Barışı sağlamak için beni Tanrı görevlendirdi. | Open Subtitles | أنا في مهمة إلهية لتعزيز السلام |
Barışı sağlamak için beni Tanrı görevlendirdi. | Open Subtitles | أنا في مهمة إلهية لتعزيز السلام |
Beş krallıkta Barışı sağlamak için, küçük bir şansımız var. | Open Subtitles | إن كُنا ننوي تحقيق السلام في الممالك الخمسة، فخياراتُنا قليلة. |
Buna rağmen Barışı sağlamak bir koşu değildir. | TED | في النهاية، تحقيق السلام ليس سباق المسافات القصيرة. |
Ve Barışı sağlamak için toplulukları oluşturduk. | Open Subtitles | وأنشأنا الفئات لكي نضمن السلام |
Ve Barışı sağlamak için toplulukları oluşturduk. | Open Subtitles | وأنشأنا الفئات لكي نضمن السلام |
Savaşmamız gerekiyorsa Barışı sağlamak için savaşmamız gerek. | Open Subtitles | وهذا هو السبب الذي نحتاج إليه للقتال من أجل إحلال السلام |
Konu istenmeyen zararladan kaçınmak değil sadece; Konu Barışı sağlamak. | TED | لا يتعلق الأمر بمجرد تجنب الدمار المباشر؛ الهدف الأساسي هو تحقيق السلام. |
Hedefimiz savaşı tırmandırmak değil Barışı sağlamak olacaktır. | Open Subtitles | هدفنا هو تحقيق السلام لا تصعيد الحرب |
Öncelikle Barışı sağlamak. | TED | إذاَ في المقام الأول، إحلال السلام. |
Sözde Barışı sağlamak için geldiler. | Open Subtitles | يفترض أنهم هنا من أجل إحلال السلام. |