Daha yüksek bir maaş bankacılık işini eskiden olduğundan daha iyi hale getirdi, ama bir bankacı olmayı bir sanatçı olmaktan daha iyi hale getiremeyebilir. | TED | إن الراتب الأعلى يجعل وظيفة العمل المصرفي أفضل مما كانت في السابق، ولكنها من الممكن ألا تكون كافية لتجعل كونك مصرفيًا أفضل من كونك رسامًا. |
Bu dolabı yaptırmak için bankacı bizim marangoza gitmiş, ama bir gün, kader bu ya, | Open Subtitles | و لصنعها ذهب المصرفي الى النجار لصنعها و في احد الأيام كما قرر القدر |
bankacı Charlie'yle senin evde buluşmalıyım, tamam mı? Derhal Temiz Yüz'le buluşmalıyım. | Open Subtitles | اسمع,يجب ان أقابل المصرفي شارلي في منزلك ,موافق؟ |
Eğitimli bankacı kardeş. CMB'nin başı odur. | Open Subtitles | الأخ المثقف من البنك انه الزعيم الحقيقي الاخوة |
Eğer bir itfaiyeci veya bankacı olsaydı güzel apartmanında otururken onu kurtarmanın yolunu bulurlardı. | Open Subtitles | إذا كان مكافح حرائق , أو مصرفياً في شقة مترفة لكانوا وجدوا طريقة لإنقاذه |
Sadece işini yaptığını söyleyen bankacı... arkadaş geldiğinden beri yok... | Open Subtitles | ليس منذ أن زارنا ذلك الرجل اللطيف من المصرف وأغلقه، وكان يقوم بعمله فحسب |
Temizlikçiler ve bir de fazla mesaiye kalmış birkaç bankacı var. | Open Subtitles | طاقم النظافة، ومجموعة من المصرفيين يعملون ليلًا على إتمام صفقة متأخرة |
Ya da taksi şöförü ve aktör, bankacı ve ressam, gizlice veya açıkça sanatlarıyla uğraşan. | TED | أو سائق أجرة وممثل، عامل بنكي و رسام، حيث نؤدي فننا الخاص سرياً أو علنياً. |
Evet. Arkadaşımın arkadaşının bankacı bir arkadaşı var. | Open Subtitles | أجل، صديق لصديقي يعرف موظفاً في مصرف. |
Bu bankacı ülkeye yılda bir kez geliyor ve kendisi 40 milyon doları hemen temizleyebilecek tek kişi. | Open Subtitles | هذا المصرفي يزور الوطن مرة واحدة في السنة, وهو الوحيد فقط الذي يمكنه وبطريقة صحيحة غسيل أربعين مليون مرة واحدة. |
bankacı gelene kadar 40 milyon burada olmazsa bir daha temizlenemez ve ondan vazgeçmek zorunda kalırız. | Open Subtitles | إذا لم تكن الأربعين مليوناً هنا في وقت وجود المصرفي, فلا يمكن أن تغسل, ويجب علينا التخلي عنها. |
Evet, bankacı haftalardır evindeki elektrik probleminden şikayet ediyormuş. | Open Subtitles | أجل، المحاسب المصرفي كان يشتكي منمشاكلكهربائيةفيمنزله, .منذحوالياسبوع. |
- bankacı da cesetlerin arasında olmalı. | Open Subtitles | المصرفي لابد ان يكون جزءاً من اجمالي العمليه |
Geçen ayki görevde hedef aldığımız bankacı. | Open Subtitles | المصرفي الّذي تم استهدافه في مهمة الشهر الماضي |
Açgözlü züppeler, hanginiz Floransalı bankacı oluyor? | Open Subtitles | من منكما هو الطاووس الفجعان هل هو المصرفي الفلورنسي ؟ |
- Kurumsal müdür değil, bankacı, tamirci, ya da şakacı adam değil. | Open Subtitles | ولا المصرفي ولا السباك ولا الشخص صاحب روح الدعابة |
Bir bankacı olmak istiyorsan, git bankacı ol. | Open Subtitles | اذا اردتى ان تكونى موظفه فى البنك,فلتكونى |
Yanımda bankacı gibi giyinmiş adam istemiyorum. Kaptın mı? | Open Subtitles | لا تمشى معي وانت ترتدي مثل مدير البنك, حسناً ؟ |
Ben yarım akıllı bir bankacı ya da yıldız olma aşkıyla gözünün önündekini göremeyen bir Yüce Divan üyesi değilim. | Open Subtitles | لست مصرفياً أبلهاً أو عضواً في المحكمة العليا، معجب جداً بالمشاهير بحيث لا أدرك الحقيقة. |
Seninle bir sorunum yok. O bankacı var ya. | Open Subtitles | ليس لي شجار معك بل فقط مع ذلك عامل المصرف |
6 aydır Mexico City de yaşayan bir bankacı. | Open Subtitles | هو مصرفيّ يقيم نصف العام بمدينة (مكسيكو) |
Bir bankacı olarak yabancı işadamları ile ittifaklar kurun. | Open Subtitles | تبني تحالفات مع رجال أعمال أجانب كمصرفي. |
- O Luigi ve Gina'nın oğlu Christopher. Biliyorsun, bankacı olan. | Open Subtitles | إنهُ ابن (لويجي) , و( جينا) (كريستوفر) المصرفيّ |
Belki milyarder bir bankacı ya da Bill Gates veya John D. Rockefeller gibi bir şirket patronu. | TED | قد تذكر له مصرفي ملياردير أو رجل أعمال ذو مركز قوي مثل بيل غيتس أو جون دي. |
Bu oyunu bizim için kazanırsan, bankacı olduğun için seni affederiz. | Open Subtitles | إذا كنت فوز في هذه بالنسبة لنا. أنت آسف أن يكون مصرفيا. |
Bir bankacı, bir kart dükkanı sahibi ve bir stripizci ayrı kutularda bulundular. | Open Subtitles | موظف بنك وصاحبة محل بطاقات وراقصة تعري كلهم يدخلون في صندوق |