"bahardaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الربيع
        
    • الربيعي
        
    Bu davadaki delilleri geçen bahardaki 16 günlük bir periyod üzerinde yoğunlaştıracağız. Open Subtitles والدليل في هذه القضية سيركز على فترة 16 يومًا في الربيع المنصرم.
    Bir de bahardaki park gibi, diğerinin daha güzel olacağını hayal etmeyi seviyorsunuz. Open Subtitles و تحب أن تتخيل أن الآخر أكثر روعة مثل الربيع فى المنتزه
    Hatırlıyorum da, geçen bahardaki kan lekeleri konferansında üzerinde çalıştığın bir davadaki şüpheli kan izleriyle ilgili bir şeyden bahsetmiştin. Open Subtitles فتذكّرتُ أنّكَ ذكرتَ في مؤتمر اللطخات الربيع الماضي شيئاَ عن مسحة مريبة في قضيّة كنتَ تعمل عليها
    Yavrular gelecek bahardaki gelgitle yumurtalardan çıkarak denize ulaşacak. Open Subtitles ستفقس صغارها عند مد الربيع القادم وترجع إلى البحر.
    Pandalar, bahardaki çitleşme dönemine dek yalnız yaşarlar. Open Subtitles حياة باندا إنفرادية في الغالب، حتى في موسم التناسل الربيعي.
    Geçen bahardaki uçak kazasının yok edemediğiniz federal kanıtlarının kopyaları. Open Subtitles نُسخ الأدلة الفيدرالية التي فشل قومك في تدميرها في تحطم الطائرة الربيع المنصرم
    Havalandırma kapatılır kapatılmaz böylesine rutubetli olmasını duvarlarında bahardaki gibi terleme yapmasını beklemiyorduk. Open Subtitles لم نتوقّع بأن يكون الجو ضبابي جدًّا طالما التكييف معطل والجدران تنضح كما في الربيع.
    Gelecek bahardaki yeni doğacak yavruları için etlerini burada saklarlar. Open Subtitles انهم تخزين لحومها هنا لفي الربيع المقبل لحديثي الولادة.
    Belki ama eğer yardım edersek, bahardaki ulusal yarışmalara kadar her şeyde sponsorumuz olacak. Open Subtitles ربما , اذا ساعدناه ، يقوم برعايتنا أثناء " النهائيات الدولية " فى فصل الربيع
    bahardaki bir ayı gibi. Open Subtitles الربيع. فصل في الدب مثل
    Eşinin geçen bahardaki ölümü, Veronica'nın Birleşik Devletler'e dönmesine ve baba-kızın barışmasına neden olmuştu. Open Subtitles ماتت زوجته الربيع الماضي مما أثار عودة (فيرونيكا) للولايات المتحدة و عادت الابنة للعيش مع والدها بعد سنوات من الغربة
    Eşinin geçen bahardaki ölümü, Veronica'nın Birleşik Devletler'e dönmesine ve baba-kızın barışmasına neden olmuştu. Open Subtitles ماتت زوجته الربيع الماضي مما أثار عودة (فيرونيكا) للولايات المتحدة و عادت الابنة للعيش مع والدها بعد سنوات من الغربة
    bahardaki bir orman. Open Subtitles الغابة في وقت الربيع
    bahardaki yakarışlarımız... Open Subtitles صلاوات الربيع
    Ona göre her jenerasyonda bahardaki gündönümünde insanlar delirip, grup seks yapıp, ormanda çiftleşmeye başlarlarmış. Open Subtitles .. وفقًا لها عندما يكون هناك جيلٌ وقت الإعتدال الربيعي يبدأ سكان البلدة التصرف بجنون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more