"barışçıl" - Translation from Turkish to Arabic

    • السلمية
        
    • السلام
        
    • السلمي
        
    • مسالم
        
    • مسالمون
        
    • مسالمين
        
    • بسلام
        
    • سلمياً
        
    • للسلام
        
    • المسالمة
        
    • سلمى
        
    • بالسلام
        
    • مسالمة
        
    • مُسالم
        
    • سلمية
        
    Bu sene Almanya, Doğu Almanya'daki barışçıl devrimin 25. yıl dönümünü kutluyor. TED في هذا العام، تحتفل ألمانيا بالذكرى الـ25 للثورة السلمية في ألمانيا الشرقية.
    Pekala, umarım artık barışçıl birisi olduğundan dolayı içindeki ramboyu kaybetmemişsindir. Open Subtitles حسنا، اتمنى انك لم تخسر مهارتك الآن وبما انك صانع السلام
    Bu savaş batağından çıkmanın tek yolu, barışçıl bir çözüm. Open Subtitles الحل السلمي هو الطريق الوحيد للخروج من هذه الحرب الشائكه
    Bizler bu felaket iç savaş için barışçıl devrim arayan insanlarız. Open Subtitles نحن شعب مسالم يتطلع لثورة سلمية ضد هذه الحرب الأهلية الكارثية
    Ben Daniel Jackson. Bizler Dünya adlı gezegenden gelen barışçıl araştırmacılarız. Open Subtitles أنا دانيال جاكسون ، نحن مستكشفون مسالمون من الأرض
    barışçıl insanlar ve rehin tutulmaya bu şekilde tepki veriyorlar. Open Subtitles .انهم مسالمين, وهكذا سوف يردون عليك .كي تبقى رهينة محتجزة
    Kendi çevrelerinde barışçıl şekilde aşırıcılığı ve terörizmi değiştiren tüm insanlara destek için ses çıkarma zamanı şimdidir. TED الوقت المناسب للحديث دعماً لكل هؤلاء الذين تحدّوا الأصولية والإرهاب بسلام في مجتماعاتهم الخاصة هو الآن.
    Evet. Yoldaşlarımın çoğu gibi ben de barışçıl bir çözüm arzulamaktayım. Open Subtitles أجل ، مثل الأقلية من بني عرقي نحن نتمنى حلاً سلمياً
    Adam: Bugün barışçıl bir yürüyüşe davetlisiniz. TED الرجل : أنتم مدعوون اليوم إلى المسيرة السلمية.
    Koku örneklerini kapalı kavanozlarda saklıyorlardı. Bunlar barışçıl devrim sonrası bulundu. TED خزنت عينات في عبوات مغلقة وجدت بعد الثورة السلمية.
    1948'de yakın zamanda suikaste uğrayan Mahatma Gandhi'den barışçıl direniş stratejisi öğrenmek için Hindistan'a gitti. TED في عام 1948، سافر إلى الهند لتعلم استراتيجيات المقاومة السلمية من الذي اغتيل مؤخرًا مهاتما غاندي.
    Bu insanlar barışçıl ve demokratik bir Avrupa oluşturmak istediler. Kendi toplumu için çalışan bir Avrupa. TED هؤلاء الممثلون أرادوا إنشاء أوروبا، يعمها السلام والديموقراطية، أوروبا من أجل الأوروبيين.
    Neyse ki Kazak askeri yaşamın merkezi olan Sich'e ulaşmadan önce barışçıl bir kırılma yaşanmadı. TED لحسن الحظ، فإن السلام الهش لم يكسر قبل وصولهم إلى السيك مركز الحياة العسكرية للقوزاق.
    barışçıl direnişte uygulayabileceğiniz belli başlı kurallar vardır. TED هنالك قوانين في الصراع السلمي يمكنك ان تتبعها.
    barışçıl direniş gerçek dünyada, TED الفوز في الكفاح السلمي يتم في العالم الحقيقي،
    Maya'ların barışçıl bir ırk olduğu ve ormanda, değişik yerlerde, doğayla uyum içerisinde yaşadıkları düşünüldü. Open Subtitles من المعتقد ان المايا كان شعب مسالم يعيش بانسجام مع الطبيعة منتشر بالغابة
    barışçıl bir tür olabilirler, ama imkanları ve azimleri yok değildir. Open Subtitles , قد يكونوا قوم مسالمون لكن بدون مصادر أو عزيمة
    barışçıl ve dostane olmamız gerektiğini anlaman lazım. Open Subtitles كما ترى ، نحن نريد أن نكون مسالمين ودودين
    Biraz umut var. Biz barışçıl halledebiliriz. Open Subtitles تحلوا ببعض الأمل يمكننا أن نحل هذا بسلام
    Bunu, barışçıl bir yolla halledeceğimizi umuyorum. Open Subtitles أنا أمُل أنّه يمكننا حل هذا الأمر سلمياً
    barışçıl bir ulus manzarası; boş yere bir ordu yaratılmaya gayret ediliyor. Open Subtitles منظر شعب محب للسلام يحاول عبثاً خلق جيش.
    Savaşmayı severler, özellikle barışçıl kabilelerle. Open Subtitles يحبون اختيار القتال خصوصا مع القبائل المسالمة
    Eğer barışçıl bir çözüm bulunursa... filo derhal geri çağrılacaktır. Open Subtitles .. إذا توصلنا لحل سلمى الأسطول سيبلغ حالاً
    Camelot kralı Arthur yaşamını barışçıl ve adil bir ülke kurmaya adamıştı. Open Subtitles آرثر ، ملك كاميلوت العظيم قد كرس حياته لبناء أرض تنعم بالسلام و العدل و الآن قد رغب فى الزواج
    Ayrıca önemli, bu hareketler daha barışçıl ve demokratik bir toplum sağlıyordu. TED ونوعياً، فهي تؤدي إلى خلق مجتمعات مسالمة وديمقراطية بدرجة أكبر.
    Sorun istemiyorum. barışçıl bir insanım. Open Subtitles أنا لا أريدُ أي مشاكلً أنا أنسانً مُسالم
    Teknolojik şemanı benimle barışçıl yollardan paylaşmazsan senden bu bilgiyi kaba kuvvetle alırım! Open Subtitles .. إذا لم تشترك معي في تقنيتك بطريقة سلمية فسأخذ المعلومات منك بقوه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more