| O masum bakışları biz kadınlardan çaldılar. Gidelim. | Open Subtitles | سرقوا تلك النظرة البريئة منا نحن النساء ، دعنا نذهب |
| Kızımın bana bakışları geliyor. | Open Subtitles | أفكّر بتلك النظرة التي أعطتني إياها إبنتي هناك |
| Babam garip bir şekilde gazetesini karıştırır ve annem caydırıcı bakışları ile çocuğuna bakardı. | TED | يقوم الأب بتحريك ورق صحيفته بشكل مربك والأم تطلق نظرات إلى طفلها تقشعر لها الأبدان. |
| Cidden, form doldururken milletin bakışları var ya... | Open Subtitles | حقا، النظرات التي أحصل عليها عندما أملأ وثيقة ما |
| Hayır, o yavru köpek bakışları Taylor'da işe yarar ama bana işlemez. | Open Subtitles | لا , تلك العينين البريئتين ,قد تكون نجحت مع تايلر .لكنها لا تنجح معي |
| Çünkü aynı bakışları, beni ve annemi terk ettiği günde görmüştüm. | Open Subtitles | لأنى رأيت نفس تلك النظرة فى عينيه يوم تركنى أنا و أمى |
| O iffetli, dokunaklı ve asude bakışları nasıl unutabilirim? | Open Subtitles | كيف أنسي تلك النظرة العفيفة، الواهنة الناعمة؟ |
| Ve bir de insanı ana gemiye çekiyormuş gibi çeken seksi latin bakışları var. Öyle mi diyorsun? | Open Subtitles | و تلك النظرة اللاتينية التي تجذب كالمغناطيس |
| Oğlunun tam bir hayal kırıklığı olduğunu anladıktan sonra annenin bakışları nasıldı? | Open Subtitles | ما هي النظرة التي كانت على وجه أمك عندما أدركت أن ابنها فاشل؟ |
| O fıstığı park ederken milletin bana attığı bakışları asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى يومًا تلك النظرة التي علت وجوه الناس عندما كنت أقود تلك السيارة إلى المواقف |
| Çölün kumları arasında bir yerde aslan gözdeli ve insan başlı bir karartı bakışları güneşler gibi boş ve amansız | Open Subtitles | "فى مكان ما فى الرمال فى الصحراء" "شكل يتكون من جسد أسد" "و رأس رجل" نظرات فارغة تُحدق, بينما الشمس |
| Hiçte ölüm dolu bakışlar falan atmıyordum. Şüphe ve kuşku bakışları atıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أرمق بنظرات قاتلة، إنّما نظرات شك وريبة |
| - Kurnazca yapıyorlar ama döndüğümden beri malum bakışları farkediyorum. | Open Subtitles | -إنه أمر غير ملحوظ لكن منذ أن عدت لاحظتُ نظرات معيّنة |
| Hayatın ve romantizmin her evresinde yeni bir aşkın kaçamak bakışları vardır. | Open Subtitles | في كل مراحل الحياة تكون الرومانسية في المشهد النظرات الخجولة لبداية قصة حب جديدة |
| Masamızı isteyen insanların kötü bakışları anlaşıldı. | Open Subtitles | ذلك يفسّر النظرات البغيضة التي تلقيناها من الناس الذين أرادوا طاولتنا. |
| Soğuk bakışları olan. | Open Subtitles | الرجل صاحب العينين الباردتين |
| Evet, Lucy'nin bu dik bakışları nerden aldığını görebiliyorum. | Open Subtitles | الأن عرفت من أين حصلت لوسى على تلك النظره الحاده. |
| Bazen bakışları tuhaflaşıyor, ama iyi kalpli birisidir. | Open Subtitles | أحيانا عيناه تبدو وحشيه، لكن لديه قلب طيب |
| Bu kralın bakışları, kendinden başkasına kesinlikle önem vermediğini söyler. | Open Subtitles | عيونه تقول بأنه يهتم فقط لنفسه |
| Gözlerinde o kuduz bakışları yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديهم تلك النظرة المسعورة في عيونهم |
| Yalnızca, bakışları yaşını ele veriyordu... buklelerinin altında soru soran... bir gün cevap isteyecek olan o bakışları. | Open Subtitles | عيناها فقط تستطيع ان تخبرك عن عمرها تطل منها أسئلة كثيرة ستحتاج في يوما ما الى اجابة |
| Bir yabancının göğsünü hayal edin bakışları sizi delip geçiyor. | Open Subtitles | تصوّري صدر ذلك الغريب بينما نظراته تخترقك. |
| bakışları o kadar buharlı ki lattem yeniden köpürmeye başladı. | Open Subtitles | حَسناً، نظرته مشبّعة بالبخارُ جداً، هي إعادة إرْغاء قهوتي بحليبِ. |
| Ama o orospu çocuklarından biriyle karşılaştığım an bana karşı o bakışları tüm hissettiğim, nefret, öfke ve atlatamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لحظة إقترابي... من أحد هؤلاء الحقيرين... و أرى طريقة نظرهم إليَّ... |
| Vietnam'dan döndüğünü öğrenince insanların yüzü, gözleri, sesleri... sana bakışları değişiyor. | Open Subtitles | و وجوههم تتغير الاعين الصوت الطريقة التي ينظرون بها اليك اني اعرف ان الناس هنا |
| Çok kötü. Buraya gelip onun beni öldürürcesine attığı bakışları görmeyi bekliyordum. | Open Subtitles | هذا مؤسف جدًا، جئت بُغية تلقي العديد من نظراتها المميتة. |
| Sana attığı bakışları görüyorum. | Open Subtitles | ـ لا اعلم , لستُ بدراية بذوقه ـ أنني أرى نظراته جيداً نحوك ـ كيف لك ان ترى ذلك و انا لا ؟ |