"barutu" - Translation from Turkish to Arabic

    • البارود
        
    • المسحوق
        
    • بارود
        
    • والبارود
        
    • مع مسحوق
        
    • بالبارود
        
    Osmanlıların askeri üstünlüğü, Barutu muhtelif yerlerde ve gelişmiş bir şekilde kullanabilmesinden geliyordu. Open Subtitles كان سر التفوق النوعى للعثمانيين يأتى من أستخدامهم المتنوع والمعقد لإمكانيات مسحوق البارود
    Silah satıcıları, Barutu, el altında bulundurmayı severler, ... ama barutun, tehlikeli olmak için kurşun içinde olması gerekmez. Open Subtitles تجار الأسلحة يحتفظون بالبارود لصناعة رصاص حسب الطلب لكن البارود ليس بحاجة لأن يكون في رصاصة حتى يكون خطرا
    İspanyol askerleri. Barutu ne olursa olsun almalarına izin veremeyiz. Çüşşş! Open Subtitles لا يمكن ان يٌسمح لهم يأخذ البارود اتحتاج الى المساعد بهاذا
    Saçma parçalarının kovanlarını tüfekten temizledim ama Barutu olduğu gibi bıraktım. Open Subtitles لقد أبعدت الرذاذ عن أغلفة الرصاص لكن تركت المسحوق وهذا أعطانا فرصةً جيدة
    Biri tele takıldığında diyafram saniyenin 30'da birinde açılacak ve elektrik akımı Barutu ateşleyecek. Open Subtitles وعندما تتعثر بالسلك المتصل بالنابض يفتح في خلال واحد على 30 من الثانية شحنة كهربائية وتشعل المسحوق
    - Barutu dışarı çıkarıp diğer askerî depoları da bulabilirsiniz. Open Subtitles قم بالإستيلاء على أي بارود و أي مخزون عسكري آخر تجده حسناً
    Sizler çarkımın dişlileri tutuşturacağım ateşin Barutu olacaksınız. Open Subtitles ستكونون كالتروس التي تثقل من عجلتي، والبارود الذي يتقد من مشعلي
    Moğollar, özellikle değerli Barutu işleyen Çinliler, TED كافأ المغول بخاصة فنيِّي البارود من الصين.
    Ben Barutu ateşler ateşlemez, ...siz oka vurup, iteceksiniz ve diğer taraftan çekeceksiniz. Open Subtitles ..... حالما اشعل البارود, ادفعي السهم بقوة للداخل حتى آخره واسحبه من الخلف.
    Eee, hayatım... şekillendi çünkü birisi Barutu icat etti, bu da bana dünyayı dolaştırdı. Open Subtitles اخذت حياتى هذا المنحنى لان احدهم اخترع البارود وقد قادنى حول العالم
    Izgaraları çekin. Bütün Barutu yük ambarındaki ağın üzerine koyun! Open Subtitles أسحب المشابك, وحملوا كل البارود في شبكة عنبر الشحن
    Mermi kovanlardaki Barutu uzun yıllar önce çıkardım. Open Subtitles لقد أزلت البارود من تلك الرصاصات منذ سنواتٍ عدّة.
    Dumansız Barutu en son gördüğümüzde polis cenazesindeki bombalamada kullanılmıştı. Open Subtitles متّسق مع البارود بلا دخان. آخر مَرّة رَأينَا البارود بلا دخان كَانَ في القنابلِ
    Bak Louis, tozlama sanatının sırrı izlerin üzerindeki Barutu okşamakta yatar. Open Subtitles انظر يا لويس , المهارة في الغبار تكمن في نشر المسحوق على الطلاء
    Sanıyor musunuz ki Barutu kuru tutmaktan bihaberiz? Open Subtitles اتعتقد اننا لا نعرف كيف نبقي المسحوق جاف ؟
    Barutu kağıda sarıp evde dolabımın içine sakladım. Open Subtitles لففت المسحوق في ورقة و خبأته في خزانة ملابسي في المنزل
    Üstümüze düşeni yapacağız Barutu alıp eve gideceğiz. Open Subtitles صحيح. سوفننجزدورنا.. نأخذ المسحوق ونعود إلى الديار.
    Çünkü kanvas örtü Barutu mükemmel şekilde korur ve daha ucuza çıkar. Open Subtitles لأن قطعة قماش ستحمي المسحوق جيداً وهي أقلّ ثمناً بكثير
    - Kara Barutu aramaya geldik. - Tabii ya. Open Subtitles ـ جئنا نبحث عن المسحوق الأسود ـ بالطبع
    Bu ateşle Barutu yan yana koymak gibi. Open Subtitles هذا يشبه إحضار عود ثقاب بجوار برميل بارود
    Silahları ve Barutu kontrol edin. Open Subtitles تفقدوا الأسلحة النارية والبارود.
    Kullanılmış kovan, kapsül Barutu ve saçma ile doldurulduktan sonra tekrar ateş etmesi sağlanır. Open Subtitles الأغلفة المستهلكة معادة الملئ مع مسحوق أولي و رصاصة ومن ثم تطلق مجدداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more