في وقت الربيع. |
| Kışın, kesilen dalları toplayıp onları sakladım ve baharda ağaca aşıladım. | TED | كنت أجمع الطعوم في الشتاء وأخزنها، ثم أُطعمّهم في نهايات فروع النباتات الأخرى في الربيع. |
| Ve disariya gittim, ve baharda cimlerin cikisinin resmini yaptim yol kenari boyunca. | TED | وقد خرجت والتقطت هذه الصورة للاعشاب التي تنمو في فصل الربيع على جانبي الطريق. |
| baharda bir sürü çığ düşer efendim. | Open Subtitles | كما ترون, لدينا انهيارات جليدية كثيرة فى الربيع |
| Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur. | Open Subtitles | نعم. يقع الجميع تقريباً في العشق في فصل الربيع. |
| baharda sürüsünü topladıktan sonra hiç satış yaptığını gördün mü? | Open Subtitles | هل عرفته يبيع الماشية بعد دورة الربيع هذه السنة أو فى أي سنة أخرى؟ |
| Belki de baharda nasıl olacağını hayal etmeyi tercih ettiğiniz içindir. | Open Subtitles | ربما لأنك تفضل أن تتخيل كيف ستكون فى الربيع |
| Çünkü baharda gitseniz hayal edebileceğiniz bir şey olmaz. | Open Subtitles | فإذا كان الربيع ، فلن يكون هناك شئ لتتخيله أو لتتمناه |
| baharda Tanrı'nın bana mesajını öğreneceğim, tıpkı peygamberler gibi. | Open Subtitles | سأتعلم رسالة الرب لى فى الربيع كما فعل الانبياء |
| "baharda Tanrı'nın bana mesajını öğreneceğim." dedi. | Open Subtitles | كان يقول : سأتعلم رسالة الرب لى فى الربيع |
| Hayır,ama Aella yapabilir. Onunla baharda evlenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لا ولكن أيللا يستطيع سوف يتزوجها في الربيع |
| Tüm yapılacak baharda kurtarma timi gelene kadar burada tıkılıp beklemek. | Open Subtitles | كل ما علينا فعلة الان ان نتماسك الى الربيع و ننتظر فريق الانقاذ |
| Her baharda, altı hafta boyunca bahçem işte böyle oluyor. Altı veya sekiz hafta boyunca, bu cömert, yeşil vahaya sahibim. | TED | هذا ما يحدث في كل ربيع. لمدة ستة أسابيع ، ستة إلى ثمانية أسابيع ، لدي هذه الواحة الخضراء المليئة بالحياة. |
| Gül'e dönüşecek bir tohum yatar, baharda güneşin sevgisiyle. | Open Subtitles | تكون هناك بذور مع حب الشمس بالربيع انها تتحول الى زهرة |
| Ona belki baharda geliriz dedim. | Open Subtitles | لذا أخبرتُ herthatyou وl يَأْخذُ a يُوقعُ هناك هذا الربيعِ. |
| Geçen ilk baharda orada iken, benim yaşlarımdaki, 65 üstü insanlara evde kalmaları ve çok hareket etmemeleri tavsiye ediliyordu. | TED | حين كنت هناك في الرّبيع الماضي، نصح النّاس من عمري - أي 65 فما فوق - بالبقاء في بيوتهم والتّقليل من الحركة. |