| O yapmadı. Asla yapmaz. bana anlattı ve ben de inandım. | Open Subtitles | إنه لم يفعلها، لم يكن ليفعلها لقد أخبرني بذلك وأنا صدقته |
| Asla yapmaz. bana anlattı ve ben de inandım. | Open Subtitles | إنه لم يفعلها، لم يكن ليفعلها لقد أخبرني بذلك وأنا صدقته |
| Bu nikah tazeleme olayını bana anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرني بخصوص تجديد الارتباط. |
| Evet, tabii ki, bana anlattı. Bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | أجل , بالطبع أخبرتنى بذلك أخبرتنى بكل شيء |
| Kim olduğunu bana anlattı. | Open Subtitles | أخبرَني مَنْ أنت |
| Dinle, Beanie bana anlattı. Sandığın kadar kötü değil. | Open Subtitles | لقد أخبرنى " بينى" ليس الأمر سيئاً كما تفكرين |
| - bana anlattı. | Open Subtitles | كيف تعرفين ذلك ؟ لقد أخبرني بذلك |
| Neler yaşadığınızı bana anlattı Yüzbaşı. | Open Subtitles | لقد أخبرني بكل شيء أيها النقيب |
| bana anlattı, sana gösterebilirim. | Open Subtitles | لقد أخبرني هل أستطيع أن أريك ؟ |
| Babanla olan biteni bana anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرني عمّا حصل مع والدكِ |
| Bize anlatır ve gösterir. bana anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرنا وأرانا، لقد أخبرني |
| Derdini bana anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرني مظلمته |
| Vanina bana anlattı. Onu sorgulamışsınız. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى " فانينا " أنك قمت معها باستجواب من الدرجة الثالثة |
| Neler olduğunu biliyorum! Catherine bana anlattı! | Open Subtitles | أنا أعرف ما حدث كاثرين أخبرتنى |
| Dr. Tyler deneyimini bana anlattı, gördüğün kızı, öldürülenden biri. | Open Subtitles | د. (تايلور) أخبرتنى عن تجربتك، عن الفتاة التى رأيتها، الفتاة التى قُتلت |
| Frank bana anlattı. | Open Subtitles | فرانك أخبرَني عنك |
| Dimple herşeyi bana anlattı herşeyi kendi kendine yapmış bir adam küçük bir garajda başlayıp böyle büyük bir şirketi kurmak bu kolay değil. | Open Subtitles | "دمبل" أخبرَني كُلّ شيء عنك، الرجل العصامي... للبَدْء مِنْ مرآب... |
| Saklanmaya başladığından beridir gördüğü her şey bana anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرنى بكل ما رأه منذ أن اختبأ هنا |
| Hayır, efendim. Ama sonra Bay Bohannon bana anlattı. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لكن السيد، "بوهانون" قال لي عن ذلك، نعم |
| Yüzme yarışmasında söylediklerini Melissa bana anlattı. | Open Subtitles | نعم , ميليسا أخبرتني عما قلتهِ لها أثناء مباراه فريق السباحه |
| Her şeyden haberim var. Kuzenin bana anlattı. | Open Subtitles | إني أعلم كل شيء بالفعل فابن عمك حكي لي |